İçimizdeki Çocuk Ruhunu Her Daim Yaşatabilmek!
Saygıdeğer okurlarım;
Yaşımız kaç olursa olsun içimizdeki çocuk hiç bir zaman kaybolmaz, daima içimizde yaşar. O eski çocukluk yıllarımız adeta bir film şeridi misali gözümüzde canlanıverir. Yaşıtlarımızla birlikte oynadığımız oyunlar, yaşıtlarımızla birlikte yaptığımız yaramazlıklar ve daha adını dahi sayamadığımız nice güzellikler çocukluk yıllarımızda yaşlanıverir ve üzerinden yıllar geçse de asla unutması mümkün değildir. Peki ya şimdi bizler ilerleyen yaşımıza rağmen içimizdeki çocuğu nasıl yaşatabiliriz? Oğlumuzla, kızımızla, yeğenimizle, torunumuzla küçük oyun aktiviteleri bularak örneğin, salıncakta sallanarak, yakar top, gibi oyunlar oynayarak içimizdeki çocuğu yaşatabiliriz. Hem böylelikle zamanda yolculuk yapmış, içimizdeki çocuğu yaşatmış, psikolojik olarak rahatlamış oluruz. Bayramlarda oğlumuza, kızımıza, yeğenimize, torunumuza harçlık verdiğimizde eski çocukluk yıllarımız da büyüklerimizden aldığımız harçlıklarımız aklımıza geliverir, eski günlerdeki çocukluk yıllarımızda yaşadığımız duygular içimizde yeniden hayat buluverir. Günler günleri kovalar, yıllar ise yılları ama unutulmaz çocukluk zamanları pamuk şeker tükettiğimiz, çikolatayı ve gofreti çok sevdiğimiz, saklambacı, bilye oyununu en güzel oyun bildiğimiz unutulmaz çocukluk yıllarımızdır asıl anlatmak istediğimiz. Bilmem bahar mıdır yoksa kış mı? Çocukluk yıllarımız hiç unutulacak zamanlar mı? Yaşımız ister olsun on altı ister olsun otuz altı hiç unutulmuyor o eski çocukluk zamanları. Keşke hep çocuk olarak kalsaydım dediğimiz, düşe kalka büyüye bildiğimiz, bir bisiklet aldığımız da sevinçten yeri göğü ilettiğimiz hiç bitmiyor o eski çocukluk zamanlarımıza olan hasretimiz.
Ne diyelim...
İçimizdeki çocuk ruhumuz her daim yaşasın ve içimizdeki çocuk ruhumuz hiç ama hiç eksik olmasın. Tekrar görüşmek dileğiyle...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.