Haftalardır yazıp söylüyoruz. Bu virüs olayı, pandemi dönemi sizi ruhen nasıl etkiliyorsa Allah sizi inandırsın bizi bin kat daha fazla etkiliyor.

Çünkü bildiklerimizi, gördüklerimizi, duyduklarımızı mesleğimiz gereği yazma, konuşma, şansımız yok.

Aslında duran hayat, yeni normalleşme süreci ile yeniden başlıyormuş gibi olsa da bizde asla durma yok ve olamaz da.

Yalnız bu tarifi zor dönemde yine şunu fark ettim; şehri yönetenlerin de, ülkeyi yönetenlerin de işleri çok çok çooook zor.

Sizin bizim için çok büyükmüş gibi görünen dahası hayat memat meselesi olarak gördüğümüz konular büyükler için küçük-büyük olarak demiyorum; ama stratejik dengi meselesi olarak zor.

Lafı uzatmayalım yerel konularımıza girelim.

******

MASKE OLAYINDA BUNDAN DAHA GÜZEL (!) GÖRÜNTÜLER OLABİLİR Mİ?

KAVAF HOLDİNG bünyesinde BBN Haber ve BBN TV için Konya ve ülkemiz adına kendi dünyamızda tarihi çalışmalara adım atmaya devam ederken, asla önce Konya’mızın kaldırımlarından sokaklarından caddelerinden kopmamaya çalışıyoruz.

Hedefimiz belli Ankara, İstanbul, Türkiye… Sonra Almanya, İtalya, İspanya, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Suriye... kısaca dünya.  

Hayırlı ise bu hedeflere koşarken haddimizi ve kendimizi biliyoruz.

Biz önce KONYA’YIZ.

Pergelin sabit ayağı KONYA.

Hani hafta başında küçücük bir dolmuş içerisi tedbirini daha doğrusu tedbirsizliğini kaleme almıştık yaaa.

Bizim güzel yürekli samimi okurlarımız Çarşamba günü Tıp Fakültesi hattındaki bir dolmuşun içerisinden bu kareleri gönderiyorlardı.

Hani biz büyüklerimize göre küçücük nokta gibi görünmeyen konuları bu sütunlara taşıdığımız zaman bize kızıyorlar yaaa. Sinek küçüktür ancak mide bulandırır değil mi?

Biz bir kere daha bu duyarlı insanımıza, yazının çıktığı gün bizi onayladığı için kendisine çok teşekkür ediyoruz.           

******

ÜNİVERSİTELERDE SINAV KAĞITLARINI DA SİSTEM OKUYORMUŞ

Yine bir dostumuz uyardı. Konuya tam değinmeden önce Rektör Prof. Mustafa Şahin Hoca’nın tweetleyip, cevapladığı konunun fotoğrafını aktaralım.

Konu şu öğrenci “online sınavların okumasını hocalar mı yapıyor yoksa elektronik sistem mi?” diye sormuş. Mustafa Hoca da her zamanki samimiyeti içerisinde önce soruyu tweetlemiş sonra da cevaplamış “SİSTEM” demiş.

Sonra bir başka öğrenci “keşke ödevlere de sistem puan verse” demiş. Mustafa Hoca bunu da retweet etmiş.

.........

Bu öğrenciler cin gibi vallahi.

Bu durumu bize ilettikten sonra şöyle diyorlardı;

“Uğur abi o zaman üniversiteyi de rektör yerine robotlar ya da akıllı zekalar yönetsin. İnsan unsurunu ortadan kaldıralım. Hocaları hiçe sayan bu kafa üniversiteyi yönetmiş olmuyor mu?...”

.........

Bu pandemi döneminde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak dedikleri yoksa mu bu?

O öğrenci arkadaşıma yazdım. “Rektör olmasa o sistemin 1.derecede kim yönetecek? Kim bu o sitemin sorumlusu olacak?”

Şaka bir yana diyorlar ya inşallah bu vakayı en az hasarla atlatacağız.

Atlatacağız da arkasından ruh halimizi bir kez daha tartıya çıkartacağız.

******

KONYA ADLİYESİNDEN ÜZEN DUYUMLAR GELİYOR

Yeni normalleşme ile birlikte Adliyelerimizde yeniden açıldı. Türkiye’nin gündeminde belki Çağlayan Adliyesi var ama diğer adliyelerin durumu da buradan farklı değil ki. Çağlayan Adliyesine ilk gün randevusu olanlar üç saatte adliyeye girebilmişler.

Mesela bizde öyle bir şey söz konusu değildi ama yoğunluk ürkütücü imiş. Cumhuriyet Başsavcılığı önlem olarak her şeyi düşünmüş. Asansörler çalıştırılmamış, oturma bankları kaldırılmış ama insanların omuz omuza merdiven çıkmalarını, koridorlardaki yoğunluğa kim ne yapabilir ki? Mesela ilk günün sonunda bir hukukçu dostum bana şunu diyordu, “Uğur abi bugüne kadar korona olmadım ise bugün korona oldum”...

Allah korusun. İki gündür ise bir savcımız ve katip arkadaşta pozitif vakaya rastlandığı duyumları alıyoruz. Hukuk adalet bizim işimiz değil. Büyüklerimiz kadar da bilgi sahibi değiliz. Ama hukukçuların dediğini deyiverelim, “Nasıl olsa bir ay sonra da adli tatil başlayacaktı. Bir ay daha açılmasaydı ne olurdu?”      

DOĞANHİSAR’DAN BİR SERZENİŞ VAR

Bizleri Doğanhisar’dan takip eden ismi ve mail adresi bizde mevcut bir okurumuz şunları yazıyor; 

“Sevgili Uğur Özteke, tekrar sizinle iletişime geçmek güzel. Bu sizin sorunları yerine iletmekteki gazeteci anlayışınızın başarısıdır. Daha önce adaletsiz hizmet adı altında yazı yazmıştım sayenizde sorun çözüldü. Parke taşları döşendi bunun için size teşekkür ederim.

Mezarlık işlerine bakan Sayın .............   ................. DOĞANHİSAR KOÇAŞ Mahallesinde Mezarlık işlerine bakar. Bu şahıs mesai saatleri içerisinde hem çalışma alanını kahvehane gibi kullanıyor. Hem de mesai saatleri içerisinde görev yerinde bulunmuyor. Buna da hiç bir Allah’ın kulu bir şey demiyor. Bu şahıs hayvancılık da yapıyor yapsın buna sözümüz yok. Ama hem hayvana bakacak hem de tarımla uğraşacak bir de görev yerinde olacak bu nasıl işsizce mümkün mü? Bunları kimler koruyor? Biz de aynı siyasetin içindeyiz. Bizler ellerin memleketinde çalışalım kart hamili yakınımız desin hem de görev yapmasın. Bu hangi mantıkla bağdaşır? Ben de buna mezarcının sefası diyorum. Devamı gelecek ...”

...........

Biz iyi niyetle bu işte bir ihmal ya da yanlış bir bilgilendirme vardır diyelim ve konuyu yetkililere havale edelim. 

******

UĞUR BAŞKAN’IN MÜHENDİSLİK HESABI

Siyasi görüşü mesleği sektörü ne olursa olsun Konyalılar olarak “Biraz zor beğenen. Hemen sıkılan hele hele her şeyi en iyi bilen” bir şehrin insanı olarak, şehirde neye, kime kızsak hemen
“Avukattan belediye başkanı mı olur?” diye kulakları çınlasın Tahir Akyürek Bey’i eleştirdik durduk. Dün dünde kaldı. Tahir Başkan ya da o sadık ekibi her şeyi dört dörtlük mükemmel yapamamış olabilir ama bu tür eleştirilere karşı çıktım. Çıkarım da.

Avukattan başkan olmayacağını söyleyenlere “Kimden başkan olur?” dediğimiz zaman “mesela mühendis olacak” derlerdi genelde.

İşte Uğur İbrahim Altay Bey başkan oldu. Mühendis başkanla da bizim sıkıntılarımız, isteklerimiz bir türlü bitmiyor. Çünkü beklentiler G. Kore’den, Japonya’dan (!).

Bu konuda da asla Uğur Başkan’a haksızlık yapılmasını istemem. Ufak tefek eksiklikleri en açık şekilde buradan dile getiririz. Bilgi eksikliğimizi de herif gibi kabul eder onu da yazarız. Ancak yiğidi öldürmeyiz ve hakkını vermek için kendi küçük dünyamızda çaba harcarız.

Uğur Başkan makama oturduktan sonra şehre tam o sihirli değneği dokunduruyordu ki bu talihsiz süreç başlayıverdi.

Zaten başkanın o proje hayallerinde önündeki en büyük engel para idi, borçlar idi.

Buna rağmen Uğur Başkan önündeki borçları hiçbir zaman gündeme getirmediği gibi telaffuz dahi etmedi, ettirmedi.

Yalnız ekonomik tedbirler konusunda alışık olmadığımız şekilde kemeri sıktı. Çok ses geldi içerlerden. Uğur Başkan aynı zamanda inattır. Dediğini yaptı. Projeler için çok güzel finans kaynakları buldu. Borçları tıkır tıkır öderken hamlelerine de başladı.

İşin içinde olmayanlar “Konya’yı satıyor” diye çapsız muhalefet yapsalar da Türkiye’de yapılması gerekenler yapılıyordu ve hem yasal hem de akılcı kaynak üretiliyordu.

İş dünyasından öğrendik mesela iki gün önce Büyükşehir Belediyesi yine bu sektörle ilgilenenler için büyük arsa satışları yapmış. Hele hele biri son yılların en büyüğü imiş. Bu en büyüğünün satışında arsanın ucuza gideceğini görünce ihaleyi Uğur Başkan orada noktalamış.

Büyükşehir’in bu ihaleden para kazanması, şehrin 1 kuruşunun dahi ucuza gitmemesi için direkt müdahil olması bence yapılacak yeni bir üst geçit ya da alt geçitten çok daha önemlidir.

Tabii bu konular bize aktarılırken işin içindeki iş dünyası kar zarar konusundan pek de memnun görünmüyordu. Ama ben Konya ve Başkan Altay adına çok mutlu oluyordum.

Kısaca bu durumdan bahsedelim;

Büyük arsanın satışından yarım saat önce daha küçük ama aynı bölgedeki bir arsa belediye

tarafından metrekaresi 1223 TL’den satılıyor.

Ardından son yılların en büyük arsasının satışına geçiliyor.  

Başkan Belediye için çok önemli bu arsanın satışında fiyatın hiç değilse bir önceki rakamı bulmasını beklerken bu arsanın metrekaresi 775-780 TL’deyken ihaleye katılan iki gruptan biri çekiliyor ve arsa bu fiyatta diğer kişilere kalıyor. Ancak ihale komisyonu fiyatı yeterli bulmuyor olacak ki ihaleyi onaylamıyor. Bu arada yan salonda bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay komisyonla görüşmek üzere odaya giriyor ve bu konu ile tekrar görüşüp ihale ile ilgili son kararı önümüzdeki günlerde vereceklerini söylüyor. 

Bakın iki gün önce yapılan bu ihale şehir insanları için yani bizler için dünyamızda hiç olmayan bir şeydir.

2.5 milyonda bu işle belki 25 kişi ilgileniyordu.

Ama Uğur Başkan’ın şehir adına hayallerini gerçekleştirebilmesi için çabasını bu kelimelerde anlatamayız. Ancak yaşanır. Tabii anlayan da anlıyor o ayrı bir konu. Sağ olasın başkan.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Başkalarının kalplerini incitmekten kaçın. Çünkü başkasına verdiğin acının zehri er ya da geç sana geri döner.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Şehir trafiğinde şerit değiştirirken sinyal vermenin bir kural ve mecburiyet olduğunu idrak edebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.