Anlaşıldı ki, kalbimiz biraz fazla atmış bu aralar!
Sağlık gibi dost, hastalık gibi düşman yoktur. Geçtiğimiz hafta bu köşeden sizlere ulaşamadık ve yazımıza ara vermek zorunda kaldık.
Hastalıklara karşı gerekli önlemler alınmazsa, oluşacak enfeksiyonlar; çalışmalarında ön hazırlık yapmayan büyük ressamların tablolarındaki “pentimento”ların sayısının fazlalığı ve izleri gibi bireyin bedeninde ve ruhunda benzeri kalıcı izlere de sebep olabilir.
“Kanatlarının çok alçaktan uçarsan nemleneceğini/çok yüksekten uçarsan yanacağını fark ederek ışığa uçmaktan vazgeçme” demenin ne demek olduğunu, hayatın bir EKG yolculuğundan ibaret olduğunu, “R ve S” noktaları arasında bu yolculuğun, her birinin şükre vesile olduğunu bir kez daha tekrar idrak etme fırsatı yakaladım.
Yeryüzünde her bir insanın her zaman, dünya tarihinde başrolde olduğunu bileceği, yaşadığı koşturmanın, stresin, telaşının içinde bir an durup düşüneceği, halini ve gidişatını sorgulayacağı ihtiyaç duyduğu yeni bir hayat için nefes bulacağı, hayata ve insanlara dair tutum ve tavırlarını gözden geçireceği, kalbine kulak vereceği zamanlar olması gerektiğini hatırlatan zaman dilimini geçtiğimiz hafta itibariyle canlı olarak bir kez daha yaşadım.
İnsanoğlu farkında olmadan yaşadığı olaylardan her türlü ibret alma/öğrenme konusunda bilinç altında hep “şimdi zamanı değil” diyerek kalpten gelen sinyalleri maalesef çoğunlukla görmezden geliyor,
Sufi düşünür İdris Şah öğrenme konusunu soran genci anlatır:
- Şimdi zamanı değil diye karşılık verir İdris Şah
- Anlaşılan meşgulsünüz
- Hayır, şimdi zamanı değil
- Zamanınız yok demek
- Zamanım yok demedim
- Öyleyse neden meşgulüm deyip bu konuşmaya son vermiyorsunuz?
İdris Şah'a göre, “Genç adam “Şimdi zamanı değil” karşılığını dinleme kapasitesine sahip değildi.
Yalnızca Şah’ın meşgul olduğunu ve zamanı olmadığı yorumunu kabul etmeye programlanmış, “Şimdi zamanı değil”in, daha sonra, daha uygun bir zamanda anlamına geldiğini anlayamamıştı.”
Aynı bu örnekte olduğu gibi bizde bazen genç adamın durumuna düşebiliyor, farkında olmadan bedenden gelen sinyallere karşı zihnimizi, kalbe giden damarlar nasıl tıkanıyorsa, farklı etkenlerle öyle kapatabiliyoruz.
Yazının belli bir teması olması nedeniyle sağlık açısından yeri gelmişken Kalbe Giden Damarlar Neden Tıkanır? Sorusuna cevap aradığımızda şöyle cevabı çok basit bir tablo karşımıza çıkıyor:
Tansiyon hastalığı, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, sigara içmek ailede kalp hastalığı olması kalp damarlarını tıkayan mahşerin 5 atlısı olarak tarif edilebilir. Bu atlılardan kaç tanesine sahipseniz, sizin de o kadar riskiniz yükseliyor. Ne kadarını kontrol altında tutarsanız da damarlarınızın tıkanma durumu o kadar azalıyor.
“Her musibet bir cinayetin neticesidir ve bir mükâfatın da mukaddimesidir” diye söylenen güzel bir söz vardır.
Ümit ederiz ki, yaşadığımız sağlık problemleri başta olmak üzere insanımızın yaşadığı tüm musibetler, ebedi kurtuluşumuz adına elde edeceğimiz mükâfatın da birer mukaddimesi olsun.
Hz. Davud(a.s)’ a ait olduğu söylenen: “Bir gün gelir yedikleri insanın tuzağı olur.” Sözü halen canlılığını koruyor. Bu sözden sadece mideye giden maddi yiyecekler anlaşılmasın.
Bütün mesele biz Müslümanların ruhi, bedeni ve zihni beslenme kaynaklarını kontrol etmek ve istikrarlı bir disiplin altında yaşama ihtiyacımızdır.
Ruh, zihin ve beden sağlıklı bir şekilde beslenmezse ve geliştirilmezse sadece bedensel rahatsızlıklar görülmekle kalınmaz, kalbin krizlerinden de öte gelecek perspektifini de kaybedebileceğimiz istenmeyen durumlarda görülebilir.
Her gelen ölüm, ani ölüm olsa da ölüme hazır mıyız?
“R ve S” noktaları arasındaki akış devam ettiği sürece çıktığın bu yolculuğun sana kendine gelmen konusunda hatırlatmaları her zaman olacaktır. Yeter ki yüreği “Hak ile barışık” kalmayı başaranlardan olalım.
Ruhi, bedeni ve zihni bir disiplin altında yaşamak adına gayret gösteren, ilahi sınırlara göre hareket etme anlayışında olan ve yaşayan, muhbit olanlara selam olsun…
"Kalbin sinyallerine kulak vereceğimiz, yorgunlukları birikmeyen sağlıklı geniş bir hayat dileğiyle..."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.