Uğur Özteke

Uğur Özteke

Reis’in güvendiği dağlar bu mu?

Reis’in güvendiği dağlar bu mu?

2020’yi geride bırakmaya hazırlanırken yeni yıl ile birlikte yani 2021 ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın 2023 için sahalara meydanlara ineceğini bu sütunlarda yazmıştık.

Ve 2021 ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanımız sadece il kongredelerinde değil her yerde, her zaman, her gün hatta günde üç dört ayrı toplantıda canlı yayınlarla tek başına adeta ölümüne çarpışan komutalar gibi çalışıyor, didiniyor içeriye dışarıya mesajlar veriyor.

Ama bana kalırsa bu mesajlar ve Reis’in bu dinamizmi önce üzerlerinde ölü toprağı serpilmiş gibi gelişmeleri olayları izleyen teşkilatlara dahası güvendiği isimlereydi.

Pandemiyi de fırsat bilen çok sayıda partili kış uykusuna yatmayı tercih ediyordu.

İster devlette ister özelde ister belediyelerde olsun, partililer esnek çalışma saatlerinin bile arkasına sığınmayı, az çalışmayı kendilerince kâr sayıyorlardı.

Tamam dünya pandemi ile ters düz oldu; ama siyaset her şeye rağmen tüm canlılığı ile devam ediyor ve edecek de.

Tayyip Bey’in İstanbul kongresindeki bazı cümlelerini AK Partililer ve AK Partili olmayanlar çok iyi analiz etmeli derim.

“Değişim hayatın gerçeğidir” diyen Sayın Cumhurbaşkanını bence kendisini 30 yıl önceki Erdoğan, 20 yıl önceki Erdoğan ile dahası o yıllardaki cümleleri ve siyasi görüşleri ile eleştirenlere söylüyordu o tek cümleyi.

Oysa bazı siyasiler bunu Tayyip Bey’in İstanbul İl Başkanını değiştirmesine yorumlamışlardı. Cumhurbaşkanını bilen bilir. Cumhurbaşkanı bir il başkanını değiştirecek olursa bu İstanbul da olsa kimseye bunun hesabını vermez, izahını da yapmaz.

Neyse bizim bugünkü yazımızın konusu bu değil.

AK Parti seçimlere giderken Cumhurbaşkanımızın yeni hamleleri ile “yeniden Milli Görüş ruhuna mı döner?” Muhafazakâr yapısını Milliyetçi kimliğinin çok mu üstüne çıkarır? Oralara girmeyeceğiz.

..............

Bugün aslında vatandaş nezdinde Sayın Cumhurbaşkanımızdan çok ötede, çok ayrı bir yerde, özünde AK Parti’ye kan kaybettiren son acı gerçeğe gelmek istiyorum.

AK Parti iktidarlarında 20 yılın sonuna geldiğimiz zaman atama, görevlendirme yazılarında son imzanın Sayın Cumhurbaşkanımızın olduğu ve atadığı kişilerin icraatları ile milletin nezdinde hayal kırıklıkları, şaşkınlıkları ve yaptıkları oluyor.

İnsanlar Cumhurbaşkanına inanıyor ama AK Partili yetkililere inanamıyor. AK Partili makam sahibine güvenemiyor. Ya da tek gözle bakıyorlar.

........

Ne demek istediğimi şimdi daha iyi anlatabiliriz.

FOX TV gibi, Sözcü gibi, Odatv gibi yayınlarda çıkan haberlere “bunlar zaten muhalif” gözü ile bakanlar buradaki yayınlara tam teslim olmazlar.

Amma velakin önceki gün TGRT Ana Haber’deki haber beni şok etti.

Ana haberi de bizim Konya’dan yetişip İstanbul’a giden başarılı gazeteci arkadaşımız Ekrem Açıkel sunuyordu. 

Ekrem de habere çok kızmış kendisini kaptırmış gidiyordu.

Haberin özeti şuydu;

“Sayıştay 2019 raporunda, İzmir’de bir devlet üniversitesinde rektör, rektör yardımcısı, dekan ve öğretim görevlileri arasından tespit edilebilen 27 kişinin birbiri arasında akrabalık bağı bulunduğu görülmüştür.”

.......

“Objektif ve denetlenebilirlik ilkelerine riayet edilmemiş, ilanların büyük çoğunluğunda spesifik ve belli bir kişiyi çağrıştıran şartlar istenmiştir. Bunun sonucunda da, alım yapılacak toplam 195 kadronun tamamı için sadece birer kişi başvuru yapabilmiş ve aynı kişiler kadrolara alınmıştır.”

.................

Sayıştay ayrıca şube müdürlüğü kadrolarına, şube müdüründen daha üst görev niteliğinde bulunan kadrolardan sınavsız atama yapılmasıyla ilgili, eşitlik, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde atama yapılması şartları dikkate alınmaksızın atamalar gerçekleştirildiği bulgusuna yer verdi.”

...................

Şimdi bir kesim “Cumhurbaşkanımız ne yapacak? Rektörü güvenmiş atamış. Bu adam adaletsiz ise bu adam bunu yapıyorsa Cumhurbaşkanı mı suçlu?” diyebilir. Diyor da zaten.

Yalnız son örnekte olduğu gibi basına yansıyan bu tür işler sadece bir rektörlük, iki rektörlük, üç rektörlük ya da üniversitelik iş değil ki.

...........

Son örnekte olduğu gibi bu tür gönül kırıklıkları, yaralanan vicdanlar, canı yananlar, inanç kaybı en çok Sayın Cumhurbaşkanımıza yansıyor.

Elbette kimin makama oturduktan sonra ne yapacağını hiç kimse önceden kestiremez.

Amma velakin toplum ve millet olarak geldiğimiz noktada işin en acı yönünü göstermiyor mu?

Yine gelinen noktada vicdanların Allah’tan korkması ve kuldan utanmasından başka bir şey bizi kurtaramaz diye düşünüyorum.

*****

KONYA’NIN KIRMIZI RENGİNİ NASIL DEĞİŞTİREBİLİRİZ?

Konya’yı yönetenler, Konyalı duyarlı iş adamları, yöneticiler 1 Mart tarihi yaklaştıkça kararmaya başladılar.

Niye demeyin?

Corona işinde resmi rakamlarda Konya kıpkırmızı beyler.

Eğer kabine sonrası Sayın Cumhurbaşkanımız da beklenilen açıklamaları yaparsa Konya’da esnaf küçük ve orta ölçekli esnaf perişan olur.

Gerçekten denildiği gibi resmi rakamlara ve renklere uyulursa kırmızı ve turuncu listede yer alan illerde kısıtlamaya bugüne kadar olduğu gibi devam edilecek.
Sarı listedeki illerde kısmi kısıtlama, mavi listede ise normalleşmeye geçilecek.

 

Reis’in güvendiği dağlar bu mu?

 

 

 

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Stresin en büyük sebebi, günlük yaşamınızda anlayışsız insanlarla yaptığınız tartışmalardır

 

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kelebekler Vadisi bölgesindeki trafik ışıklarında kırmızı ışıkta geçmeyi hüner saymadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Uğur Özteke Arşivi