Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0’ın ötesinde bir anlayış geliştirmek…

Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0’ın ötesinde bir anlayış geliştirmek…

Avrupa devletlerini ekonomik yönden sarsan Çin’in üretim imkânları karşısında 2011 Yılında bir Alman projesi olarak ortaya çıkan Endüstri 4.0  bir hedef proje olarak o yıllardan beri sürekli gündemde yer almıştır. Bu hedef projeye Almanya, Japonya ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerin hızla yöneldikleri ve sistemlerini buna göre şekillendirdikleri görülmüştür.

Bilişim teknolojileri ile tüm yaşamsal mekanizmaları bir araya getirmeyi amaçlayan bu projede Nesnelerin interneti, İnternet hizmetleri ve siber-fiziksel sistemler olarak üç aşamalı bir anlayışı hayata geçirmeyi ilke edinilmiştir.

Google'ın Mühendislik Departmanı Yöneticisi Ray Kurzweil, “İnsan artık eskiyen organlarını 3D printer ile yenileyebilir, telekinezi düşünce gücüyle objeleri hareket ettirebilir, biyolojik özelliklerine yapay zekayı ekleyerek hibrit hayata geçebilir, hatta isterse kendi zihnini buluta taşıyarak sonsuza kadar sanal ortamda yaşamayı tercih edebilecek” diyor. Hem de çok yakında. 2030 yılından söz ediyoruz. Sen bu yolculuğun neresindesin? Cep telefonuna ara ara gelen güncellenme mesajları gibi sen kendinin en son ne zaman güncelledin?

Havard Gardner: Yeni nesillerin bilgisayarlı makinaların yapamayacağı işleri yapabilmesi lazım…

Bu sözü söylerken nelere dikkat çekmek istemiştir?

Kurulacak yenidünya düzeninde üretim ve yaşama alanlarının tamamının akıllı donanımlara sahip olduğu ve sistemlerin birbiri ile bütünleşmiş şekilde çalışacağı, merkezinde robotların yer aldığı, yapay zekânın kullanıldığı, 3 boyutlu printer’ların ve daha birçok yenilikle hayatımıza giren ve yön verecek olan bir proje hakkında bilgi sahibi olmak, farkındalık oluşturmakta durumumuz nedir?

Obama’nın başkanlığı döneminde söylediği bir söz var: 2025 Yılına dikkat!

Tüm dünyada ve Amerika’da büyük sosyal patlamalar olabilir. Çünkü 3 boyutlu printer ile dünyalar değişiyor.

Süreç içinde yaşananlar Obama’yı haklı çıkaracak gibi görülüyor.

Bir örnek verecek olursak BMW yedek parça üretimini bırakacağı ile ilgili haberleri otomobil tutkunları duymuş olabilir. Bu olayın bizi ilgilendiren boyutu nedir? Sonuçta herkes bu ülkede BMW kullanmıyor. Aracınızın sorunu için gittiğiniz yerde siz çayınızı içerken 3 boyutlu printerda arabanızın ihtiyacı olan parçayı basacaklar. Bundan bize ne diyenlere kısa bir bilgi. BMW ye yedek parça üreten ülkelerden biriside bizim ülkemiz. Bu olay sadece Bursa’da üretim yapan fabrikaları değil tüm ülkemizi etkileyeceğini birçok iş sektörünü ve çalışanı olumsuz etkilere maruz bırakacağını da düşünmek gerek.

Ülke olarak şunun farkında olmak zorundayız. Gençlerimizin bu ve benzer alanlarda çalışmalar yapabilmeleri için temel olarak matematik, istatistik, optimizasyon, makine öğrenmesi, veri madenciliği, derin öğrenme gibi bilim konularına ilgi duymalarını sağlayacak geniş kapsamlı ve her öğretim kademesine uygun eğitim politikaları geliştirmekte geç kalan ülkelerin, üreten değil tüketen / tüketilen toplumlar olması kaçınılmaz olacaktır.

2011 Yılından beri Endüstri 4.0 ile bir çok sektörde yaşanan süreç ele alındığında insanların ve toplumun refahına hizmet edip etmediği hakkında bir çok söz söylenmiş, yazılmıştır.

Japonlar bu süreçte boş durmamışlar ve Endüstri 4.0’a alternatif bir proje geliştirmişler. Toplum 5.0

Toplum 5.0 ,Toplum 4.0 (Bilgi Toplumu) üzerine kurgulanmış, teknolojinin insanlığın yararına kullanıldığı, insan merkezli bir topluma karşılık gelmektedir (Fukuyama, 2018).

Dijitalleşme ve yapay zekânın toplumlar üzerine etkilerini her yönüyle değerlendirmeye alan, insanların makine ve robotlarla ilişkisini verimli bir şekilde sağlamaya yönelik, merkezinde insan ve insanın yaşam kalitesinin yer aldığı, büyüme ve kalkınmanın amaçlandığı bir toplum modeli olarak bizlere sunulmaktadır.

Japonya’nın artık Endüstri 4.0 değil de Toplum 5.0’a yöneldiği 2017 den beri gündemde yer almakta. Bu noktada Japon Milli Eğitim Bakanı’nın sözleri de vizyonu çok net gösteriyor;

’Google çağında, insanların her bir durumu ezberlemelerine artık gerek yok. Bugün birçok iş bilgisayarlar tarafından yürütülüyor. Bundan dolayı, asıl dikkatin iletişim, liderlik, dayanıklılık, merak, anlama ve okuma becerileri üzerine odaklanması gerekiyor.’’

Toplum 5.0’a uygun insan modelinde nelere sahip olmalı diye sorduğumuzda karşımıza çıkan bazı beceriler şunlardır:

Küresel Vatandaşlık, Yenilik ve Yaratıcılık, Teknolojiyi Kullanma  Etkileşim, Kişiselleştirilmiş ve kendi kendine öğrenme, Erişilebilir ve dahil eden öğrenme, Problem Tabanlı ve İşbirlikçi Öğrenme, Hayat boyu ve Öğrenci-merkezli Öğrenme 

Her sistem idealinde geliştirmek istediği bir insan modeli ve toplum anlayışı taşır. Bu bilinen bir gerçektir. Bizler adı ister Endüstri 4.0, ister Toplum 5.0 olsun, çağı doğru okumadığımız ve kendimize ait değerlere sahip çıkmadığımız sürece, tüm insanlığa hizmet sunacak kendi hedef projelerimizi geliştiremezsek, bahse konu olan projelere ve kurulan sisteme sonradan entegre olma durumlarını yaşayacak ve sanki hayata 4.0/5.0 yenik başlamış gibi olacağız.

Ülke olarak her ne kadar son zamanlarda yenilik ve teknoloji adına büyük adımlar atılmış olsa da üretim aşamasında hizmet ve ürün ortaya koyan bir çok sektörün, konunun uzmanlarınca halen Endüstri 2.0- Endüstri 3.0 aşamasında faaliyet sürdürdüğü, Endüstri 4.0 anlayışında, gerekli alt yapı ve donanıma sahip fabrika sayımızın halen istenen düzeyde olmadığı da belirtilmektedir.

Batının geliştirdiği sanayi ve toplumsal alandaki tüm projelerde hız ve haz odaklı bir anlayışın gözlerden kaçmadığı, güvenden ziyade güvenlik eksenli bir yaklaşımla olayı ele aldıklarını görüyoruz.

İnsan merkezli olduğu söylenen ve teknolojinin insanın yararına kullanılacağı, yaşam kalitesinin artacağı (!) vurgusu yapılan Toplum 5,0’da dâhil batı kaynaklı hayata geçirilen tüm projeler, maddenin değerini, değerli taşların ederini anlamakta, lakin insanı gerçek manada anlayamamaktadır.  Tüm İnsanlığa, hatta kendi insanına bile, ‘’İnsanca yaşayacağı’’ bir değeri ve dünyayı maalesef vaat etmemektedir.

Peki, özelde Türkiye, genelde İslam Ülkeleri son yüzyılda bu projeler karşısında insan/insanlık odaklı projeler sunabiliyor mu?

Değişmeyen bize göre gelişmeyen/gelişemeyen İslam dünyasını, gelişmiş sanayi toplumları değiştirmiştir. Ancak söz konusu değişim kendi çıkarları gerektirdiği kadar olmuştur. Bu ülkeler Batının gözünde her zaman bir pazar olarak görülmüştür.

Kurtuluş İslam’da olduğu bilinen bir gerçektir. Lakin birçok İslam ülkelerin, Müslümanların durumları da gözlerden ırak değildir.

Özünden kopan/kopartılan Kültür sorununa ve insanımızın hayata bakış açısını sorgulamadan hayata yön ve nizam verecek projeler üretmekte hayal olacaktır.

Geçmişte lider ve söz sahibi, her türlü yeniliğe ve gelişime öncü olan bizler bunu nasıl başardık. Tarihten Fuat Sezgin’e kulak verelim. Toplum 5.0’ uygun insan modeline benzerlikleri dikkat çekici.

“Elli şüphe bir yakînden evlâdır” diyen Fuat Sezgin İslam dünyasında 8-16 yüzyıllar arasında gerçekleştirilen bilimsel gelişmeyi sağlayan temel etmenleri ise şöyle sıralar:

-Geçmişi almaya hazır olma.-Dinin bu girişimi teşvik etmesi;-Devlet desteği;-Ötekine saygı-Etkin bir öğrenme sistemi--Bilimin ve felsefenin teolojik değil, dünyevi bir anlayışla yapılması;

-Bilginin etkin şekilde toplumsallaştırılması,-Gelişmiş dil;-Diğer dillerle bağ kurabilmek için gelişmiş filoloji bilgisi; Ciddi bir terminoloji çalışması;-Bilginin dolaşımını ve kalıcılığını sağlayacak araçların geliştirilmesi.

Bu etmenlerin tümünün 8-16 yüzyıllar arasında İslam dünyasında egemen olduğunu, bundan uzaklaşıldığı andan itibaren düşüşün gerçekleştiğini belirtir.

Eğer dünya ve insanlık adına bir proje sunulacaksa bunun adı, önünde ve sonunda sıfırlar olmadan ‘’Yeniden Güven Toplumu’’ projesi olmalı.

Güven Toplumunda; can, din, akıl, mal ve nesil koruma altındadır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı hâkimdir. İnsanın var olan değeri ve kıymeti bilinir.

Güven konusu, Güvenlik konusundan önceliklidir. Çünkü güven konusu çözülmeden, güvenlik problemlerinde mesafe kat edilemez.

Bilim ve bilimsel çalışmalar yok sayılmaz. İnsanın yeryüzünü imar ve inşa etmesi için bir araç olarak görülür.

Epistemik kölelik, dijital kölelik vb. hiçbir köleliği kabul edilmez. Özgürlük, sorumluluk ahlakı ve Emanet bilinci önemsenir.

Adalet, Şefkat, merhamet, sabır, kanaat, şükür gibi değerler önemsenir. Hayatta hâkim olması için gerekenler yapılır.

Yaratanından kopuk, Allah yokmuş gibi hayat yaşanmaz.

Bütün sapmaların asıl kaynaktan uzaklaşmaktan kaynaklandığı bilinir.

Aklı ve ahlakıyla yarışacak nesiller yetiştirmek öncelikli hedeflerdendir.

İnsanlar yaşadıkları hayatı İmanlarına Şahit tutma gayretindedirler.

Meziyet ve şahsiyetler bir bütün olarak ele alınır ve buna uygun eğitim politikaları geliştirilir.

Tüm bu sayılanlar ve fazlası, Edirne’den Kars’a uzanan bir çizginin dışında, dünyayı memleketi bilen bir ruhla ‘’Yeniden büyük ve güçlü Türkiye’’ anlayışından hareketle ‘’Yeniden Güven Toplumu’’ isimli bu projeyi geçmişte olduğu gibi günümüzde de hayata geçirebilir, tüm dünyaya yeniden Umut olabiliriz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi