Yusuf Sezer

Yusuf Sezer

Kısa hayatın kıssası: ‘5 Kuruş’

Kısa hayatın kıssası: ‘5 Kuruş’

Eski ümmetlerden rivayet edilir ki 450 yaşlarında iki genç (vaktin ümmetinin ömrü takribi 10 asır) aralarında muhabbet ederlermiş. Biri diğerinin taştan bir ev yapacağını işitince ev yapmakla uğraşana sitemvari ve müstehzi bir üslupla demiş ki:

Ben seni akıllı bilirdim, kalan birkaç asırlık ömrün için ev mi yapmaya kalkıyorsun?

Diğeri ise, yahu sen ne diyorsun ben duydum ki kıyamete yakın öyle bir ümmet gelecekmiş ki 70 yılı aşmayacak ömürleri için kocaman binalar inşa edeceklermiş! Kim bili sen onları görsen ne derdin?

Bunu duyan genç ise dostuna şu sözleri sarf etmiş: “Benim ömrüm o kadar olsaydı tamamı bir secdede geçerdi!”

Evet, insanın ömrü kısa, bir ezan ile bir sala arasında. Ama bu kısa hayatın elbet hissemize düşen kıssaları mevcuttur.

                                                                             ***

Günün birinde filan köyde toprak sahibinin yanında çalışan gariban bir kahya varmış. Yıllardan beri çalıştığı ağanın yanında ne uzayıp ne de kısaldığını fark etmiş. Yılların verdiği tek düzelikte yeni bir arayışa girmesine vesile olmuş. Ağadan destur alıp, eşi ve çocuklarıyla vedalaştıktan sonra başka bir diyarda yeni bir iş aramaya koyulmuş. Az gitmiş uz gitmiş, nice yollar kat etmiş, sonunda bir memlekete vasıl olmuş. Bu memlekette insanlar az emekle çok ganimet elde edermiş amma alın terinin olmadığı lokmadan ne bereket beklenir ki. Adam günlerce yapabileceği makul bir iş aradıktan sonra zengin bir tüccarla görüşmüş. Tabi adam zengin, toprağı bol ama topraktan anlayan insan yok. Kahya da yılların verdiği tecrübe ile zengin tüccarın yanında işe başlamak istemiş. Sıra yapacağı işin ecrine gelince Kahya şu sözleri sarf etmiş:

Efendim ben harama asla el uzatmam, bana bir haftanın sonunda vereceğiniz, helal olduğuna kani olduğunuz 5 kuruşa razıyım.

Zengin tüccar duyduğu sözler karşısında şaşırsa da kahyanın tecrübesinden ötürü onu işe almış. Bir haftanın sonuna gelindiğinde zengin tüccar, kahyanın hakkı olan helal 5 kuruşu bulmanın telaşına düşmüş. En sonunda zengin tüccar amelelik yapmak suretiyle 5 kuruşu kazanıp gidip kahyaya vermiş. Tabi kahya 5 kuruşluk kazancını ailesine göndermeyi arzu etmekte. Çarşıya gidip tüm kazancıyla çuval dolusu tuz almış. Sonra da çuval tuzu ulaştıracak bir kervancı başıyla konuşmuş. Kervancı başı çuvalı alarak kervanıyla yollara revan olmuş.

İstirahat maksatlı bir handa mola vererek karnını doyurmak istemiş lakin gelen yemekte tuz namına hiçbir şey yokmuş. Kalkıp çuvaldan biraz tuz alıp yemeğe attıktan sonra tam afiyetle yemeye koyulacaktı ki bunu gören hanın sahibi meraklanıp adamdan az önce yemeğe kattığı beyaz nesneyi sordu Kervancı başı onu çuvalın yanına götürerek tuzun tadına bakmasına müsaade etti. Han sahibi adam kendi memleketinde tuzun bulunmadığını ve müsaade ederse bu bir çuval tuz karşılığında bir kese dolusu altın vereceğini bildirdi. Kervancı başı bunu duyunca gariban kahyayı taakkul ederek çuval dolusu tuzun yerine kese dolusu altının aileyi daha bahtiyar edeceğini düşündü ve teklifi bu maksatla kabul etti.

Kervancı başı kese dolusu altını heybesine koyup yoluna devam etmiş.  Kahyanın memleketine vardığında keseyi münasip bir tavırla Kahyanın hanımına vermiş. Hanımı keseyi aldıktan sonra evin içine girip keseyi açtığında çil çil altınların ışıltısı karşısında mest olmuş. Kocasının bu kadar kısa bir vakit içerisinde bu kazancı elde etmesinden ötürü gönlü refaha ermiş, ardından evindeki tencere kaynamış.

                                                                                ***

Okuduğunuz gibi helal beş kuruşluk kazanç tencereye gelene kadar kese dolusu altın oldu. Allah’ın şüphesiz ki bizler için tayin ettiği ve kefil olduğu helal rızıklarda bizlerin bilmediği bereketler vardır.

“Öyleyse Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal ve temiz olanlarını yiyin; eğer O’na kulluk ediyorsanız Allah’ın nimetine şükredin. “ ( Nahl, 114)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Yusuf Sezer Arşivi