Kaybolan 4. Nesil: Z Kuşağı
İnsanların en hararetli çağı gençlik çağıdır ki hem fiziksel hem de ruhsal bir değişim aracılığıyla kamil insan mertebesine intikal etmeye hazırlanırlar. Bu süreçte fıtrat gereği nice hatalar yapılır, yapılan hatalar ile manalar idrak edilir. Elbette idrak faaliyetinin zuhur edebilmesi için tefekkür meziyetinin bireyde bulunması gerekmektedir.
Hata yapmak insana mahsustur lakin hatadan ders çıkarabilmek, hatayı idrak edebilmek insafa mahsustur. Zira insafın kelime ıstılahına baktığımız zaman; Acımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet manasına geldiğini görürüz.
Acıma, mantık, vicdan, adalet..!
Bizi biz yapan değerlerdir. Lakin gençlik çağında toy olan bizler, doymadığımız için yanlış tariklere temayül ederiz.
Ne yazık ki son zamanlarda işitmek ve görmek suretiyle çokça maruz kaldığımız, güya gençliğe ait bir ruh tebarüz ettirildi. Bunu meydana çıkaran güruh gençliği kendi menfi emellerinde kullanmak maksadıyla yönlendiriyor. Ne yazık ki biyolojik sebeplerden ötürü romantik davranan biz gençler hakikatin üstünü setretmekteyiz.
Şuan mızrak çuvala sığıyor gibi görünse de ileride yırtılacak olan çuval bizlerin çuvalı.
Peki, neden biz gençleri Latin alfabesinin son harfiyle damgalıyorlar da neden önceki jenerasyona bir atıfta bulunmuyorlar?
Çünkü hedef tahtasında şuan bizler varız, bizleri kullanabilecekleri birer kukla olarak görüyorlar.
Tıpkı Ulu Hakan Abdülhamit Han dönemindeki gençlere “Beyaz- Jön Türkler” dedikleri gibi şuan ki gençlere de kutuplaştırıcı bir isim takıyorlar. İsim takmakla da yetinmeyip belirli misyonlar yükleyerek kendi kültürüne, inancına, devletine hasım ediyorlar.
Biz son bir asırda üç nesil kaybettik. Bir nesil cihan harbi ve sonrasında vatanı müdafaa etmek için canını hiçe saydı, bir nesil siyasi emeller uğruna zehirlenip militan oldu ve militanlar yetiştirdi, bir nesil ise 1 dolar karşılığında milletin silahını millete doğrultarak kendini can evinden vurdu.
Şuan dördüncü bir nesli daha kaybedecek vaziyette değiliz. Nitekim kaybedersek hep birlikte kaybederiz.
Gençlik hazinedir, birileri bu hazineyi talan etmek istiyor. Biz ne yediği belirsiz, etimize kemiğimize aykırı akımlara kapılmamakla mükellefiz.
Tarihimizde bize örnek olacak birçok nesil çıkardık;
Üstat Akif’in dediği gibi Asımın nesli…
Azim şan Allah’ın Kelamı olan Kur’anın da içerdiği gibi, Allah’a kulluğu seçen bir grup gençten oluşan Ashab-ı Kehf, Kulluğu ile muttaki olan Habil, Teslimiyetiyle parmak ısırtan Hz. İsmail, güzel iffetiyle örnek olan Hz. Yusuf, aklıyla Hakka varan Hz. İbrahim, yaşamıyla bir bataklıkta güller açtıran Hz. Muhammed (sav)…
Merhum Sezai Karakoç’un diline pelesenk ettiği Diriliş Nesli…
Bize ait değerlere sahip çıkacak bir nesil…
İlimde çığır açacak bir nesil…
İnsanlığa insafı öğretecek bir nesil…
Ben de naçizane şu hususu bildirmek isterim,
Unutmamalıyız ki; “Yarının dünyasını Hak yolunda yürüyen İmam Hatip Ruhlu bireyler inşa edecektir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.