CUMHURİYET TARİHİMİZDE YABANCI DİL EĞİTİMİ
Cumhuriyet tarihimizde göreve başlayan Milli Eğitim Bakanları göreve başladığı ilk gün, “her şeyi sil baştan yapacağız” derdi.
Yeni müfredat çalışmaları kapsamında, bakanlar bir şeyler yapacağını söyleyince de tüm eğitimciler heyecanlanırdı.
Son dönem bir bakanımız “İki yabancı dil öğretim hedefi” ile 5. sınıflara yönelik kapsamlı bir proje başlatmıştı.
Bu projeye göre, Cumhuriyetimizin 100. yılında yani bu yıl liseyi bitiren her öğrenci iki yabancı dille yazıyor, konuşuyor olacaktı.
Peki bunu başarabildik mi?..
Maalesef bu konuda sınıfta kaldık. Bırakın iki yabancı dili, Türkçe konusunda sıkıntılarımız olduğunu çocuklarımızın 300, 400 kelimeyle konuştuğunu bizzat Bakan Bey açıkladı.
Bugünlerde yeni bakanın bu konuyu ciddiye alması, yeni açılımlar getiriliyor olması beni heyecanlandırdı. Ancak ne olur bilmiyorum. Çünkü bizde bir hastalık var bu hastalıktan kurtulmadığımız süre eğitimde yine yerimizde sayacak gibi geliyor.
Dil konusunda güzel bir yol haritası çizilir ve herkese değil de isteyene, meraklısına ve belli okullar için dil eğitimi zorunlu hale getirilirse başarılı olmamak işten bile değil.
Yabancı dil konusunda Cumhuriyet tarihi boyunca şimdiye kadar çok farklı arayışlarımız, deneyimlerimiz oldu.
Anadolu liseleri, süper liseler ya da kolejler öne çıkan başarılı okullarımızdı.
Ancak bu tür başarılı uygulamaların büyük bir bölümünden üç, beş yılda vazgeçtik.
Bu okullardan hiç kuşkusuz en başarılı olanı en uzun süre yaşayabilen Anadolu liseleriydi, onlarında sayısını artırarak önce sulandırdık sonrada hepsi tabela okulu oluverdi.
MEB şu anda eskiye dönmeye çalışıyor tüm yapılanlar bir tarafa atılıp eskiye dönmek istiyor sanki.
Peki nasıl olacak bu?
Geçenlerde okuduğum bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum.
MEB, yabancı dille yeni tanışan çocukların müfredatında kapsamlı hazırlık içindeymiş. Ortaokul düzeyinde daha önce öğretmen yetersizliğine takılan iki yabancı dil öğretimi hedefi, 26 ilde pilot uygulamayla başlamış.
Çoklu Yabancı Dil Eğitim Modeli ile yabancı dil eğitim saati artırılarak, ikinci yabancı dil eğitimine beşinci sınıftan sonra başlanacakmış.
2010’dan bu yana tartışılan önemli bir konu var,
Öğretmen sayısında yetersizlik, kaynaklardaki yetersizlik ve müfredat uyumsuzluğu giderilebilir mi onu da bilemiyorum.
8 yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitime geçilmeden önce, 5. sınıftan sonra girilen Anadolu liseleri genelde bir yıl, hazırlık sınıfı vardı onun tekrar getirilmesi yapılacak en önemli proje olur.
O dönemde Anadolu Liseleri beşinci sınıftan sonra 1+6=7 yıldı ve derslerin bir bölümü, hazırlık sınıfından sonra yabancı dille yapılırdı.
Bazı derslerin İngilizce yapılması o yıllarda hiçbir fayda sağlamamıştı. İnşaallah aynı hata yapılmaz.
Anadolu liseleri eski haliyle tekrar gelince yabancı dille eğitim lüks olmaktan çıkar ve Anadolu’nun en ücra köşesindeki dar gelirli öğrenciler de erken yaşlarda dil öğrenip dünyaya açılma imkanı bulurlar. Böylelikle Anadolu’dan Türkiye’nin geleceğinde çok etkili elemanların sayısı artmış olur.
İngilizce’nin yanı sıra yeniden Almanca eğitime başlanıyor olması sevindirici ancak Avrupa Birliği dili Fransızca, yenidünya dili Çince.
Bu konuda ne olacak diye de sormak istiyorum.
Kısaca MEB’in Türkçe gibi yabancı dilleri de yeniden ciddiye alıyor olması ve bu yönde adımlar atması sevindirici.
Yeni bir maceraya girmektense önce Türkçeyi öğrenen çocuklarımıza denenmiş ve başarılı olmuş Anadolu lisesi modeli tek yol gibi geliyor.
Bu arada anaokulunda ve ilk beş yıl yabancı dil eğitimi, aileleri kandırmak, çocuklarımızı oyalamaktan başka hiçbir işe yaramaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.