"Bilmeğe değil, olmağa bak"
Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde Süreç odaklı değerlendirmelere yönelik düşüncelerimizi faydalı olması temennisiyle paylaşmaya devam ediyoruz.
Yaşanan/yaşanacak her türlü değişimlerde problemlerle ve sorunlarla karşılaşmak oldukça doğaldır. Yenilenen/değişecek sistemde çözülmesi gereken 3 önemli olguyla karşı karşıyayız. Bunlar:
Zihinsel Dönüşüm-Duyarlılık -Bilinç açısından dönüşüme hazır olup/olmama durumu.
Süreç kademeli olarak ilerlediği için değişimi ve gelişimi zaman ve yapılan uygulamalar ve sonuçları gösterecektir.
Yapılan araştırmalar; Öğrencilerin:
%83’ünün Görme,
%11’inin İşitme,
%3,5’unun Koklama,
%1,5’unun Dokunma,
%1’inin Tatma duyularıyla öğrendiklerini ortaya koymuştur.
Edgar Dale’nin geliştirdiği ‘’Yaşantı Konisi’’ ne göre zaman sabit tutulmak üzere insanlar;
-Okuduklarının %10’unu,
-İşittiklerinin % 28’ini,
-Gördüklerinin %30’unu,
-Hem işitip hem de gördüklerinin %50’sini,
-Söylediklerinin %70’ini,
-Yapıp söylediklerinin %90’ını öğrenirler.
İnsanlarda öğrenme alışkanlıkları dijital çağda teknolojik gelişimler ve buna bağlı yaşanan değişimlerle birlikte hızla değişkenlikler gösteriyor. Bu durum farklı eğitim modellerini geliştirmeyi de beraberinde getiriyor.
Yeni modelde eğitimcilerin sürekli kendilerini geliştirecekleri bazı becerilere sahip olmasını da gerektiriyor.
Bunlardan: Öğrencilerin öğrenmeye hazır hale getirilmesi için motivasyon becerileri, etkili bir sunum becerisi, konuyla ilgili akılda kalıcı, anlaşılır özetler oluşturma becerisi ve farklı değerlendirme uygulamaları yapabilme, bütüncül yaklaşımlar sergileme becerileri söylenebilecekler arasında yer almaktadır.
Her öğretmenin elbette bir öğretme tarzı ve yaklaşımı vardır.
Neler yapılabilir? Sorularına farkındalık oluşturmak adına bazı yaklaşımlar sunalım:
Öğrencilerin hazırlanması için neler yapılabilir?
1-Öğrencileri hedefler konusunda bilgilendirmek.
2-Ders içeriği ile ilgili giriş yapmak.
3-İşlenen konunun mantığını kavratmak.
4-İçerikle ilgili ipuçları vermek.
5-Öğrenciyi içeriğe güdülemek.
6-Konuyla ilgili kavramları ve terimleri açıklamak.
Etkili bir Sunum için neler yapılabilir?
Etkili bir sunum;
1-Güçlü bir girişle başlayan,
2-Ana konuya yumuşak bir geçişle devam eden,
3-Öğretmenin planındaki sıraya göre işlenen,
4-Çeşitli görsel ve işitsel, kinestetik araçların kullanıldığı,
5-Öğrencilerin etkin katılımını sağlayan sınıf içi etkinlikler içeren,
6-Etkili bir özetle biten sunumdur.
Sunum yapılırken ilk aşamada amaçlar gözden geçirilir. Uygun stratejiler belirlenir. Uygun stratejiler belirleyen öğretmenin ders planında ya da notlarında;
1-Dersin kazanımları,
2-Ana konuların özeti,
3-Güdüleyici sorular,
4-Görsel, işitsel, kinestetik araçların ve çeşitli etkinliklerinin nerelerde kullanılacağına ilişkin açıklamalar yer almalıdır.
Bir Özet te nelere dikkat edilmelidir?
-Kısa olmalı,
-Ana noktaları toparlamalı,
-Öğrencilerin etkin katılımını sağlamalıdır.
Pek çok özet tekniği vardır. Bunlar:
-Öğrencilerden soru sormalarını istemek,
-Öğrencilere soru sormak,
- Test çözmek dışında alternatif ölçme teknikleri kullanmak, farklı uygulamalar yapmak,
-Ana noktaları oyun içinde tekrarlamak…
Ölçme ve değerlendirme yaklaşımları nasıl olmalıdır?
Günümüz dünyasında insan yeteneklerinin, zekâsının, zihinsel yetilerinin sistematik biçimde ölçülmesi artık zamanla terk edilmekle birlikte, akademik becerilerin yanında sosyal, duygusal, kültürel, sportif becerilerinin, insani erdemlerin de ölçülüp değerlendirilmesi yaşamsal bir önem kazanmış durumdadır.
Süreçten çok ürünle ilgili olan psikometrik yaklaşım ile yeteneğin değerini sayılarla ifade etmek te yeterli kalmayan durumlarda kullanılan İzlenimci yaklaşımlarla birlikte öğrenciyi çok yönlü tanımaya çalışan alternatif uygulamalara duyulan ihtiyaçlar, süreç odaklı değerlendirmelerde tek bir yöntemin yeterli olmadığını bizlere gösteriyor.
Eğitimcilerin sadece öğrenciyi tanıması ölçmesi değil, öğrencinin kendini bilmesi ve olması yönünde sağlıklı izlenimlere ve değerlendirmelere de ihtiyaç olacaktır. Bir karar alınırken öğretmen, psikometrik yaklaşımla ulaştığı sonuçları, izlenimci yaklaşımla birleştirerek, alternatif yöntemleri de işin içine katarak bütüncül yaklaşımlar sergileyebilirler.
Eğitim Sistemi ve Değerlendirme Sistemlerinde eğitimcilerin bildiği yaygın uygulamalar vardır. Bunlardan bazılarına değinelim:
Alternatif değerlendirme: Sınırlandırılmış tek yanıtlı, çoktan seçmeli sorular dışında kalan tüm sınıf değerlendirmelerini kapsar.
Otantik değerlendirme: Öğrencilerin bilgi ve becerilerini aynı biçimde okulun dışındaki gerçek dünyada da kullanabilmeleri üzerine yoğunlaşmıştır.
Performans değerlendirme: Daha geniş kapsamlı bir terimdir. Hem alternatif hem de Otantik değerlendirmenin karakteristik özelliklerini içerir. Bu değerlendirme, öğrencinin bilgi, beceri ve kavrayışını kendine sunulan imkanlarla sergileyebilmelerini ifade eder.
Süreç odaklı değerlendirme, öğrencilerin öğrenme sürecini gözlemlemek ve değerlendirmek üzerine yoğunlaşan bir yaklaşımdır. Bu değerlendirme biçimi, yalnızca sonuca değil, öğrencilerin bilgi edinme süreçlerine de odaklanır. Bu bağlamda, otantik, alternatif ve performans değerlendirmeleri önemli roller oynar. Yukarıda sayılan üç değerlendirme türü, süreç odaklı değerlendirmeyi destekler ve öğrencilerin öğrenme yolculuklarının daha bütüncül bir şekilde ele alınmasına fırsat sunar.
"Bilmeğe değil, olmağa bak" sırrına vakıf olmak gerek.
Kadim kültürümüzde bilgi, insanın varlığına dokunduğu ve onu dönüştürdüğü ölçüde değerlidir.
Bütüncül yaklaşımlarla birlikte gerçekleştirilecek eğitim uygulamalarının, yalnızca insanın kendi benliğini ve dünyadaki varlığını değil, aynı zamanda değerler ekseninde yapacağı hayat yolculuğunda kendini, iç dünyasını ve ahlaki değerlerini de gözden geçirmesine farkındalıklar katması dilek ve temennisiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.