Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

İnsanın Dijital İkizi

İnsanın Dijital İkizi

Eski bir Ayna Hikâyesi…

Adamın biri, ilk defa gittiği şehrin tarihi çarşısına uğradığında, bir dükkâna girerek;

- Hatıra eşya almak istiyorum, demiş. Ne tavsiye edersiniz?

Dükkan sahibi yaşlı zat, adamı tepeden tırnağa süzüp:

- Buranın en meşhur malı, aynalardır evladım, demiş. Ama onları almaya güç ister.

Adam, hiç düşünmeden:

- Ben, yaşadığım şehrin en zengin insanıyım, diye atılmış. Benim için para önemli değil.

İhtiyar, dudak büküp:

- İnşallah gücün yeter, demiş. Çünkü padişahlar bile alamadı onları.

Adam, ses tonunu iyice yükselterek:

- Benim elde edemeyeceğim şey yoktur!.. diye direnmiş. Fiyatları ne kadar?

İhtiyar adam:

- Seçeceğin aynaya bağlı, diye gülümsemiş. Günümüze ait aynaları normal fiyata alabilirsin.

Fakat eski aynalar pahalıdır. Hele hele antikalara gücün yetmez. Ama geleceğin aynası bedavadır, Fakat onu görsen pek beğenmezsin.

Adam, bu sözleri pek anlamamış. Ama merakından çatlayacak gibiymiş.

Aynaları bir an önce görmek istediğinden, yaşlı adamın koluna girip, dükkânın arka bölümüne geçmiş. Yaşlı adam, elindeki baston ile işaret ederek:

- Sana ilk önce günümüze ait aynayı göstereyim, demiş. Çerçevesi gümüştendir.

 Fiyatıysa sadece üç altındır. Adam, duvarda asılı duran kristal aynayı kısa bir süre incelemiş. Ve ona bakarak saçlarını düzelttikten sonra:

- Bunun bir özelliğini görmedim, demiş. Evimde de bundan üç dört tane var.

Yaşlı adam, seke seke ilerleyerek:

- O halde bu aynaya bak!.. demiş. Çeyrek asır öncesine aittir. Çerçevesi bakırdandır.

 Fiyatı ise yüz kese altındır. Adam:

- Herhalde şaka yapıyorsunuz, diye gülümsemiş. Böyle basit bir ayna, on altın bile etmez.

İhtiyar adam:

- Ben sana söylemiştim!.. diye kızmış. İsterseniz vazgeçin.

Adam, iş olsun diye aynaya baktığında, bağırmamak için kendini zor zapt etmiş.

Gözlerini ovuşturarak baktığı aynadaki görüntü, onun yirmi beş yıl önceki haline aitmiş.

Ne başının büyük bölümünü saran beyaz saçlar varmış bu görüntüde, ne de yüzünü kırış kırış eden derin çizgiler. Adamın aynaya takılan gözleri, biraz sonra fal taşı gibi açılmış. Çünkü aynadaki gençlik görüntüsünün hemen arkasından, sevdikleri geçiyormuş birer birer.

Büyük bir dehşet içinde:

- Aman Allah'ım!.. diye bağırmış. Bu geçen, kız kardeşim değil miydi?

Hem de henüz kanser olmadan önce. Daha sonra, en sevdiği teyzesi ve dayısı da geçmişler, adamın görüntüsü ardından. Her ikisi de, çeyrek asır önceki halleriyle.

Adam, dayanamayıp başını çevirmiş aynadan. İhtiyar, ona sokulup:

- Bu işten vazgeç!. demiş. Zaten birçok insan da öyle yaptı.

- Hayır!. diye itiraz etmiş adam. Kardeşimi özlemiştim, dayımla teyzemi de.

- Peki!. demiş ihtiyar. Şu gördüğün bir antika aynadır. Çerçevesi ahşaptır. Değeriyse bin kese altın eder. Adam oraya doğru ilerlerken, korkusundan vazgeçmiş. Ama merakını yenemeyip aynaya baktığında, küçük bir çocuk gibi çığlık atmış. Yedi sekiz yaşlarında bir çocuk duruyormuş karşısında. Soluk yüzlü, incecik, dişleri dökük ve saçları dağınık bir çocuk.

- Aman Allah'ım!.. diye bağırmış. Bu benim çocukluğum. Cebimdeki sapan bile duruyor.

Adam, biraz sonra sendeleyerek duvara tutunmak zorunda kalmış. Bu sefer, 30-35 yaşlarındaki halleriyle annesi ve babası geçiyormuş geriden. Daha sonra da, nur yüzlü dedesi. Annesi, her gün defalarca yaptığı gibi, öpüvermiş onu yanağından. Babası ise, her zamanki şakacılığıyla, ensesine bir şaplak atmış yavrusunun. Adam, kaçarcasına uzaklaşmış oradan. İhtiyarın yanına yığılmış ağlayarak. Yaşlı adam:

- Gerçek aynalar böyledir evladım!.. demiş. Bu yüzden de ulaşılmaz onlara.

Adam, biraz olsun kendine geldiğinde, dükkândan atmak istemiş kendini. Fakat tam çıkacakken:

- Bedava aynalardan söz etmiştiniz, demiş. Onu da merak ettim.

İhtiyar adam:

- Ona hiç bakma evlat!. diye atılmış. Bu gün çok fazla yoruldun, kalbin dayanmaz.

- Mutlaka bakmalıyım!. diye ısrar etmiş adam. Gördüğüm şeylere artık alıştım.

Yaşlı adam, çaresiz kabul etmiş ve duvarlara asılanlardan farklı olarak, dükkânın döşemesi üzerine indirilen bir aynayı gösterip:

- İşte bu da geleceğin aynası!. demiş. Çerçevesi altından olup bedavadır. Ama onu hiç kimse almadı.

Adam:

- Geleceğin aynası ha!.demiş.Üstelik de altından ve bedava...

İhtiyar, hiç sesini çıkartmamış. Adam ise, emin adımlarla aynaya doğru ilerlemiş ve bakmak için yere eğildiğinde oracığa yığılıp kalıvermiş.

Yaşlı adam:

-Geleceğin aynasında ne göreceğini tahmin etmen ve ona göre hazırlıklı olman gerekirdi evladım, demiş. Senin de gücün yetmedi demek ki...

İhtiyar adam, müşterisinin cansız vücudunu kucaklarken, onun aynadaki görüntüsüne bakmış.

Kuru bir iskelet görünüyormuş...

Hikâyede gelecekten bahseden aynalar olsa da aynaya bakarken aslında ne şimdiyi, nede geleceği görüyoruz, sadece geçmişimizi görüyoruz!

Hikâyede anlatılanın aksine gelişen teknoloji ile insanın gelecekte yaşaması mümkün olayları gösterecek ayna benzeri ortamlar olabilecek mi? Mesela İnsanın Dijital İkizi yapılabilir mi?

Üretim, endüstri, şehir planlamaları, havacılık, araba yarışları vb. birçok alanda kullanılan dijital ikiz kavramını fiziksel dünya ile sanal dünya arasındaki köprü gibi düşünebiliriz.

 Bu iki dünya arasındaki bağı sağlayan dijital ikiz sayesinde veri analizlerinin yapılabildiği, sistemlerin izlenebildiği ve hatta ortaya çıkabilecek sorunların önceden görülüp çözümlerinin sağlanabildiği gibi, gerçek hayattan önce sanal ortamda hayata geçirilen uygulamalarla gerçek hayatta oluşabilecek yüksek maliyetlerden ve olası zararlardan korunabilmektedir.

Endüstride kullanılan dijital ikiz kavramı yavaş yavaş biyolojik alanda da kendine yer bulacak gibi gözüküyor. Hasta için özel tedaviler, hastalığın seyri ve takibi, alternatif tedaviler ve insan üzerinde yapılmasından korkulan riskli denemeler ilk önce bu dijital ikizinde sanal ortamda test edilebilecektir.

İnsanlar yukarıdaki hikâyede anlatılan geleceğin aynasına bakıp korkulanı yaşamadan dijital ikizlerimiz bizim yerimize olacakları yaşayarak ileride ne görebileceklerimizi ve yaşanacaklara karşı hazırlıklı olmamıza fırsatlar sunabilecektir.

İnsanlar doğar doğmaz üzerinde ya da organlarında taşıyacakları sensörlerle dijital ikizine aktaracağı verilerle bir çok konuda tahminler üretilebilecektir.

Dijital ikiz kullanımıyla insan vücudundaki doku ve organların dijitalleşmesi, ileride meydana gelebilecek hastalıkların önlenmesi açısından çok önemli bir adım.

Hastalıkların erken teşhisi, kişiye özel ilaç kullanımı, gelecekte vücutta meydana gelecek değişimlerin önceden bilinmesi, kolay tanı koyma, hastanelere olan ihtiyacın azalması gibi birçok fayda sağlayacağı söylenebilir.

Yakın zamanda haberlere konu olan ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen  Neurotwin projesi insan beyninin sanal kopyasını çıkarıp epilepsi, Alzheimer, MS, depresyon vb. hastalıklar için umut olacak olması atılan adımlardan biri olarak görülebilir.

Ancak insan vücudunun sanallaştırılmasının diğer mühendislik ürünlerinin sanallaştırılmasından çok daha uzun olacağını bilmemiz gerek. Yapılacak çalışmalarda gerçek üründen, verileri net olarak sağlayabilen özel sensörler üretmek karmaşık İnsan vücudunun dijitalleşmesinde tek başına yeterli olmayacaktır.

Bu alanda çalışmalar yapabilmek için temel olarak matematik, istatistik, optimizasyon, makine öğrenmesi, veri madenciliği, derin öğrenme gibi alanlarda daha da ileriye gitmek, geleceğin meslekleri arasında sayılan biyomühendislik, biyomedikal, gibi dalların mevcut hallerinden daha da gelişmesi gerekecektir.

            Peki insanların dijital ikizi oluşturulursa hayatımız da olumlu özellikler yanında olumsuz neler değişir düşündünüz mü?

 Mevcut ve gelecekte teknoloji kullanımı ile yararlı (!) toplumsal değişimlerin neler olacağı hakkında fikirleriniz nelerdir?

Geleceğe yönelik eğitim politikaları geliştirmekten kaçınmaz ve gerekli imkânları gençlerimize sunarsak hayatın içinde birçok alanda gençlerimizin geleceğin aynasına korkmadan bakabilmelerini sağlayabiliriz.

 Aksi durumda hikâye yaşlı adamın gördüğü sahne ile bitmeye devam edecektir…

"Benim yaratılışımı düzgün yapıp ölçülü kılan, yüzümün suretini şerefli kılıp güzelleştiren ve beni Müslümanlardan eyleyen Allah'a hamdolsun."

 

Gerçek dünyasının sanal aynasında da (digital twin) , normal aynaya baktığımızda okunan yukarıdaki duayı ihmal etmemek ve gerçek dünyada uygun hayatı yaşamak dileğiyle.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi