ERBAKAN
Yine geldi “28 Şubat”. Ömrüm yettiğince, dilim söyleyip elim kalem tuttuğu süre, her yıl 28 Şubat’ı ve Erbakan'ı yazacağım. Sıkılanlar, kızanlar, olsa da. Gençler için, Erbakan’ı anlamayanlar için, ben yine yazacağım.
Erbakan, Türkiye Odalar Birliği başkanı olarak Ankara’da iken, Adalet Partisi genel başkanı ve başbakan, sınıf arkadaşı, öğrencisi Demirel'in partisinden Ekim 1969 seçimlerinde adaylığını koydu.
Adalet Partisi genel idare kurulunca adaylığı veto edilince, Konya'dan seçime bağımsız girdi.
Konya 16 milletvekili çıkarıyordu. Adalet Partisi 1965’te kazandığı 11 milletvekili ile seçime girdi ve 1969 seçimlerinden 9 milletvekili kazanarak çıktı.
Erbakan, tam 2 milletvekillik oy alarak bağımsız seçildi.
O yıllarda Erbakan’ın halkımıza söyledikleri, gerçekten çok farklı şeylerdi.
Söylediklerine Millî Görüş diyor ve millet kelimesini ulus manasında değil, Osmanlı’nın kullandığı anlamda kullanıyordu.
İşte bu farklı lidere 28 Şubat postmodern darbesi 27 yıl önce bugün yapıldı.
54. Hükümet'in 13 yıl önce dün vefat eden Başbakanı Necmettin Erbakan medya destekli BİRKO (Birleşik Koyunlular Sirketler Grubu) Fadime-Kalkancı darbesiyle devrildi.
Sivil siyasete yapılan bu post-modern darbe, bu ülkede 2001'de cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizine neden oldu. Çünkü darbecileri destekleyenlerin devlet hazinesini ve bankaları soymasına göz yumuldu.
Sonunda vatandaşın sırtına 100 milyar dolarlık borç yüklendi.
Peki 28 Şubat darbesi niye statükocu (öteden beri sürüp gelen, var olan durumun değişmesini istemeyen kimse) İstanbul sermayesi tarafından desteklendi?
Bu kritik sorunun cevabı 28 Şubat'ın devirdiği 54. Hükümet'in programında apaçık veriliyor.
Öyle ki, Erbakan-Çiller koalisyon hükümetinin programında "Ekonomik kalkınmada temel esas, rant ekonomisinden üretim ekonomisine geçiş olacaktır" deniliyordu.
İşte bu ilkeyle, kamu iktisadi teşebbüslerinin (KİT'lerin) finansmanının tek bir havuzdan yapılması amaçlanıyordu.
Böylece finansman fazlası olan bir KİT, bundan böyle parasını özel bankaya yatıramayacaktı.
Özel banka sahiplerinin keyfi kaçtı.
Aynı şekilde finansman eksiği bulunan bir KİT de özel bankadan kredi alamayacaktı,
KİT'lerin finansmanı, bir kamu bankasında açılan ortak hesaptan yapılacaktı ve gereksiz yüksek faiz ödemesinin önüne geçilecekti.
Ama bu ilke uygulanamadı, zira statükocu İstanbul sermayesi hemen ayaklandı.
Erbakan isteseydi 28 Şubat'ta milyonları sokağa dökebilirdi…
Partisinin 4 milyon 100 bin kayıtlı üyesi vardı, 6 milyonun üzerinde oy almıştı.
Ucuz ve yanlış yola sapmadı, o yıllarda tarihî konuşmasını yapıp şunları söyledi:
"Bu olay (28 Şubat) bizim yolumuzda bir virgül hükmündedir. Kimin canı sıkılıyorsa, kim bağırıp çağırmak, rahatlamak istiyorsa ormana gitsin bağırsın."
Erbakan bu tavrıyla kovulmuş şeytandan Allah'a sığınıp, Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla, o büyük yürüyüşü başlattı alışılmış tüm uygulamaları ters düz etti.
Yıllarca İsrail'le can-ciğer kuzu sarması olmamızı isteyenlere dur dedi,
Yıllar önce Kore'ye asker göndermemizi istedikleri için asker gönderen zihniyete dur dedi
Mısır'a, Suriye ve tüm İslam dünyasına tavır koymamızı isteyenlere Kıbrıs, Yunanistan’ın diyenlere dur dedi.
Cezayir'in bağımsızlığına karşı çıkmamızı isteyenlere “dur” dedi.
Sömürgecilere, emperyalistlere, Siyonistlere diklenen bir Türkiye olacak şey değildi.
Müslüman kimliğini öne çıkaran, İslam dünyasını yeniden birleştirmeye ve yükseltmeye çalışan bir Türkiye zaten hiç olacak şey değildi.
Bunlar şöyle dursun, yerli sanayiden hele yerli silah sanayiinden dem vurmak bile ziyadesiyle hayalci bulundu. "Hohlaya hohlaya buz dağlarını eriterek" anti Kemalizm'i, anti Siyonizm'i, anti emperyalizmi, İslam Birliği ülküsünü siyasetin göbeğine taşıdı.
Hep üç amaç için çırpındı…
1- Barış ve huzur içinde yaşanabilir bir Türkiye.
2- Dış güçlerin at koşturmadığı, bağımsız bir Türkiye.
3- Herkesin insanca bir yaşam hakkına kavuştuğu müreffeh bir Türkiye.
37, 39 ve 41'inci hükümetlerin Başbakan Yardımcısı ve 54'üncü hükümetin Başbakanı Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’mızı vefatının 13. yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyor, ülkemize ve tüm insanlığa hizmetleri için teşekkürlerimizle Ruhu şad olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.