Henüz belirlenemeyen asgari ücret için şimdiden zam yapan işletmeler, bunu bir de rakam kesinleştikten sonra tekrarlıyor. Deyim yerindeyse 1 asgari ücrete en az 2 zam yapılıyor. Fahiş zam haram mı? İslam dini bu konuda ne diyor. Zammın ne kadarı caiz?
diyanetin ‘zam’ fetvası
Diyanetin fetvası şöyle: 'İslâm’da, prensip olarak, alışverişler için kesin bir kâr haddi konulmamış olup kâr oranları piyasa şartlarına bırakılmıştır. Konuyla ilgili olarak Allah Resûlü (s.a.s.), fiyatların artması dolayısıyla kendisinden bu duruma müdahale etmesi istendiğinde bunu yapmamış ve fiyatların doğal piyasa şartları içerisinde arz ve talebe göre oluştuğuna dikkat çekmiştir. (Ebû Dâvûd, Büyû‘, 51 [3450]; Tirmizî, Büyû‘, 73 [1314])
Fakihler de bundan hareketle kâr haddinin eşyadan eşyaya farklılık gösterebileceğini, bu sebeple de kesin bir takdir yapılamayacağını söylemişlerdir. (Kâsânî, Bedâ’i, 5/129) Bununla birlikte onlar, piyasada suistimaller olduğu, karaborsacıların devreye girerek halkı mağdur ettikleri, özellikle halkın zaruri ihtiyaçları sayılabilecek mallarda aşırı bir şekilde sunî fiyat artışları yaşandığı durumlarda, kamu otoritesinin fiyatlara müdahale (narh) yetkisini kabul etmişlerdir. (Merğînânî, el-Hidâye, 4/378) Aşırı fiyatın tespitinde bilirkişilerin günün piyasa şartları içerisindeki belirlemeleri esas alınır.'
MEDİNE'DE PAhalılık oldu
Bazı vatandaşların ‘Dinimizde kâr haddi var mıdır?’ sorusuna ise diğer bazı uzmanlar şu v-cevabı verdi:' Dinimizde kâr haddi yoktur. Fakat ihtikâr ve fahiş fiyat yasaklanmıştır. Medine’de pahalılık oldu. Fiyatlar yükseldiği için kâr haddi koyması istenildiğinde, Peygamber efendimiz, (Fiyatları koyan Allahü teâlâdır. Rızkı genişleten, daraltan, gönderen yalnız Odur. Ben Allahü teâlâdan bereket isterim) buyurdu. Başka bir hadis-i şerifte ise, (Kâr haddi koymayın, fiyat koyan Allahü teâlâdır) buyuruldu.
Karaborsacılar, fırsatçılar tarafından [mallar saklanarak] fiyatlar yükseltilip millete zarar ve zulüm haline geldiği zaman, Belediyenin ilgililerle istişare ederek uygun bir narh, kâr haddi koyması caiz olur. (Redd-ül Muhtar)
Peygamber efendimiz, (Müslümanların, şehre mal getiren köylüleri karşılayıp piyasaya fiyatını gizleyerek, ucuz satın almalarını) yasakladı. Köylü böyle bir satıştan vazgeçebilir. Piyasayı bilmeyenlere yüksek fiyatla mal satmak da haramdır. Hatta, acemi olup, ucuz satan veya pahalı alan ile alışveriş etmemelidir. Bunlarla alışveriş yaparken piyasadaki fiyatı gizlemek günahtır.
Satılan şeyin ayıbını, kusurunu gizleyerek aldatmak haram olduğu gibi, alınan malın kıymetini gizleyerek aldatmak da faiz olur. Mesela, bir kimse, sattığı malın kıymetini bilmiyor. On milyonluk malı, beş milyona satıyor. Ona (Bu mal, her yerde 4 milyon eder) diyerek kandırmak haramdır. İnsanlar, Müslüman ahlakına uyarsa, ne kandıran, ne kandırılan olur. Mallara narh koymaya lüzum kalmaz. Arz ve talebe göre, mallar kıymetlenir veya ucuzlar.
Basra’da büyük bir tüccar vardı. İran’da bulunan adamlarından biri, buna mektup yazarak, bu sene şeker kamışının verimli olmadığını, kimse duymadan, çok şeker almasını bildirdi. Tüccar da, çok şeker satın alıp, şeker piyasadan çekilince, pahalı satarak, otuz bin dirhem kâr etti. Sonra, düşünüp (Şeker kamışlarına afet geldiğini Müslümanlardan saklamakla, onlara hıyanet ettim, bu nasıl Müslümanlıktır?) diye, otuz bin dirhemi, şekerlerini almış olduğu kimselere götürdü. Yaptığı yanlış işi anlattı. Hatasına pişman olup dürüstlük göstermesinden dolayı, hiçbiri verdiği parayı almayıp, Sana helal olsun dediler. Akşam evinde düşündü ki, belki utanarak almamışlardır. Din kardeşlerime hıyanet ettim diyerek, ertesi gün tekrar götürdü. Her birine yalvararak otuz bin dirhem gümüşü taksim etti.
Müşteriye doğru söylemeli, hile etmemelidir. Malda bir arıza oldu ise, haber vermelidir. Ucuz aldığı bir malın fiyatı yükselip pahalı satıyor ise, aldığı fiyatı söylemelidir. Aldatarak satmak, hıyanet ve dolandırıcılık olur. Böyle hıyaneti bilmeyerek yapanlar olur. Hıyanet yapmaktan kurtulmak için, herkes, kendine yapılmasını istemediği şeyleri, başkalarına yapmamalıdır.
Bir malı peşin ucuz, veresiye veya taksitle pahalı satmak caizdir. Vade farkı istemek ise caiz değildir. Vadeli satışla, vade farkı ayrı şeylerdir. (Redd-ül Muhtar)'
ZAMMIN NE KADARI CAİZ?
‘Esnaf elinde bulunan mallara zam yapabilir mi, bunun bir ölçüsü var mıdır?’ sorusuna ise diğer bazı uzmanlar şu karşılığı verdi: ‘Değerli kardeşimiz, Elde bulunan satılık bir malın fiyatı piyasa raicine göre belirlenir. Ortada meşru ve tabii bir sebep yok iken, piyasaya müdahale ederek veya stokçuluk gibi işlemlere başvurarak fiyatları arttırmak caiz değildir. Kişinin elinde olmayan sebeplerle tedarikte fiyat artırımı olursa, eldeki mallara bunu yansıtmak caizdir; çünkü eski fiyattan satarsa kâr şöyle dursun eşit miktarda malı bile alıp yerine koyamaz.’