Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

MADLEEN: Zalim yıkılmadan zulüm bitmez

MADLEEN: Zalim yıkılmadan zulüm bitmez

“Yirminci yüzyılın insanı toplama kampını yarattı, işkenceyi yeniden canlandırdı ve başkalarının felaketlerine gözlerini yummanın mümkün olabileceğini öbür insanlara öğretti,” der Marek Halter.

https://bbnhaber.com.tr/yazarlar/yilmaz-tasci/zalim-yikilmadan-zulum-bitmez-4769

Ancak yakın zamanda yola çıkan bir gemi başkalarının felaketlerine gözlerini yummanın artık mümkün olamayacağını dünyaya duyurmuş oldu. Umarız insanlardaki bu hassasiyet devletleri yönetenlere de beklenen uyarıyı ve yaşanan gerçekleri gösterir.

Madleen yardım gemisi, 2025 yılında Gazze'ye insani yardım ulaştırmak ve İsrail'in uyguladığı ablukayı protesto etmek amacıyla uluslararası bir sivil girişim tarafından yola çıkarılan bir gemidir.

1 Haziran'da İtalya'nın Sicilya adasındaki Katanya limanından hareket eden, İsrail'in tüm tehditlerine rağmen yol alan geminin, yaklaşık 2.000 km'lik bir yolculuğun ardından Gazze'ye ulaşması beklenirken, İsrail tarafından gemi hukuk gözetilmeden gece saatlerinde durdurmuş olsa da geminin içerisindeki 12 yürekli insanın tüm dünyada bıraktığı etkiyi hesap edememiştir. Gemi direnişin sembolü haline gelmiştir.

Gemi, adını “Korkmayın. Ne olursa olsun, özgürlüğün ışığını taşıyan biri olun”

diyen Gazze'nin ilk kadın balıkçısı Madleen Kullab'dan almıştır. Peki, işin hikâyesi nedir?

Henüz 13 yaşındayken babası hastalanınca ve ailedeki tek erkek çalışamaz hale gelince, geçim yükü küçük yaşta Madleen Kullab’ın omuzlarına biniyor. Bölgedeki ilk kadın balıkçı olarak Gazze tarihinde kendine yer edinen babasına ait olan balıkçı teknesiyle İsrail askerlerinden korkmadan denize açılan hayatını tehdit eden silahlı tekneler eşliğinde, ailesini geçindirmek için zorluklara göğüs geren Madleen’in ismi bu yola çıkan gemiye veriliyor.

2014 yılında İsveçli gazeteci Charlie Andreasson ile yaptığı röportajda, Gazze senin için ne ifade ediyor? Sorusuna verdiği cevapta Madleen:

“Ben buradan gitmem. Çünkü burası benim evim, burası benim denizim.” Derken direnişçi ruhunu da ortaya koymuştur.

2025 Yılında İtalya’dan Gazze’ye doğru yola çıkan insani yardım gemisine onun isminin verilmesi haklı olarak onu duygulandırmış ve “İsmim bir gemide... Bu benim değil, Gazze’nin sesi. O gemi Gazze için umut taşıyor.” Diyerek sadece kendinin değil toplumunda sesi olduğunu açıkça gösteriyor.

Zulmü her kabul edişin, daha büyüğünü doğurduğunu gören, suların durulmasını beklemeden, gemiyle birlikte yola çıkan 12 yürekli insanın, insanlığa verdiği mesajlar doğru okunmalıdır.

Büyük meziyetlerle donatılan insanoğlunun sorumluluğu da ağır olacaktır şüphesiz. Nitekim göklerin, yerin ve dağların taşımaktan korkup kaçındığı “emaneti insan yüklenmiştir.

Peki nedir bu emanet diyeceksiniz?

Bu emanet başta “âdil olmak ”tır.

Zulümden kaçınmaktır.

İyiyi kötüden ayırabilmektir.

Ve nihayet bu emânet sorumluluk duygusu taşımaktır.

Sözlükler “adâlet”i; “doğrudan ayrılmama, hakka riâyet etme” şeklinde karşılar. “Âdâlet”in zıddı olan “zulüm” ise; haksızlık, eziyet, işin gereğini yapmama demektir.

Nuh’un gemisi gibi her devirde, taşıdığı ruhla tufanları aşan, haksızlık karşısında eğilmeyen insanların yer aldığı gemilere rastlanmıştır. Mesele Nuh'un gemisi gibiyiz diyebilmekte…

Kadim kültürümüzde Gemi, genellikle kurtuluş ve selametin sembolleri arasında yer almıştır. Madden olması gereken gemide olamasak ta en azından ruhen orada olmak zorundayız. Neden mi?

Cevap Hz. Ali ‘den (r.a) :“ Haksızlık karşısında eğilmeyiniz. Zira hakkınızla beraber, şerefinizi de kaybedersiniz…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi