Toplumumuzun vazgeçilmezi: Siyah Çay
Sevgili okurlarım bu hafta köşe yazımda ülkemizde neredeyse su miktarıyla aynı ki bazen de su tüketiminden fazla olan çaydan bahsedeceğim. Çay, Camellia sinensis olarak bilinen bitkinin yapraklarından elde edilmektedir. Çaya özellik kazandıran öğelerin başlıcaları; polifenollerden tanenler, alkaloidlerden kafein, teofilin ve teobramin, aromatik esanslar ve inorganik elementlerdir. Kafein; diüretik, kas ve sinirleri uyarıcı, mide salgısını uyarıcı ve metabolik hızı arttırıcı etki yapar. Günlük almanız gereken kafein miktarını da düşündüğünüzde fazla miktarlarda çay tüketmeniz sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebilecektir (Çayın dışında kahvede ve bazı bitki çaylarında da kafein bulunduğunu unutmayın). Ayrıca aşırı kafein alımı, idrarla kalsiyum atımını artırmaktadır.
Çayla alınan flavonoidler, antioksidan savunma sistemine katkıda bulunarak oksidasyon hasarı sonucu oluşan kanser ve kalp-damar hastalıklarından korunmada yardımcı olur. Ancak fazla miktarda çay tüketiminin kansızlığa, çarpıntılara mide ağrılarına vs. sebep olabileceği unutulmamalıdır.
Çayda kalori baz alınmasa da fazla çay ve tüketiminiz, sıvı ihtiyacınızı karşılıyor gibi düşünmenize sebep olabilir. Bu da su tüketiminizi azaltmanıza yol açabilir. Fakat bu içecekler suyun yerini kesinlikle tutmazlar. Aksine çay diüretik olduğu için vücuttan fazla miktarda su kaybetmenize sebep olacaktır. Su kayıplarını önlemek için; gün içerisinde içtiğiniz çay miktarlarını azaltabilir veya bunların yerine bitki çayları tüketebilirsiniz ve her bir bardak çay tüketiminiz sonrası 1 su bardağı su için.
Çayı yemeklerden hemen sonra ve yemeklerin yanında içmek, çayın içerdiği tanenler nedeniyle besinlerdeki demiri bağlayabilir. Bu nedenle yemeklerden 45 dakika ya da 1 saat sonra tüketmeniz daha iyi olacaktır.
Sevdiklerinizle birlikte doğru miktarda çay tüketeceğiniz, bol sohbetli ve sağlık dolu bir gün diliyorum :)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.