Konya'da etkili olan kuraklık barajlar ve gölleri tek tek kurutuyor. Beyşehir Gölü'nde ise su seviyesi “çeki kotu” olarak adlandırılan ve kritik seviye olan 1121 m3'nin altına indiği için artık su çekişi tarımda sürdürülemiyor.

SON YAĞIŞLAR UMUT OLDU
Gelen son yağışlar göle umut olsa da Beyşehir Gölü kıyıdan yaklaşık 300 metre ileriye çekilmiş durumda. Göl suları canlansa da Beyşehir için henüz yeterli seviyede değil. Etrafa yağan kar ve bu kış alınacak olan yağışlar gölün bahar aylarındaki kaderini belirleyecek. Son dönemlerde şehirde etkili olan yağışlar gölün yüzünü bir nebzede olsa güldürdü ve gelecek için umut oldu.

BEYŞEHİR GÖLÜ 1933'E GİTTİ
Beyşehir Gölü'nün çekilmesi ilk kez olmuyor. 1933 yılına ait olduğu iddia edilen bir gazete kupürü sosyal medyada gündem oldu. Gazete kupüründe ise, "Beyşehir gölü, manzarasile görenleri acındıracak bir hale gelmiştir.

Senelerden beri azalmağa yüz tutan göl suları, bu sene bütün bütün azalmış, metrelerce uzağa çekilmiştir. Gölün ortalarına gidildiği zaman kaynatma suretile yapılmış bir takım divar üstlerine tesadüf edilmekte ve eski usulde yakılmış alt tarafları topaç gibi sivri küpler, bakır güğümler gene çamurdan yapılmış fincanlar, tuz kaplarına benzer mini mini kâseler, tablâlar, tabaklar meydana çıkmaktadır" yazısı yer almış. Beyşehir 1933'te yaşadığı kaderi 2025 yılında da yaşıyor.

GÖL İÇİN EYLEM PLANI DEVREYE GİRİYOR
Beyşehir Gölü için canla başla mücadele eden başta Başkan Adil Bayındır olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşunun çağrısı yankı buldu. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, TBMM Genel Kurulu'nda Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2025 yılına ilişkin faaliyetleri ve 2026 yılı bütçe teklifine ilişkin sunum yaptı. Suyun her alanda etkin kullanımı ve su verimliliği bilincinin artırılması için su verimliliği seferberliği'ni hayata geçirdiklerini dile getiren Yumaklı, "Akşehir, Eber, Bafa, Beyşehir, Burdur, İznik, Seyfe ve Sapanca gölleri için de benzer eylem planlarını 2026 yılında uygulamaya başlayacağız" ifadelerine yer verdi.

ESKİ ADI: PİSİDYA
Geçmiş asılarda Beyşehir Gölünün de içinde olduğu bölge Pisidya adıyla anilırdı. Pisidya’da Karallia olarak bilinen bir şehir adıydı. Ramsay bu konuyu şöyle değerlendirir; “Biri gölün güneydoğusunda, Trogitis gölü’ne akan suyun ağzında, diğeri güneybatısında olmak üzere ihtimal iki şehir bulunuyordu. Bu ikincisinin Parlais olma ihtimali daha kuvvetli olduğu için birincisini Karallia olarak kabul etmeniz lazım geliyor.” Yine Ramsay’a göre Karallia Bizanslılar zamanında Skleros adını almıştır. Daha sonra harap olan Karallia, Viranşehir adını almıştır. Onüçüncü yüzyılın ilk yarısında, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad devrinde, muhtemelen 1240’tan biraz önce çoğunluğunu Üçoklar’ın oluşturduğu Türkmenler tarafından yeniden kurulmuştur. Eşrefoğulları’nın hakim olduğu dönemden itibaren Viranşehir’in adı Süleymanşehir olmuştur.

BEYŞEHİR ADI VERİLDİ
Beyliğin merkezi olmasından dolayı geçen zamanla beraber beyin şehri olarak anılır. Bundan dolayıda Beyşehir adını alır. Beyşehir adının bir de efsanevi hikayesi vardır. Buna göre; Trogitis’de bulunan Seydi Harun Veli şimdi kendi adıyla anılan camiyi yaptırmaktadır. Eşrefoğlu Mehmet Bey de ona malzeme yardımında bulunur. Sonrasında gelişen olaylar onları dost yapar. Eşrefoğlu, Trogitis’e Seydişehir adını verirken Seyyid Harun Veli de Süleymanşehir’e Beyşehir adını vermiştir. Görüldüğü gibi Beyşehir’in akıp giden zaman içinde aldığı adları incelerken tarihinin kilometre taşları da hemen belirmektedir.