KAYBOLAN YOLLAR VE BULUNAN UMUTLAR
Şehirdeki ilk günleri, kalabalığın içinde kaybolmuş gibiydiler. Her şey çok hızlıydı; herkes bir yerlere yetişiyor, ama hiç kimse birbirini gerçekten görmüyordu. Bir akşam antrenmandan sonra, eski bir kafede hep beraber otururken, bir adam dikkatlerini çekti. Elinde sararmış bir kitap vardı, tıpkı hemen hepsinin bir zamanlar kaybolduğu anları hatırlatan. Adamın gözlerinde bir şey vardı, bir şey eksikti. Sohbet etmeye başladılar.
“Şehirde her şey hızlı” dedi adam. “Ama bazen hızın içinde kaybolduğumuzu unutuyoruz.”
O an, şehirde kaybolmadan, her adımın kıymetini bilmek gerektiğini fark ettiler. Hızın içinde bir boşluk vardı, ama o boşluğu anlamak, içindeki huzuru bulmak zaman alacaktı. Zar zor bitirilen ligin ardından temiz sayfa açmak için yeni sezona başlamak gerekiyordu. Şehir içinde söylenenlere kulak asmadılar. Takım iskeleti korundu, gerekli olmayanlarla yola devam edilmedi. Nokta atışıyla takım rötuşlanmıştı. Artık yeni hedefler ve başarılara yelken açmışlardı. Söylenen kötü sözler unutulmuş, bembeyaz bir sayfa ile başarı kovalanacaktı…
Lige fırtına gibi giriş yapan 2 ekibin mücadelesi merakla bekleniyordu. Günün tek maç olması ve haftanın açılış maçı olması da tüm futbol severlerin dikkatini bu maça çevirmişti. Henüz gol yemeyen İzmir temsilcisi ile sadece bir gol yiyip maç ortalamalarına göre en fazla gol atan 2. takımın mücadelesi karşılaşma öncesi heyecan veriyordu.
Konyaspor’da Adil’in maçtan önce sakatlanması canları oldukça sıkmıştı. Göztepe takımı 5-3-2 sistemi ile fizik kalitesi yüksek ve uzun oyunculardan kurulu bir takım. Recep Hoca da Adil’in yokluğunda bu dengeyi kurtarmak adına 3 stoperli bir diziliş ile Göztepe’yi kilitleyecek bir sistem tercih etmişti. Maçın ilk 15-20 dakikası tabiri caizse şiir gibi oynayan bir Konyaspor vardı. Göztepeliler neye uğradığını şaşırmıştı. Göztepe tarafı ise maçın ilk yarısında rakibin hatalarından kaptıkları toplarla hızlı hücum yapma taktiğinden başka bir numara göremedik. Karşılaşmanın 2. yarısı takımlar taktiklerini oyuncularla birlikte değiştirmeye başladılar. Recep hocayı bu karşılaşmada verdiği radikal karardan ötürü tebrik etmek isterim. Ancak mağlubiyet gelse çok eleştiriler alırdı. Pedrinho geçen seneyi mumla aratıyor. Umarım bu geçici bir performans düşüklüğüdür. Onu bu kadar fazla hata yaptığı, bu kadar etkisiz kaldığı bir karşılaşmayı daha hatırlamıyorum. Muleka ise henüz hazır değil fakat bariz bir şekilde takıma faydalı olacağını gördük. Top saklaması, yalancı koşuları, takıma alıştıkça puan olarak dönecektir. Oyuna sonradan giren Morten ve Tunahan ise tam anlamıyla muhteşem işler yaptılar. Unutmadan Recep hocanın 3 stoperle oynaması, orta alanda Melih’in üzerine düşen yükü artırdı. O yüzden fazla etkili görünmese de o bölgede minimum 2 bazen 3 oyuncu ile savaşmak durumunda kaldı.
Milli takıma çağırılmaması da şüphesiz olumsuz yönde etkilemiştir. Konyaspor daha önceki yazılarımda belirttiğim üzere varyasyonları olan bir takım, Tunahan tarzı oyuncular, defansif anlamda fizikli ama hantal olan Göztepeli oyuncuları zor durumda bırakması kaçınılmaz. O boşluğu bir kere dahi olsa yakaladı ve skoru eşitledi. Yalnız değinmeden geçemeyeceğim, ilk bölgede Adil’in önemini bir defa daha görmüş olduk. Özellikle farklı bir dizilişle ve eksik oyuncu ile o bölgede çok acayip saçmaladık. Bugün farklı bir mağlubiyet gelebilirdi. Bazen Göztepe hücum oyuncularının beceriksizliği bazen de Deniz’in kalesinde devleştiği anlara şahit olduk. Bugün Konyaspor İzmir’den puanla dönüyorsa, bunun baş mimarı kesinlikle Deniz’di. Göztepe golü bulduktan sonra baskısı arttı. Fakat bu baskıya bireysel hatalarla da eklenince 15-20 dakikalık bocalama evresi oldu. Göztepe’nin kanat bekleri de hücuma katılınca orta alanı bazen 5 bazen de 6 kişiye çıkardılar. Neyse ki hocanın doğru hamleleriyle önce oyuna ortak olduk. Sonra da golü bulduk. Beğenmeyenler olabilir ama ben mücadeleyi ve kaybetmeme arzusunu takımda gördüm. Hocanın bundan sonra yeniden güçlü oyuna döneceğini ve ilk 2 haftalık periyottaki sistemle devam edeceğini düşünüyorum. Milli aradan sonra daha çok oturmuş, hem oyun hem de sonuç odaklı bir takım izleyeceğimizi düşünüyorum.
Maçı sözü: Zor deplasmanda alınan 1 puan, kaybolan bir fırsat değil, bir sonraki zaferin temelleridir.