Allah beterinden korusun salgın, bu zıkkım virüs aldı başını gidiyor. Rabbim sonumuzu hayretsin. Sizlerden özür dileyerek yine bu salgın ile başlayacağız.
Bir okurumuz şöyle yazmış; 
“Abi günlerdir koranavirüs yazıyorsun, “aman dikkat” diyorsun, “maske-mesafe-hijyen” diyorsun ama bu zıkkım hastalığın dur durak dediği yok.  
Her gün her saat yeni ölüm haberleri alıyoruz. 
Bu illet hastalık zengin-fakir, kadın-erkek ayrımı yapmıyor. 
Kronik hastalar diyorlar, dağ gibi adamları deviriyor. 
Makas daralıyor, Konya’nın her yerinde karantina var. 
Bekçiler işi gücü, nöbeti bıraktı evde izolasyona tabi tutulan hastaların yoklamasını yapıyor. Bakkallar apartmanlara poşet poşet erzak taşıyor. 
Ama her akşam bakanlık tarafından açıklanan rakamlara bakıyoruz, bir de Konya’da gördüklerimize, duyduklarımıza… 
Bu işte ciddi bir tezat var. Geçen gün arkadaşlar uyardı. 
Konya Büyükşehir Belediyesinin resmi sitesinde an be an güncellenen “vefat edenler” bölümü var. Buradaki rakamlar normal bir döneme göre ikiye katlamış. 
Mayıs ayında günlük 15-20 olan vefat sayımız artık 30’un üzerinde. 
Mesela 21 Ağustos’ta 28 ölüm, 22 Ağustos’ta 30 ölüm ve 24 Ağustos’ta 29 ölüm işlenmiş. Çoğu gün bu sayı 30’un üstünde. 
Allah sonumuzu hayretsin ama devlet yetkililerimiz bu sayıları daha gerçekçi açıklasa sanki mesafe de daha da artacak gibi. 
Hastalığın ilk döneminde 50’li 100’lü vefat haberleri varken herkes daha tedirgin ve daha bir korunaklıydı. 
Asansöre eldivensiz binmeyen, işi olmadan sokağa kafasını uzatmayan insanlarımız şimdi sarmaş dolaş. 
Bakıyorsun bakkalı, fırıncısı maskesiz iş başında, AVM’lerde meyve sebze tezgahları yine başı boş ve herkes eldivensiz bir şekilde domates biber ellemeye devam ediyor.”
............
Doğru söze hacı emmim ne desin? Deriz ya. İşte okurumuzun her dediği doğru. Teşekkürler.
******
ŞEHİR HASTANESİ 
PANDEMİ HASTANESİ OLUR MU?
Bu hastalık artışı, salgın resmi olarak açıklanmasa da hadi diyelim ki şehir efsanesi aldı başını gidiyor. 
Biz kime inanacağız?
Elbette ki resmi açıklamalara.
Peki bize bize konuşalım. Kimse duymasın. Kaç kişi artık resmi açıklamalara inanıyor?
Peki yine kendi kendimize soralım. 
Ne oldu da bizim kafamız karıştı?
Ne oldu da midemiz bulandı?
.............
Açıklananlar ile korkunun artmasındaki en büyük ters orantı herkes hasta, herkes ölüyor.
Hem ben her gün kendi kendimle soruyorum.
“Ey büyük Allah’ım bu zıkkım hastalık Almanı’ndan Rus’una 77 milletin karıştığı Antalya’da Alanya’da, Marmaris’te, Muğla’da hiç yok. Eeeee Konya’da, Urfa’da, Mardin’de, Diyarbakır’da çuvalla....”
Bir tek Allah’ın kulu çıkıp bize bunun mantıklı açıklamasını yapsın.
Benin aklım, hafızam, mantığım almıyor.
Dün kızım bana sosyal medyada dönen şu paylaşımı göndermiş;
“Tüm dünyayı gezdim, Gonya gibi misafirperver görmedim. Beni böyle ağırlamaya devam ederlerse Gonyalı olucam. Eeeeee boşuna dememişler gez dünyayı gör Gonya’yı”...
..............
Bu rakamlar niye bu kadar ağrıma gidiyor bilmem anlatabildim mi?
******
GÖZLERİ GÖRMEYEN ANNE NASIL HASTA OLUR?
Bir doktor abimiz aynı zamanda okurumuz yemin billah anlatıyordu.
“Uğur Bey bir hastam var. Düzenli olarak takip ediyorum. Adam bir defa dahi maskesiz dışarıya çıkmamış. Annesi var. Annenin gözleri ama. İkisi de görmüyor. Komşu kadıncağız anneye bir yemek yapıyor. Çorba yapıyor ve veriyor. Benim hasta annesini ziyarete gidiyor. Ve annesinden mikrobu kapıyor. Çünkü komşu hasta imiş.”...
Bize bunu aktaran dost hekim yalvarıyordu “Allah aşkına maske ve mesafe”..
Bu iş bu kadar basit baylar bayanlar.
******
ÇİFT YÖNLÜ YOL NASIL 
TEKYÖNLÜ YOL OLUR?
İş adamı bir okurumuz üşenmemiş şikayetçi olduğu konuyu fotoğraflamış;

Devamı da şöyle; “Burası Galericiler ana yoldayız. Plaka basım merkezi yani. Çift şeritli yol tek yol olmuş ve burada sık sık sürücüler arasında tartışma oluyormuş. Konu artık sizde.”
*******
SSK’NIN ESKİ GÜNLERİNE DÖNMEYELİM?
Yeni Türkiye modelinde büyüklerimiz ve biz yaş grubunun gençlere iki de bir öcü diye gösterdiği anlatmaya çalıştığı bir SSK Hastaneleri gerçeği var. Evet o günlerde ben de çocuk iken sonra SSK’lı işçi iken Meram Yeni Yol’daki hastaneye sabahın köründe girerdik. Öğlene kadar tedavi olursak şanslı idik. Sonra en alt zemin kata iner üç ayrı kuyruğa girerdik, en son olarak da şeffaf poşetin içinde haplarımızı şuruplarımızı alır çıkardık. Bu olay 40 yıl önce 50 yıl önce idi.
............
Zaten o yıllarda kimse kusura bakmasında dünya böyle idi. Yani CHP’yi zor idare eden ipleri elinde zor tutan Sayın Kılıçdaroğlu’na SSK’yı batır desen adamcağız zaten batıramazdı.
O günlerden bu günlere geldik.
Türkiye sağlıkta uçtu.
Avrupa ucuz diye Türkiye’ye uçmaya başladı.
Bu durumu gören Sayın Cumhurbaşkanımız “Sağlık Turizmi” için düğmeye bastı. Eğer Sayın Cumhurbaşkanımızın ufkuna ayak uydurabilirlerse o çapsız birileri ile Türkiye gerçekten uçar. Buna inanıyoruz.
Amma velakin Selçuk Üniversitesinden bir hocam aradı. Covid testi için sabah saat 6’da en az 100 kişi sıraya giriyormuş.
Hocam ağrısı ve acısı ile feryat ediyordu.
Hocamı baştan sona sabırla dinledikten sonra “Hocam yeter artık fazla kızma. Bak Bay Kemal geri gelir bugünleri de ararsın” dedim.
Baylar bayanlar lütfen akıllı olalım.
Sırada eğitim ordumuz var.
Namlunun ucunda çocuklarımız ve öğretmenlerimiz dolayısıyla bizler varız.
Hiç ağlamayın sızlanmayın. Okullar bal gibi de açılacak. Üniforma satanlar, kırtasiyeciler, servis araçları ve tayıma şirketleri, kantinciler de Allah Allah diyorlar.
Allah’ın sen bizi koru ne olur.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ 

Buğdaylar sevilir, çünkü onlar alçak gönüllüdür, büyüdükçe, olgunlaştıkça, içleri doldukça, ağırlaşırlar ve başlarını уere eğerler. İnsan da böyle olmalı.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sosyal mesafeye en çok ihtiyaç duyduğumuz tam da bu günlerde bakkal ve marketlerde insanların dibine dibine sokulmadığımız zaman daha iyi adam oluruz.