Yücel KEMANDİ

Yücel KEMANDİ

YENİ MÜFREDAT PROGRAMI

YENİ MÜFREDAT PROGRAMI

Milli Eğitim Bakanlığı yeni müfredat programını hazırladı ve taslak programı yayınladı.

Aklıma ilk gelen yeni bir müfredata ihtiyaç var mı oldu?

MEB’de yaşanan sıkıntılar ve tüm eğitimcilerin eleştirileri sonucunda bugünlerde yeni müfredat programının gündeme getirilmesi çok doğru, ancak istenildiği gibi mi?

Yoksa yeni müfredat programı yerine yeni bir sisteme ve yeni bir yapılanmaya yeni bir öğretmen yetiştirme programına yeni bir anlatım şekline mi ihtiyaç var?

Bir eğitimci olarak, daha önce MEB'de olması gerekenleri yazmıştım, bugün de yeni müfredat programını okudum.

Maalesef dağ fare doğurmuş.

Donanımlı, mutlu, manevi değerleri güçlü bir gençlik yetiştirmek için hem ülke hem de aileler için çok büyük fedakârlıklar gerektiğini biliyorum.

Devlet ve millet olarak hepimiz bu fedakârlığı yapmadığımız süre yine yerimizde sayacağız onun da bilinmesini isterim.

Peki, biz nerede yanlış yapıyoruz ki böylesine bir çıkmazın içerisindeyiz.

İktidar partisinin 20 yıldır doğru bildiği yanlışlar dersem ne dersiniz? Yine iktidar partisinin 20 yıldır doğru bildiği yanlışların başında Siyonizmin etkisi ile oluşturulan malum eğitim komisyonunun etkisinden kurtulamaması komisyonu yok sayamaması dersem ne dersiniz?

İnsanlara manevi değerleri öğreten ve yaşatan, hayatın içinden, üretimi ön planda gören, israfı en büyük tehlike ilan eden, bir eğitim politikası oluşturmak zorundayız.

Peki bunu yeni müfredatla yapabilecek miyiz?

Hayatın içinden derken insan gücü, istihdam ve ara elemanı yetiştirme konusunda radikal kararlar alınmalı ve uygulanmalı. Üniversiteye giriş zorlaştırılmalı sınav ve diploma odaklı eğitimden bir an önce uzaklaşılmalıdır.

Bunu yeni müfredatla gerçekleştirebilir miyiz?

Bir ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük; diplomalı cahil yetiştirmek, okuyanları okuduklarına pişman etmektir.

Bugün tam da bu noktadayız. Ne olur bu noktadan hemen uzaklaşalım.

Peki bunu yeni müfredatla yapabilecek miyiz?

Okuduğum kadarıyla maalesef hayır.

Biz öğretmenlerin beklentisi olan ve aslında ülke olarak mecbur olduğumuz bu değişimin, öğretmen, veli, öğrenci ve diğer paydaşların da katkısıyla şeffaf ve titiz bir çalışmayla ortaya konması gerektiğine inanmaktayım.

Çok farklı okullarda çalışmış bir öğretmen olarak yazıyorum. Fizik ve Kimya türü derslerde tek ihtiyacın, derslerin uygulamalı laboratuvar ağırlıklı verilmesidir. Bunu yapabilecek miyiz?

Tarih ve Coğrafya dersleri gezerek gözlemleyerek, milli bir şekilde; Sayısal, Sözel, Eşit Ağırlık ayırt etmeden zorunlu olarak, alanında iyi yetişmiş öğretmenlerle verilmelidir. Bunu yapabilecek miyiz?

Liselerdeki ders saati sayısı 8 saat çok fazladır. Bunu azaltabilecek miyiz? Lisenin zorunlu olması öğrenmeyi de öğrenciye öğretmeyi de güçleştiriyor. Lise zorunlu eğitimini kaldırabilecek miyiz?

Eğitimi bugünkü çıkmaza sokan 4+4+4 uygulamasına son verecek miyiz?

Öğrencilerin öğrenme zamanlarının büyük çoğunluğunu sınıf içinde geçirmeleri onları pasifize etmekte ve kalabalık öğrenci sayısına sahip sınıflarda bireysel olarak öğrencilerle ilgilenme imkânı maalesef ortadan kalkmaktadır. Bunu çözebilecek miyiz?

Yeni müfredat taslağını hazırlayanlar derse giren öğretmenler değil masa başı akademisyenler olduğunu söyleyebilirim.

Böyle olunca da sahada olmayanların hazırladığı bu programında kalıcı olma imkanı maalesef yoktur.

Kısaca; Yeni müfredat programı yerine, yeni bir sisteme ve yeni bir yapılanmaya yeni bir öğretmen yetiştirme programına yeni bir anlatım şekline ihtiyaç var.

Kıyafet serbestliği, disiplin yetersizliği, bazı okulların sayılarının artırılması, meslek liselerinin değersizleştirilmesi, eğitimi bugünkü sıkıntılı noktaya getirdiği kabul edilmeli, herkese Üniversite eğitimi yaptırma sevdasından vazgeçilmelidir.

Sağlıklı, huzurlu, günler dileğiyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum
Yücel KEMANDİ Arşivi
SON YAZILAR