Şeker Fabrikası’nın, Çimento’nun Geleceği
Yine farklı farklı konularla, farklı noktalara değinmeye çalışacağız. Yazmamız gereken ajandamızda pek çok konu var. O zaman buyurun hemen yazımıza başlayalım.
REKTÖR CEM HOCA TAM BİR KURT SİYASETÇİ
Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu Hoca göreve geldikten sonra verdiği sözü yerine getirerek olağanüstü gelişmeler dışında basınla yılda bir defa bir araya gelir.
O günde de geçmiş yılda neler yapıldı, nelerin sözü verildi, verilen sözlerin gerçekleştirilenleri ve yeni yıldaki yeni hedefleri basınla paylaşır.
Dün sabah da böyle oldu.
Cem Hoca benim için vekilliğinden tanıdığım günden bu yana maşallah hiç değişmedi.
Kendisini yetiştirmiş kurt bir siyasetçi olarak tanıdım.
Hiçbir vekile benzemeyen karizması, giyim, kılık, kıyafetteki titizliği hep ön planda idi.
Şimdi de tıpkı ilk gün tanıdığım Cem Hoca gibiydi.
Belki sorumluluk alanı ve kimliği değişmişti ama Cem Hoca bizim Cem Hoca idi.
Allah sağlık sıhhet versin.
Sayın Cumhurbaşkanımız kendisine pek çok alanda farklı farklı sorumluluk verdi.
Bu görev de onlardan bir tanesi.
Hocanın belli bir siyasi alt yapısı ve kimliği var. Şimdi rektör olunca daha tarafsız ve bilimsel bir görüntü veriyor.
Ben Cem hoca için şunu bulur bunu söylerim “Bu dünyada ne yaparsa öbür tarafta hesabını vereceğinin bilincindedir”...
Hocanın üniversite ile ilgili açıklamalarını ise zaten BBN HABER’de, BBN TV’de ve sosyal medya hesaplarımızda uzun uzadıya takip ediyorsunuz.
******
SMA KONUSUNDA KONUŞAN YOK Kİ
Allah için bizi eleştirenler de dahil hangi okuyucumuz yasal ve helal yoldan ne istiyorsa biz sonuna kadar işin takipçisi oluruz.
Ama ne yazık ki burası Türkiye.
Türkiye’de gündem öyle hızlı değiştirilir ki.
Bakın Türkiye’de gündem hızlı değişir demiyorum. DE-ĞİŞ-Tİ-Rİ-LİR...
Bunu yapanlara da kızmamak gerekir.
Çünkü millet olarak biz de bundan zevk alan insanlarız.
O zaman biz ne istiyorsak, neden mutlu oluyorsak büyükler de onu yapıyorlar.
Türkiye’de bir SMA olayı patladı.
48 saat sonra SMA olayını çöpte arasanız bulamazsınız.
İnsanlar bir anda dünyalarından attılar. Tabii ki siyasiler de.
Biz kendi çapımızda okuyucumuza, izleyicimize saygımızdan dolayı da hiçbir zaman unutmayız.
O günlerde HİLMİ rumuzlu okurumuzşöyle diyordu;
“Uğur bey SMA konusunda bu konuda uzman akademisyen biriyle konuşup bu konudaki görüşlerini yazar mısınız?..
Nedir bu tedavi etkili mi?
Devletin verdiği mevcut tedavilere göre daha mı etkili merak ediyoruz..
Paylaşırsanız seviniriz, biz de öğrenmiş olalım.. Kulaktan dolma bilgilerle yorum yapmayalım..
Allah bütün çocuklarımıza şifa versin İnşAllah..
Aileleri üzmeden bu konunun açıklığa kavuşturulması gerekiyor..
Bize konuşmak kolay geliyor bir de aileleri düşünmek gerek..”
..........
Evet Hilmi Bey’in bu isteği çok yerinde idi. O gün haber merkezimizdeki bir arkadaşımızı bu konu ile ilgili olarak görevlendirdik. O günden bugüne Konya’mızdaki ne bir üniversite, ne özel ne devlet hiçbir sağlık kurumunun kuruluşunun yetkilisi bize bilgi veremedi ya da vermediler.
“Basın...Basın…” dediğimiz sektörün ne durumda olduğunu anlayabiliyor musunuz?
Bu iş bir sağlık meselesi.
Çocukların geleceğimizin sağlığı. Hilmi Bey de ne güzel sormuştu. Ama sağlık sektöründe bir tek Allah’ın kulu çıkıp da konuşamıyor. Bilmem anlatabildik mi?
Hilmi Bey isteğinize cevap veremediğimiz için özür dilerim.
******
ŞEKER FABRİKASI, ÇİMENTO FABRİKASI VE DİĞERLERİ
Geçtiğimiz hafta sonu Sayın Bakan Kurum’un başkanlığındaki basın buluşmasının detaylarına bir türlü giremedik.
Bu konuda gelen sorular üzerine birkaç cümle ediverelim.
Notlarıma bakıyorum.
...........
Evet o akşam toplantı saat 18.30’da başlayacaktı ama Sayın Bakan Kurum ve beraberindeki siyasilerden oluşan heyet saat 19.19’da salona gelebildi. Açık ve net söyleyeyim. Bunun en canlı şahidi de Mustafa Tatlısu. Eğer Bakan Kurum olmasaydı hiçbir Allah’ın kulu ya da hiçbir bakanı bu kadar beklemezdi ve ben de beklemezdim.
O anlarda hep rahmetli merhum Erbakan Hoca’yı yâd ettim.
Ankara’da gazetecilik yaptığımız dönemlerde hoca ile başlayan bu gelenek günümüze kadar bu cenahta hâlâ devam ediyor!
Neyse Sayın Bakan Kurum, Leyla Şahin Usta, Ziya Altunyaldız, H.Ahmet Özdemir, Selman Özboyacı, Tahir Akyürek, Ahmet Sorgun, Vali Vahdettin Özkan, Uğur İbrahim Altay, Hasan Angı, Ahmet Pekyatırmacı, Hasan Kılca ve Mustafa Kavuş’tan oluşan heyet Konya’nın bazı konularına açıklık getirdiler.
Bence Konya ve şehrin geleceği ile ilgili gündemde ve konuşulan konulardan bazıları da Şeker Fabrikası taşınıyor mu? Çimento Fabrikası taşınacak mı? Silledeki Cephanelik ne oldu? Meram’daki Ağır Bakım’ın olduğu yer millet bahçesi mi olacak yoksa konut ve AVM’lere mi dönüşecek gibi.
..........
Önce genel kanatimi dillendireyim.
Sayın Bakan Kurum, Uğur Başkan ve bu siyasi kadro Konya’nın gündemindeki bu tarihi yerlere kesinlikle dokunmak istiyor. İstiyor ama nereye kadar, ne zaman, nasıl?
Şeker fabrikasının taşınma durumunun master planına alınması düşünülüyor. Bu konuda girişimler ve temaslar tüm hızı ile devam ediyor. Recep Başkan’ın istekleri ortada. Uğur Başkan’ın verebileceği ve aklından geçenler de belli. Bugün için bu konuda tek bir kelime edilemez çünkü süreç sürüyor.
Çimento Fabrikası; 2030 yılına kadar sözleşme gereği kimse hiçbir şeye dokunamaz. 2030 ve sonrası için de kim öle kim kala derler bizim oralarda.
Sille’deki cephanelik; Uğur Başkan burası için önemli mesafelerin alındığını ve ihale aşamasına gelindiğini söyledi.
Meram’daki Ağır Bakım’ın yerinin ise Milli Savunma Bakanlığı ile yapılan görüşmelerde maddi yönden oldukça bütçeyi zorladığı görülüyor.
Ama sonuçta baştada Bakan Kurum ve Başkan Uğur İbrahim Altay yıllar sonra “Niye buraya yapıldı?” dedirtmemek kendilerinin de “Neden buraya bunu yaptık?” diye üzülmemeleri için kılı kırk yardıklarını söylüyorlardı.
Evet, yönetici ve yönetim anlayışında en önemli en hassas konu ise budur işte.
Yani hiçbir yönetici kendisinden sonra kendisinin kötü bir şekilde anılmasını istemez.
Ama buradaki ince detay şehrin 50 yıl sonrasını görebilmektir.
Bu da ancak zeka ile akıl ile, bilimsellik ile, matematik ile öngörü ile olabilir.
Kimin ne kadar görevde kalabileceğini kimse garanti edemediğine göre bu konular çok hassas işler olarak masanın üzerinde duruyor.
Biz yöneticilerimizin ve siyasilerimizin iyi niyetlerinden asla şüphe duymuyoruz.
Ama şehrin geleceği içinde dünü iyi hatırlamalı, bugün iyi düşünmeli yarın iyi planlanmalı diyoruz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Eskimiş fikirler paslanmış çivilere benzer, söküp atmak çok güçtür.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kunduracılar Kavşağı’nda aracımızı tam da dönülecek noktaya koyup yolu daraltmadığımız zaman daha iyi adam oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.