Milli birlik ve beraberliği savunanların beraber olma zamanı geldi de geçiyor bile!
Son günlerde sürekli tehdit eden bir Ana muhalefet partisi ve yanındakiler.
Muhalefet ne yapar?
Muhalefet devletle savaşır mı?
Bugün, ana muhalefet ve yanındakiler sanki devletle savaşıyor.
Vatandaş sessiz ancak kızgın, "bugün devlete yarın bana" diyor
Bunların genel başkanlarından "Milli Şef"in siyasi lider olarak ortaya çıkıp, iktidara gelemeyince 1960 da, günün iktidar partisine yaptıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz.
Bugün ana muhalefet tarihlerinden aldıkları feyzle aynı çalışmayı farklı bir uygulamayla gerçekleştirmeye çalışıyor.
Eksikliklerini, yetersizliklerini, beceriksizliklerini, kinlerini, nefretlerini, geçmişten gelen intikam arzularını bugünde böyle yapmaya çalışıyorlar.
Muhalefetin biri de teröristlerle beraber, siyaseti bir silah olarak kullanmak istiyor. Ana muhalefet partisi de bunları geride bırakan çok tehlikeli işler yapıyor.
Ana muhalefet bu yaptıklarıyla ülkenin, milletin, devletin, kurumlarına saldırıyor kurumları tahrik ediyor.
Amacı sistemi işlemez, toplumu ayakta duramaz hale getirip kaos yaratmak.
Vatandaş muhalefetten, Türkiye için daha iyi bir şey üretme, dünya ve Türkiye’deki değişimin getirdiği ihtiyaçlar için yeni şeyler söyleme, iktidara çok daha güçlü alternatifler üretme bekliyor.
Ana muhalefet, son günlerdeki çıkışıyla geçmişini unutturmak için toplumsal hafıza ile dalga geçiyor. Milleti, ülkeyi, hepimizi aptal yerine koyuyor.
Dış kaynaklı ajanslarla kol kola malum güçlerin profesyonel destekleriyle, zihinsel terör estirmek istiyor. Dış kaynaklı öfkeyi içeriye taşıyor.
Türkiye’nin tarihe dönmesinden, geniş alanda yol almasından rahatsız olan ülkelerin tedirginliğini temsil ediyor.
Terör örgütüyle kol kola gezenlere destekler veriyor. Türkiye ile kim savaşırsa onlara kalkan oluyor, onları koruyup kolluyor, normalleştiriyor.
Bu savaşta Türkiye’den rahatsızlık duyan bütün ülkeler, Türkiye ile savaşan bütün terör örgütlerini yardıma çağırmış, onlarla ortak cepheler kurmuştur.
Savaş içeriden ve dışarıdan ortak yürütülmektedir.
Malum devletler bizden görülen ancak onların maşası olan siyasi parti liderleri, belediye başkanları, STK’lar, terör örgütleri, sermaye çevreleri, medya mensuplarını destekliyorlar.
Bunlar hem ortak hem de ayrı ayrı Türkiye içinde aynı amaç için çalışıyor.
Tek hedef; Türkiye’yi içeriden durdurmaktır.
Bunların hiçbir söylemi, hiçbir girişimi, milli kimlik taşımamaktadır. Hiç biri Türkiye daha büyüsün, daha güçlensin, refahı daha artsın, sorunları daha hızlı çözülsün diye hareket etmezken, başkalarının sopasıyla ülkeyi dövmeye çalışmaktadırlar.
ABD, İngiliz elçiliğinden, Avrupa elçiliklerinden, talimatlar alan, taktikler kapan bu insanlar, oralardan aldıkları güçle hayatlarını garanti altına almak istiyor onun içinde saldırıyorlar.
Saygıdeğer okurlarım; Türkiye’de demokratik mücadele yoktur, seçim mücadelesi yoktur.
Bunu anlamanın zamanı bugündür.
Türkiye’de güç mücadelesi vardır. Türkiye’ye kim hakim olacak, Türkiye’yi kim kontrol edecek onun mücadelesi vardır.
CHP’nin bugünkü liderinin iş başına geçirilmesi, Atatürkçü düşünceden uzaklaşması, ana muhalefetin Türkiye ekseninden çıkarılması olarak pekala değerlendirilebilir
MHP’nin bölünmesi, AK Parti’den kopuşlar bu hesabın başka parçalarıdır.
Ülkeyi kendi siyasi genetiğinde tutacak siyasi oluşumlar, milli ve muhafazakar çevreler bu yüzden operasyonlara maruz kalmıştır. Onların da en kısa sürede akıllarını başlarına almaları gerekir.
Bir tür toplumsal isyan, iç çatışma arzusu sürekli yoklanıyor.
Dün başka bir konuda bugün başka bir konuda.
Bunu yapan kişinin devlet yönetme ehliyeti, olgunluğu tartışmalıdır.
Ancak bizler ve o partiye oy verenler maalesef bu noktadan çok uzağız.
İktidar olsun muhalefet olsun, siyasi partilerin kırmızıçizgileri ülkeye, devlete, millete bağlı olacaklar. Toplumu ayrışmalara sürüklememek olmalıdır.
Türkiye’de siyasi muhalefeti maalesef ABD ve Avrupa büyükelçileri yönetmektedir. Amaçları da açık ve nettir. Türkiye’yi yönetmek.
Öyleyse hepimize büyük görevler düşüyor.
Türkiye düşmemeli. Malum güçlerin ekmeğine yağ sürülmemeli. Milli birlik ve beraberliği savunanların beraber olma zamanı geldi de geçiyor bile.
Bu ülkenin geleceğini düşünen, milli olan herkes, önümüzdeki seçimi normal bir seçim gibi değil, yüzyılların kapışması olarak değerlendirmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.