Ne olacak bu 6’lı masa?
Önceki hafta Fransa’dan 6’lı Masa’nın Ortak Mutabakat Metnine “güzel” bir yorum gelmiş
“Türkiye’deki muhalefet, Erdoğan’ın mirasını yıkma sözü verdi”
Bizim gördüğümüz de bu zaten.
Deva partisi genel başkanının kendisine hiç yakıştıramadığım açıklamasına göre, bu mutabakat metin malum güçler için bir değer ifade edebilir. Hatta bu metni hazırlayanları alkışlayabilirler, Mutlu da olabilirler.
Ama bizim için, aklını satmamış vatansever bu millet için, hiç bir değer ifade etmiyor.
Sayın başkana göre, Altılı masanın kararları açıklaması ciddi heyecan uyandırmış, kimde uyandırdığı belli sayın başkan.
Bu konuda yıllarca “bana ne Amerika’dan, banane Amerika’dan! Amerika mı bizi yönetecek?” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın devamı olduğunu iddia eden Temel beyin bu konuda açıklamasını ve bunlarla nasıl, neden, beraber olduğunu anlatmasını da dört gözle bekliyorum.
Sayın başkan Milli görüş siyaseti reel politik değil, dava siyasetidir!
Açıklanan metin, yıllardır milli görüşün ülkemizde yapmak istediklerinin bir bölümünü gerçekleştiren bugünkü siyasi iktidarı hedef almış.
Yerden yere vurmuş.
Muhafazakar bir kesimden geldiğini zannettiğim bakanlık dönemini hep takdir ettiğim sayın Babacan’da Siyonizm’in sevinci, sevinci olmuş da haberim yokmuş.
Metnin bir bölümünü inceleme fırsatı da buldum.
Değişimden söz edildi.
Yerine neler geleceği de “Cek-caklar” ile geçiştirilmiş. Hayal olan birtakım projeler ve sözcüklerle doldurulmuş.
Tabii ki benim için bilinmeyen henüz adayı belli olmayan bir oluşumda bu yazılanları kimin yöneteceğinin de boşlukta kalması.
Zaten bu yazılanlar için uygulama alanı da bulamayacaklar, olmayacak. Millet İttifakı açısından en büyük handikap da bu zaten.
Benzer bir tavır kamuoyunda da var. Bir ittifak için en önemli belge olan yol haritası, yeterli ilgiyi göremedi, heyecan uyandırmadı.
Buradan; iktidar partisinden ve aday gösterecek diğer partilerden kapsayıcı bir beyannameyi kamuoyu ile paylaşmalarını bekliyorum. Eğer onlar da “-cek, -cak”la geçiştireceklerse vay bu ülkenin haline.
Altılı Masa’nın en büyük sıkıntılarından biri de seçim sathı mailine girilmesine rağmen, halen bir aday belirleyememesi.
Kılıçdaroğlu, 13 Şubat tarihinden bahsetti, ama bir televizyon kanalında gecikebilir diyen 6’lı masa mensubu genel başkan var. Kısaca, her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.
Bu arada, Erdoğan’ın da Anayasa uyarınca aday olamayacağına yönelik bir kampanya yürütülmeye çalışılıyor.
Bu da bir başka handikap. Çünkü daha düne kadar, “Çıksın karşımıza, ezip geçeriz” havasında olanlara ne oldu anlayamıyorum.
Ben hukukçu değilim bu konuları pek bilmem ancak bunları bilmek için hukukçu olmaya da gerek yok.
Anayasa değişti ve bu değişiklik 2018’de yürürlüğe girdi. 101 ve 102. maddeler tek madde haline geldi. Orada konu düzenlendi, yeniden dizayn edildi.
Bunları görmek istemiyorlar bunları gündeme getirenlerin hiçbir dayanağı yok.
Havanda su dövüyorlar.
Değişen Anayasa kurallarına göre Cumhurbaşkanı’nın konumu belli.
Üçüncü değil, ikinci defa aday oluyor.
Vatandaş da olan biteni görüyor elbette. Daha düne kadar bu konuda meydan okuyanlar, bir anda “Erdoğan aday olamaz” diyorlar.
Böyle olunca da Altılı Masa’nın çıkaracağı adaya güvenini de sorgulatıyorlar.
Demek ki Erdoğan varsa bizim şansımız yok düşüncesindeler.
Bu konularda sizin anladığımız gibi değil diyenleri duyar gibiyim. Vatandaş böyle diyor arkadaşlar.
Daha iyi yöneteceğine inanan lider, partisi adına çıkar milletin önüne, ben adayım der.
Bunu yapan parti genel başkanları var.
Bu millet onlara helal olsun diyor ve alkışlıyor. Sizi değil.
Bir siyasi harekette vizyon yoksa, misyonda yoktur. Bu hareket yıkmayı bir meziyet zannediyor.
Bu milletin 20 yılda yapılanları yıkma yerine üstüne koyacak liderlere ihtiyacı var.
Zaten batılı çevrelerin istediği de bu. O yüzden Altılı Masa’ya ciddi destek veriyorlar.
Ancak, 14 Mayıs seçimlerinde onlar değil biz Türk vatandaşları sandığa gideceğiz.
Yeter ki aklı selim hareket edebilelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.