Şehir Hastanesi ve hastanelerin MR’ını çektik
Yepyeni haftanın hepimizi sağlık, mutluluk, huzur ve hayırlı işlere vesile olmasını dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlıyoruz.
Bu hafta yine pek çok dostla birlikte olduk.
Bir gazeteci; öğretmenle, işsizle, işçi ile memur ile, sanayici ile, emekliyle oturup kalkarsa ne konuşur?
Elbette ki şehrin geleceğini ve ülkenin genel halini.
Bu rutin bazen düşündüren, bazen ümitlendiren sohbetlerin yanı sıra canımızı en çok sıkan konu ise Konyaspor’un mağlubiyeti oldu.
Allah var bu maça gitmemek için 40 takla atıyordum ki, benim için çok ayrı bir anlam ve değeri olan Hüseyin Sarıköse abimin ısrarları sonucu, hatırını kıramayarak, ayağımı sürüye sürüye de olsa canım cop cop çekerek Göztepe maçına gittik. Maça girerken bazı dostların parmakları ile yaptığı 4 işaretini anlamadım sordum. Allah var ya bu millet maça girerken bana ne diye “Rabia” işareti yapıyor diyordum. Dayanamayıp bir genç dostuma sorunca “Bugün 4 atacağız abi 4” demez mi?
Hüseyin abime döndüm “Bu millet ya toptan anlamıyor ya da dayak yememiş. Ben bu maçtan korkuyorum abi. Adam gibi mücadele etmez isek bu Göztepe vallahi bizi üçler” dedim.
Maçı da Hüseyin Sarıköse, bizim eski Konyasporlu Tayfun Türkmen, Gülvezir Korkmaz, Yavuz Tezcan ve dostlarla izledik.
Maç yorumu filan yapmayacağım.
Sadece iki konuya dikkat çekmek istiyorum.
Bir; “Yönetim istifa” diye toplu tezahürat yapmak belki o andaki bir öfke boşalmasıdır. Taraftarlarımız bana kazmasınlar ama bu yönetim de istifa ederse bu takım şimdiden düştü demektir. Yönetimin gitmesini isteyenler kusura bakmasınlar da bu takımı ve kulübü ile kimse almaz bu böyle biline.
İkiiiii; Bu takımın asla düşmeyeceğine kayıtsız şartsız inananlardan idim. Ama cumartesi akşamı benim de kafam karıştı düşme gibi korkunç bir düşünce beynimde oynamaya başladı. Tek nedenim Göztepe karşısındaki futbol değil ruhsuz mücadele ile, yeni hoca ile filan da alakası yok. Bunun tek nedeni Denizli-Kayseri ve Ankaragücü-Fenerbahçe maçında “bizden önce düşer diye tahmin ettiğim takımların futbolcularındaki kazanma hırsı ve mücadelesiydi”...
Bu dakikadan sonra herkes akıllı olmalı. Akıllı. Akıl baştan giderse yan ağla dön ağla donunu bağla derim.
BİR SANAYİCİ VE İŞ ADAMI GÖZÜNDEN EĞİTİME BAKIŞ
Yaklaşık 30 yıldır tanıdığım bu şehre bir dönem yerel siyasette de bizzat yer almış, ANAP’lı, AK Partili maddi yönden güçlü, alanında yaptığı çalışmalar ile iz bırakıp çevresinden saygı gören büyüğüm yazdığımız köşe yazısı üzerine içinde bulunduğumuz eğitim sistemi ile ilgili görüşlerini bizimle şöyle yazarak paylaşıyordu;
“Sevgili Uğur makalende kanayan bir yaraya parmak basmışsın. Şimdi devlete bir adam alınacak ise liyakate önem vermek yerine İmam Hatipli mi diye 1.sırada bakılıyor. (Abimizin kendisi de İmam Hatiplidir.)
Bir de Sanat Okullarına bakmak lazım. Teknik Liseler yeterli mi?
Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak konum da mı?
Üniversiteler Türkiye’nin ihtiyacına göre kontenjan açmak yerine salla parti onlarca işsize neden olan sayıda öğrenci alıyorlar.
Hukuk ve mühendislik fakülteleri bunlardan sadece bazıları.
Eğitimde ülkenin ihtiyaç planlaması mutlaka yapılmalı.
Senin makalenden sonra aklıma gelenleri paylaştım. Selam ve sevgilerimle.”
***
İşte İmam Hatip’li bir yüksek mühendisin eğitimle ilgili görüşleri. Noktasına kadar doğru. Ama kimin umurunda Allah aşkına? Biz yaptık doğru... Bence de doğru (!)...
ŞEHİR HASTANESİ
Konya’da değil Türkiye’de toplumu ikiye bölen bir başka hizmet konusu. Üstelik de sağlıkla ilgili bir konudur ŞEHİR HASTANELERİ.
Geçtiğimiz hafta sizlerden gelen endişeleri dile getirmiştik ya.
O zaman işte son durum.
İşte gelecekteki durum.
Hem de siyasi demeç ve yorum olarak değil, işin ehlinin ağzından Konya Şehir Hastanesi ve diğer hastanelerimizin geleceği....
Bizim o yorumumuza İl Müdürümüz Prof. Dr. Mehmet Koç Hoca’dan bilgilendirme.
Mehmet Koç Hoca, AK Parti İktidarlarının bu şehirde atadığı en isabetli müdürlerden birisidir.
Önce peşin peşin bunu söyleyelim.
Hoca öyle klasik kurnaz siyasetçi, siyasilere yatırım yapan cin fikirli bir bürokrat asla değil üstüne üstelik gerçek bir bilim adamıdır.
Öyle ki siyasilerin kendine ettikleri rektörlük makamını bile kabul etmemiştir. Mehmet Koç Hoca bu makamların gelip geçici olduğunu ve Allah nasip ederse o koltuktan kalktıktan sonra bu şehirde daha çok alnı açık dolaşmayı prensip edinmiş ilkeli duruşlu bir isimdir.
Mehmet Hoca Konya Şehir Hastanesinin kesinlikle Türkiye’deki diğer Şehir Hastanelerinden farklı olacağının altını çiziyor ve “Bu hastane Türkiye’nin 1 numaralı sağlık turizmi hastanesi olacak. Bununla da kalmayacak bu hastane Dünyanın Uluslararası Sağlık Merkezi olacak. Bunu da tüm Türkiye’ye göstereceğiz” diyor.
Kamuoyunun sürekli konuştuğu Numune Hastanesinin, Kadın Doğum Hastanesinin ve Meram Eğitim Araştırma Hastanesinin de kesinlikle kapatılmayacağının altını çizen Koç, Numune Hastanesinin Kornea, Kadın Doğum Hastanesinden bir bölümün Şehir Hastanesine nakledileceğini, Meram Eğitim Araştırma Hastanesinin mevcut bin 300 kapasiteli yatak sayısının 600’lü bir rakama çekilerek burada bir odada artık 4-5 hastanın olmayacağını her odada bir en fazla iki yatak bulunacağını böylece Eğitim Araştırma Hastanesinin de nitelikli yataklı hasta hizmeti verileceğini söylüyordu.
Bu konuda Sayın Koç şimdilik yazılmamak kaydıyla pek çok şeyi bizimle paylaşıyordu.
Çünkü bunları açıklamak belki Bakan Dr. Fahrettin Koca Bey’in belki de siyasilerin işi.
Sağlık İl Müdürümüz hiçbir hastanenin asla kapatılmayacağını bize dahası kamuoyuna müjdeliyordu.
Böylece bu iş bizim için noktalanmış oldu.
Bu konuda sizin de içiniz rahat olsun derim.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Tanıdığımıza pişman olduklarımız çoğaldıkça, yeni tanışacaklarımızdan korkar olduk
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Alaaddin Caddesi’ndeki U dönüşünün yasak olduğu tabelalarla belirtildiği tramvay hattından ısrarla resmi ve özel otolar U dönüşü yapmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.