Yücel KEMANDİ

Yücel KEMANDİ

Tedricen, Alıştıra, Alıştıra

Tedricen, Alıştıra, Alıştıra

Lozan Anlaşmasının seneyi devriyesini yaşadığımız bu günlerde biraz Lozan’dan bahsetmek istiyorum.

 Cumhuriyet tarihimizde her çıkmaza girildiğinde, ya da devrimler konuşulurken, Yada bu milletin istediklerini yerine getiremeyenler hep Lozan’ı bahane ettiler. Tarihi süreçte yapılanları tek suçlusu olarak Lozan’ı gösterdiler. Peki, tek suçlu Lozan mıydı?

Yoksa Lozan bir kılıf olarak mı kullanıldı?

Lozan Antlaşmasının maddeleri nelerdi? Bu maddeler içerisinde neler vardı?

Bilindiği üzere Lozan Antlaşması; TBMM ile İtilaf Devletleri arasında. 24 Temmuz 1923 yılında imzalandı ve 6 Ağustos 1924'te yürürlüğe girdi.

Lozan Antlaşması maddelerinde kapitülasyonlar, azınlıkların son durumu, savaş tazminatı, Osmanlı Devleti'nden kalan borçlar, Musul meselesi, Boğazlar meselesi... Sınırlarımız, boğazların denetimi ile ilgili madde, Azınlıkların okulları, Nüfus mübadelesi, Fener Rum Patrikhanesinin siyasi yetkileri alındı maddeleri vardı

Lozan Antlaşması'nda Devrimler ve Türkiye'nin "iç işlerine" ilişkin hiçbir madde yoktur.

Lozan’da Türkiye’nin bir "Batılılaşma devrimi" yapmasını istemediler ki.

Lozan’da "cumhuriyet ilan edilmesini" de istemediler.

Lozan’da Ne bizden ezanı Türkçe okutmayı isteyen vardı,  ne de Ayasofya'yı müzeye çevirmeyi.

Nitekim Ankara yönetimi ezan için dokuz yıl, müze için on bir yıl beklemiştir.

Neden?

Lozan’da kabul edildiği için değil.

Tedricen alıştıra alıştıra, sindire sindire, diyebilirim...

Şapka ve kılık kıyafet için üç yıl,  yazı için beş yıl, soyadı için on bir yıl, kadınların seçme ve seçilme hakkı için on iki yıl neden beklediler?

Tedricen alıştıra alıştıra, sindire sindire...

Ve de neden bazı Osmanlıca ay isimlerinin Türkçeleştirilmesi için tam yirmi iki yıl beklendi?

Tedricen alıştıra alıştıra, sindire sindire...

Kafamızı kurcalıyor, soruyoruz, sadece sormakla yetiniyorum,

Bu yapılanlar, kimse bizden bir şey istemeden birilerine yaranmak için yapıldı. Osmanlıyı İnkârın sonucudur.

O yıllarda Ayasofya'nın müzeye çevrilmesi çok mu gerekliydi?

Hayır,

Bu bir devrim miydi?

Hayır,

Ezandan Arapçayı silmek şart mıydı?

Hayır,

"Allahüekber" deyince kimse anlamıyor muydu da "Tanrı uludur" şeklinde açıklamak gerekiyordu?

Hayır,

Bunların yapılmasını bizden birileri Lozan damı istediler

Hayır,

Bu bir kompleksti. Bu bir özentiydi.

Sonra Ayasofya ve dünya tepkisinde bahsedenler yine Lozan’a gönderme yapıyorlar buda bilgi cahilliğinden başka bir şey değildir.

Sultanahmet Camii'ni "resim galerisi" ya da "caz kulübü" yapmayı da düşünenler Yıldız Sarayı'nı kumarhane yapanlar kimler?

Orası “kızıl sultan” padişah Abdülhamid'in sarayıydı ya, yok edilmesi gerekiyor diyenler kimler.

Aynı zihniyetteki insanların yapmak, istedikleriydi.

Ben bunda şaşılacak bir şey görmüyorum.

Bunlar "din düşmanlığı" yapanların Türkiye’de yapmak istedikleri hayalleriydi.

Cumhuriyet tarihimiz boyunca bunları yaparak toplumun üstüne bir yaldız sürdük, doksan yıl sonra da olsa bu yaldızlar dökülüyor artık.

Yaldız döküldükçe altından Osmanlı çıkıyor. Bu da onların delirmesine yetiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yücel KEMANDİ Arşivi