Saygıdeğer okurlarım

Kış mevsimini yaşadığımız şu günlerde kar yağışının gelmesini büyük bir özlemle bekliyoruz.

O bembeyaz örtüsüyle her yeri donatan, evlerimizin penceresinden dışarıya baktığımızda âdeta o eşsiz güzelliğiyle içimizi ısıtan kar taneleri. O eski günlerdeki kış mevsimini hatırlamaya çalıştığımızda santim, santim yağan kârın yolları ulaşıma kapattığını, köylerde, kasabalarda kârlı yolları aşarak okul çağındaki çocukların okullarına ulaşmaya çalıştığını eski günlerdeki kış mevsimini bire bir yaşayan büyüklerimiz elbette ki biliyorlardır. Lakin bu dile getirdiğimiz kış mevsimi söylediğimiz gibi eskilerde kaldı, eskilerde yaşanılan kış mevsiminden şimdi günümüzde hiç eser kalmadı. Yağışların bu denli az olması toprağın suya hasret kalmasına yol açtı. Bu sebepten ötürüdür ki. Geçtiğimiz günlerde cuma namazı sonrası tüm camilerimizde toprağın suya hasret kalmaması için, çiftçinin, üreticinin verilim haşat yapıp yüzünün gülmesi için, barajlardaki azalan içme suyu havzasının yağışlarla birlikte yeniden çoğalması için yağmur duası yapıldı. Rabbimize edilen duanın kullarının her derdine deva olacağının bilinciyle sağanak, sağanak yağmur damlalarının suya hasret toprağa düşmesi için,  çiftçinin, üreticinin verimli hasat alarak yüzünün gülmesi için, barajlardaki azalan içme suyu havzasının yeniden çoğalması için lapa, lapa kar yağışının gelmesi için eller semaya yükseldi, gönüller yüce mevlâya yöneldi.

Ne diyelim...

Her şeyin en güzelini yüce rabbimiz bilir. O dilerse sağanak, sağanak yağmur damlaları da yağar.

O dilerse lapa, lapa kar taneleri de yağar. Bizler sadece dua edelim ve sadece rabbimizden dileyelim. Çünkü Hz. Mevlana’nın da söylediği gibi Ümitsizliklerden sonra nice ümitler var! Karanlıklardan sonra nice güneşler var! Kim bilir rabbimize ettiğimiz dualar bir gün rahmet damlaları olarak karşımıza çıkar. Damla, damla yağmurda yağar,  Lapa, lapa karda yağar.  Hiç ummadığımız bir anda çiçek açar rabbimizden dilediğimiz nice umutlar.

Tekrar görüşmek dileğiyle...