Yücel KEMANDİ

Yücel KEMANDİ

Ne Oldu Bize?

Ne Oldu Bize?

Tarihte bu millet her şeyin en iyisini yapardı.

Ya da her ne yapacaksak en iyisini yapmak için mücadele verirdi.

Çocuklarımız sıbyan mektebinde ve ailede bu davranışı hayat felsefesi haline getirirdi.

Ne oldu da bize bu özelliğimizi kaybettik.

Günümüzde günü kurtarmanın peşine düştük.

Ne davranışlarını eskisi gibi, nede yaptıklarımız.

Ne değişti?

Şartlar mı bizi buna zorladı, yoksa birileri eğitimin genleriyle oynayarak bizi bu noktaya mı getirdi.

Bizim insanımız her şeyin en güzelini yapardı sanayicimiz, çiftçimiz böyleydi, özellikle kamuda çalışan tüm mesleklerde her şey yerli yerinde ve en mükemmel yapılırdı.

Bugün ise resmi dairede işini iyi yapan mutlu birini gördüğünüzde sanki dünyanın en olmaz bir şeyini görmüş gibi şaşkına dönüyoruz.

Bizim tarihimizde normal olan bu olmasına rağmen bunu da biz unutmuşuz.

Bağıran çağıran, öfke kusan, bugün git yarın gel, bu kadar maaşa bu kadar öğretmen bu kadar iş diyenlere o kadar alıştık ki, aralarında normal davranan gördüğümüzde şaşırıp kalıyoruz.

Emekliler ve tüm çalışanlar hep şikayetçiler, hep öfkeliler, emekliler, Avrupa’da emekli şöyle böyle derken çalışanlarımız “benim burada ne işim var, çok daha iyi yerleri hak ediyorum” der gibiler…

İnsanın hayatta en önemli tercihlerinde birisi de meslek seçimi olmasına rağmen günümüzde meslek seçimini tesadüflere bırakmışız sevmediğimizi anladığımızda iş işten çoktan geçmiş.

Sevdiğiniz mesleği seçmek için bile hiç çaba göstermemiş üniversite bitirmek yeterli zannetmişiz.

Buradan tüm eğitimcilere soruyorum “meslek seçiminde insanımız mı yanlış seçim yapıyor, yoksa şartlar mı onu buna zorluyor?"

Bir eğitimci olarak bu soruya ilk cevabı ben vermek istiyorum, ilk sırada eğitim sistemi, MEB, YÖK ve ÖSYM gelir son sırada ise gençlerimiz gelir derim. Siz ne dersiniz?

Çünkü çocuklarımızı öylesine bir sınav yarışı içerisine soktuk ki, ne kendilerini yeterince tanıma imkanı bulabiliyorlar ne de meslekler konusunda kendilerine en uygun olanın hangisi olduğu konusunda karar verecek bir donanıma sahipler. Bu konuda anne ve babaların etkisinde unutmamak gerekir.

Diploma ile meslek sahibi olunacağını sanıyorlar, meslek aşkıyla dünyanın en iyileri arasına girilebileceğini bilmiyorlar ya da ailelerin işlerine gelmiyor.

10 milyondan fazla üniversite mezunumuz ya işsiz ya da öğrenim gördükleri alanın dışında başka bir işte çalıştıkları için mutsuz olduklarını daha önceki yazılarımızda yazmıştık.

İsterseniz her meslek mensubuna, “Mesleğinizi en yakınlarınıza ya da başkalarına önerir misiniz?” diye bir sorun cevaplarında hep memnuniyetsizlik göreceksiniz.

İşte bu yüzden temel eğitimin ilk üç görevi iyi insan, iyi yurttaş, inançlı mutlu insan yetiştirmek olmalıdır.

Çünkü huzur ve mutluluğa giden yol, paradan, güçten, makamdan değil, inanarak yaptığınız meslekten geçer.

Bunu bilen uygulayan insanların çoğalması dileğiyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yücel KEMANDİ Arşivi