İklim değişikliği ve kuraklık Konya'da kendisini her geçen gün daha da ağır hissettiriyor. Kurak bölgelerin artması, yeraltı sularında belirgin değişikliklere neden olabilmekte ve bu da çevresel sorunları beraberinde getirebilmektedir. Türkiye özelinde, İç Anadolu Bölgesi ve Konya çevresinde görülen obruk oluşumları bu değişikliklerin somut örneklerinden.
EN KRİTİK İL KONYA
İç Anadolu ve Konya'nın Türkiye tarımında kritik bir rol oynaması göz önüne alındığında, obrukların bu bölgelerdeki tarım alanlarını azaltması, tarım sektörüne doğrudan ve diğer sektörlere dolaylı zarar vermekte.
Hayvancılık için bitki örtüsü, üretimi optimize eden ve maliyetleri azaltan bir faktör. Bu nedenle, etkili bir hayvancılık için geniş meraların önemi büyük olup meralar genellikle yüksek bölgelerde bulunurken, bazı düşük bölgelerde de küçük mera alanları kullanılmakta.
Ancak günümüzde Konya'da mera ve çayır alanlarındaki azalma, su kaynaklarının eksilmesine ve aşırı otlatmanın neden olduğu bir durum olarak değerlendirilmesi mümkün. Özellikle mera alanlarında yoğun otlatma ve düzensiz otlatma uygulamaları, meraların daha da azalmasına yol açmakta.
BESLENME YETERSİZLİĞİ
Bu durum, beslenme yetersizliği ve sağlık sorunlarına sahip hayvan popülasyonlarına yol açmakta. Özellikle kuraklık, hayvancılık ve yaylacılığı doğrudan etkileyen faktörlerden biri. Kuraklığın hayvancılığa etkileri arasında; su kaynaklarının azalması, kuraklık nedeniyle yüzey ve yer altı su seviyelerinde düşüşe neden olmakta ve bu durum hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkilemekte.
Özellikle, sulama ihtiyacını karşılamak için kullanılan su kaynaklarının azalması, hayvanların içme suyu ve sulama suyu temininde sıkıntılar yaşanmasına yol açmaktadır. Ayrıca, kuraklık hayvansal yetiştiricilikte yem bitkilerinin azalmasına sebep olarak hayvanların beslenme durumunu da etkilemektedir. Kuraklığın seyrettiği dönemlerinde ot ve yem bitkilerinin azalması, hayvanların beslenmesinde çeşitli zorluklar yaratmakta olup, sürüngenlerin ve yabani otların azalması hayvanların doğal besin kaynaklarının kısıtlanması olarak değerlendirmek mümkün.
Hayvan sağlığı ve refahı da kuraklıkla karşılıklı bir şekilde ilişkili. Sıcaklık artışı ve azalan su kaynakları, hayvanların susuzluk ve aşırı ısınma gibi sağlık sorunları yaşamasına yol açması mümkün. Ayrıca, kuraklık nedeniyle ot ve yem kaynaklarının azalması, hayvanların beslenme ve besin değeri yüksek gıda maddelerine erişimini de kısıtlayabilmekte. Hayvan göçleri, kuraklıkla bağlantılı olarak ortaya çıkan bir başka sorun olup bu afet nedeniyle mera ve çayır alanlarında azalma meydana gelmesi durumunda hayvanlar besin ve su arayışı içinde daha uzak bölgelere doğru göç etmesi mümkün olup, bu durum, hayvanların doğal yaşam alanlarının daralmasına ve göç ettikleri bölgelerde aşırı otlatma baskısı yaratması mümkün.
Ekonomik etkiler arasında kuraklık, hayvancılık ve yaylacılık sektörlerinde üretim miktarını azaltarak ve hayvanların sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratarak ekonomik kayıplara neden olması mümkün. Bununla birlikte, kuraklık nedeniyle artan maliyet ve azalan gelirler, hayvancılık işletmelerinin sürdürülebilirlik için risk oluşturabiliyor. Bu durum, gerek yerel ekonomiler gerek ülke ekonomisi açısından ciddi sorunlar oluşturarak, toplumsal refahı olumsuz katkı yapıyor.
Konya ormanlar
Kuraklık, orman ekosistemleri üzerinde derinlemesine etkiye sahip. Bu etkilenme, orman yangınlarının artmasından, ağaçların hastalık ve zararlılara daha yatkın hale gelmesine kadar uzanmakta. Tüm bu etkiler, Konya'daki hem ağaç popülasyonları için tehdit oluşturmakta, hem de insanlar için riskleri artırmakta.
Ağaç köklerinin optimum beslenmesi için yer altı su seviyesinin belirli bir standardı korunması gerekmektedir. Kuraklık, fotosentetik aktiviteyi %30 ila %70 oranında inhibe edebilmekte ve ağaçların yayılım kapasitesini sınırlayabilmekte. Bununla birlikte orman ekosistemlerinin büyümesi için su varlığının pozitif katkısı %80 ila %90 arasında değişmekte.
Uzun süreli kuraklık koşulları, ağaçlarda su stresini tetiklemekte ve bu durum ağaçların kurumasına yol açabilmekte. Bu hem doğal su eksikliği hem de artan sıcaklıklarla ilişkilendirilebilecek zararlı böcek popülasyonlarının artışı gibi ikincil faktörlerden kaynaklanmakta. İdeal şartlarda, bir ağaç, zararlı böcek saldırılarına karşı reçine üreterek direnç gösterebilmekte. Ancak, kuraklık koşullarında zayıflamış ağaçlar bu tür saldırılara daha savunmasız hale gelmekte.
Kuraklık, doğrudan orman ürünleri sanayisini etkileyerek ekonomik zararlara da yol açmakta. Ağaçlar, inşaat, mobilya, savunma ve otomotiv endüstrileri gibi birçok sektörde hala temel bir hammadde olarak kullanılmakta. Kuraklık, orman ürünlerinin kalitesini ve
miktarını azaltarak sektörün gelirinde düşüşe neden olabilmekte. Ormancılığın sürdürülebilirliği adına bir diğer kritik tehdit de orman yangınlarıdır. Kuraklık, ormanın alt tabakasındaki bitki örtüsünün kurumasına ve bu şekilde potansiyel yanıcı madde birikimine neden olmakta. Bu birikim, orman yangınlarının sıklığını ve şiddetini arttırmakta. Yangınlarda zarar gören ağaçlar, ekosisteme verdiği zararın yanında, ormancılık ve ağaç ürünleri endüstrisi için ciddi zararlar oluşturmakta.
KONYA'DA BÜYÜK RİSK
Bütün bu olumsuzluklar Konya'da sürdürülebilir ve güvenliği konusunda gıda üretiminde baskıyı artıran unsurlar olarak öne çıkıyor…
Kırsal alanda geçim kaynaklarının, toprak bazlı sosyo-ekonomik aktivitelere bağlı olması kuraklığın etkisini daha çok hissettiriyor. Artan kuraklık koşulları nedeniyle kırsal kesimlerde yaşayan birçok üretici, ekonomik darboğazlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu da, uzun vadede sektör değişikliği, göç veya üretimden vazgeçme gibi radikal kararlara neden olmakta olup doğrudan ve dolaylı birçok toplumsal zorlukları ortaya çıkarmakta. Kuraklığın artmasıyla hammadde sağlayan ormancılık, balıkçılık ve hayvancılık gibi sektörlerde aksamaların meydana gelmesiyle birlikte sanayi için hammadde temininde zorluklara ve ekonomik alanda, özellikle alım gücü üzerinde olumsuz etkilere yol açmakta. Bu da Konya'da kuraklıktan daha büyük bir riski ortaya çıkatrmakta.