Değerli okurlarım ‘22 Mart Dünya Su Günü’ idi. Beslenme açısından önemine geçmeden önce küçük bir hatırlatmada bulunalım. Dünyada en az 2 milyar insan sağlıklı ve temiz suya erişemiyor. Koronavirüs döneminde daha da artan günlük su tüketimimiz bu şekilde devam ederse Dünya Sağlık Örgütü’nün kriterlerine göre, günde 25 litre su hakkımız kalacak. Bu yüzden  bu noktada dişinizi fırçalarken 2 dakika açık bıraktığınız suda 25 litre su israf ettiğinizi unutmayıp, yaşamınızın her alanında suyu daha tasarruflu kullanmaya çalışın.

Besinlerin sindirim, emilim ve hücrelere taşınması gibi pek çok görevi olan su, yaşamın devamı için olmazsa olmazdır. Ancak bunlara rağmen su tüketimi bir o kadar da ihmal edilmektedir.

Baş ağrısı, esnekliğini kaybetmiş kuru cilt, koyu renkte idrar, konstipasyon (kabızlık) yetersiz miktarda su tüketiminin en önemli belirtilerindendir. Susamışlığın geç kalınmışlık olduğu unutulmamalıdır. Bu yüzden susama hissi beklenilmeden su içilmelidir. Bu noktada telefonunuza indireceğiniz su içmeyi hatırlatıcı programlardan ya da su içme motivasyonunuzu artıracak bardaklardan yararlanabilirsiniz. Aynı şekilde su tüketiminizi artırmak açısından çalışma masasında ya da evdeyken sürekli görülebilecek bir yerde sürahi, bardak veya şişe bulundurulabilir.

Herhangi bir böbrek hastalığınızın olup olmaması gibi durumlara bağlı olmasıyla beraber, gün içerisinde kilogramınız başına ortalama 33 ml kadar su içmeye özen gösterin.

Çay, kahve gibi içecekler içildiğinde susuzluk hissinin bastırıldığı, bu içeceklerin suyun yerini tuttuğu düşünülmektedir. Sanılanın aksine çay ve kahve diüretiktir. Yani suyu vücuttan attırmaktadırlar. Bu yüzden her çay ve kahvenin ardından 1 bardakta su içilmesi iyi olacaktır.

Ana ve ara öğünlerinizden önce birkaç bardak su içmeniz mide doygunluğunuzu artırmaya yardımcı olacaktır. Aynı zamanda gerçekten aç mı yoksa susamış mı olduğunuzu besin alımı yapmadan önce bir bardak su içerek gözlemleyebilirsiniz.

Yeterli miktarda su tüketeceğiniz sağlık dolu bir hafta sonu diliyorum.