Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

“Long Covid”

“Long Covid”

Salgınlar, korku, açlık vb. durumlar tarihin her döneminde var olan/olacak problemler…

Long Covid yeni bir problemden öte, hayatın gerçeğine dönüştürüldü(!)

Samimiyet ve itimat problemi aşılamadan, salgına karşı köklü bir çözüm olmazsa ruhlarda kırımlara kapılar açılacaktır…

İnsanlık dönem dönem çeşitli hastalıklarla mücadele etmiştir. Ölümün bir nevi hizmetçisi olabilen, günlük hayatın içinde bu denli büyük bir yeri olan hastalık, kendisinin iyi ve sıhhatte olduğuna inanan hastalar karşısında dünyamızda kendisine fazlasıyla yer bulur.

Sars, Mers ve Ebola vb. gibi salgınlarda ortaya çıkan korku duygusu biyolojik bir hazırlık olmakla, fazlası kronik hal alırsa zararlı olmakla birlikte psikolojik sorunlara da sebep olur.

Hastalıklara karşı gerekli önlemler alınmazsa, oluşacak enfeksiyonlar; çalışmalarında ön hazırlık yapmayan büyük ressamların tablolarındaki “pentimento”ların sayısının fazlalığı ve izleri gibi bireyin bedeninde ve ruhunda benzeri kalıcı izlere de sebep olabilir.

Covid’e yakalananlar genellikle 3-4 hafta içinde iyileşme gösterirken, bazı kişilerde 4 haftadan uzun semptomlarda gözlenebiliyor. İlk enfeksiyonun ardından 12 haftanın sonunda başka bir sebep olmadan hastalığın hafif/ağır şekilde devam etmesi durumu Uzun Covıd (Long Covid) olarak adlandırılmakta.

Henüz tıpta tam anlaşılmadığı söylenen bu durumdaki kişilerde nefes darlığı, yorgunluk, baş ağrısı, kas ağrısı vb. durumlar devam etmekte.

Covid 19 enfeksiyonu geçiren kişilerde; görülen komplikasyonların başında kalp ve damar sistemi hasarları ve yaşamı tehdit eden miyokardit yani kalp kası iltihabıyla kalpte ritim bozukluğu, kalp yetmezliği ve hatta ani ölüm gibi ciddi sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Hastalığı geçirenlerde inflamasyon yani yangı, kanda oksijen azalması ve hareketsizlik nedeniyle atardamar ve toplardamarlarda pıhtı oluşumları, akut akciğer embolisi, derin ven trombozu, felç veya kalp enfarktüsü gibi hayatı tehdit eden komplikasyonlarla karşılaşıldığı tıp uzmanlarınca dile getiriliyor. Yine yapılan araştırmalar ve yayınlara bakıldığında; hastalığa yakalananların yüzde 80’inde iyileştikten sonra yorgunluk, öksürük ve nefes darlığı gibi şikâyetler devam edebilmekte, kafa karışıklığı, anksiyete ve stres bozukluğu gibi psikolojik sorunlar da sıkça görülebilmekte. Hastalığı geçirenlerin yüzde 36'sında nörolojik hasarlar oluşmakta, baş ağrısı, baş dönmesi, tat ve koku kaybı, kulak çınlaması ve işitme kaybı gibi nörolojik durumlarda oluşmaktadır.

“İki hasta kadar birbirine yakın hiç kimse yoktur.” (Peyami Safa)

Salgınlarda psikolojik etkiler fiziksel etkilerden daha çok olmuştur ve bu şaşılacak bir durumda değildir. Korku virüsten daha hızlı yayıldı/yayılıyor. Çünkü virüs bedene, korku ruha etki etmekte.

Güvensizlik, şaşkınlık durumu, yalnızlık hissi, toplum tarafından etiketlenme, uykusuzluk, öfke gibi durumlar bu yaşanan Covid sürecinde de duyduğumuz/ şahit olduğumuz durumlara birer örnektir.

Coronaya karşı yürütülen tüm çaba ve gayretler uzun süre toplumda sadece beden sağlığı ekseninde ele alındı. Ruhsal, psikolojik ve sosyolojik yönler de ihmal edilmemeli.   İnsan sağlığı ele alınırken biyolojik, psikolojik ve sosyal bileşenler birlikte değerlendirilmezse sadece biyolojik mücadelenin yeterli olmadığı ortadadır. İnsan psikolojisini sadece hastalıkların değil, belirsizliklerinde etkilediğini unutmamamız gerekir. Eğer bu durum ihmal edilirse, toplumlarda yaşanabilecek durumlar şunlar olabilir: Moral değerlerini yitirme, zihni bölünmeler, zihni ayrışmalar, toplumlarda epistemik köleliğe kapıların açılması...

Long Covid ile ilgili olarak yapılan çalışmalar ve kafa karışıklıklarının daha uzunca bir süre hayatımızda yer alacağını görebiliyoruz.

MikroRNA’ların belli genleri kapattığı ya da susturduğu fakültelerde uzun yıllar önce bizlere öğretilen gerçeklerden birisi. Bu parçacıklara sahip olan kişilerin hücre korunması ve savunmasında avantajlı olduğu kabul edilmekte. Tabi ki bağışıklık sisteminin duyarlığını koruması şartıyla.

Yurt dışında yapılan çalışmalarda yeni teknolojilerle üretilen aşıların, özellikle mRNA aşı tekniği ile üretilenlerin Long COVID etkilerini ve sonrasına nasıl olumlu etkileyeceği oldukça merak konusu…

Sağlık gibi dost, hastalık gibi düşman yoktur. Ümit ederiz ki  “Long Covid” den ve etkilerinden bir an evvel kurtulur, hastalıkların değil, umut ve sevgilerin bulaşıcı olduğu bir dünyaya kavuşuruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi