38 Trilyon Dolar Borç Sebep
* Amerika’nın borcu 38 trilyon dolar. 48 Günde 1 trilyon Dolar borç yaptı. Toplam borç 38 trilyon Dolar. Uzun vadeli mali istikrarsızlık olacak. Açık sürdürülemez oldu. Harcamalar GSYİH'nin %44'üne yükseldi, 2.ci dünya savaşından beri görülmedi. Artan borç, Bitcoin’in dijital altın ile ilgili yapılacaklara işaret ediyor. Sabit arzlı kripto varlıklar, fiyat erozyonu ve mali yönetim hatalarına karşı koruma olacak. ABD borcunu dünyanın sırtına yüklemek için bir kripto planı tasarladı. Amerika hükümeti şu anda altın ve kripto para piyasalarındaki kuralları değiştirmeye çalışıyor. Dikkat ederseniz Trump, her türlü görüşmeyi ülkesi için büyük para girişi olan anlaşmalarla sonuçlandırıyor.
* Bitcoin neden var? Güven duymamak için. Bitcoin’in varlık amacı devletlerin itibari paralarının fiyat itibarlarını kaybetmesi. Yani biz devlete gereksiz yere para basmaması için güveniyoruz. Devletler ise bu güveni istismar ediyor. Borçla ilgili hangi veri doğru. Toplam borç doğru veri değil. Bunu veri ile görmenin en basit yolu devleti bir şirket gibi görmek ve zarar edip etmediğini tespit etmek. ABD devletinin borcu sürekli artıyor. Ancak burada karşı bir argüman var. Borç artıyor ama sorun değil, çünkü ekonomisi de büyüyor. Bunu ölçmenin basit bir yolu var. ABD borcunun GDP’nine (GSYİMH) oranı. 2008 Ve salgın sonrası borçlanma 2. dünya savaşındaki seviyelere yükselmiş durumda. Devletin verileri göre gelecekte yükselmesi beklenen seviye ise ABD’nin bugüne kadar hiç görmediği seviyeler. Bitcoin bu sorunu çözmek için var. Bu sorun ortadan kalkarsa bitcoin’nin önü kapanır. Temel problem devam ediyor. Veriler bize bunu gösteriyor. Bitcoin de bu yüzden bu soruna cevap olabilecek alternatiflerden birisi olmaya devam edecek.
* Madem ortada bir borç var bir de alacaklı olmalı, bu alacaklılar kimler. Devletlerin ulusal borçlarının yanı sıra dünyadaki diğer tüm tüzel ve gerçek kişilerin borçlarının toplamını ifade eden borç kavramı genel olarak kamu borçları ulusal borç, finans şirketlerinin borçları, finansal olmayan şirketlerin borçları ve hane halkı borçları olmak üzere 4 ana grupta incelenir. Finansal ve finansal olmayan şirketler ile hane halkına borç sağlayan kuruluşlar genel olarak bankalar, finans kuruluşları, kurumsal ve bireysel yatırımcılar ile fonlardır. Ülkeler tarafından çıkarılan devlet tahvilleri ise başta diğer ülke hükümetleri olmak üzere, bankalar, finans kuruluşları, sigorta şirketleri kurumsal ve bireysel yatırımcılar tarafından satın alınarak bu ülkelere borç verilir. Toplam küresel borcun büyük kısmı ABD, Çin ve Japonya'ya aittir. ABD'den en fazla alacaklı olan ülke Japonya'dır. ABD'nin toplam dış borcunun %17,9'u Japonya tarafından sağlanmıştır. %15,4 payla Çin 2. sırada, %6,2 payla İngiltere 3. sırada, %4,4 ile İrlanda 4. sırada ve %3,9 ile Lüksemburg ABD'ye en fazla borç veren ülke sıralamasında 5. sıradadır. ABD tarafından çıkarılan tahviller oldukça düşük riskli ve geri ödemesi hemen hemen garanti olarak görüldüğü için ülkeler ve diğer kuruluşlar tarafından tercih edilir. Bu kapsamda Çin oldukça ciddi oranda ABD tahvilini elinde bulundurmaktadır. İrlanda'nın göreceli olarak daha küçük ekonomik büyüklüğüne rağmen ABD'ye en fazla borç veren ilk 5 ülke içinde yer almasının sebebi, Apple, Alphabet gibi büyük ABD merkezli şirketlerin bu ülkedeki birimlerinin yüksek miktarda ABD tahvili almasından kaynaklanmaktadır. Bir vergi cenneti olan Lüksemburg'da yer alan büyük yatırımcıların ABD tahviline olan ilgisi, bu ülkenin ABD'den alacaklı ilk 5 ülke içinde yer almasını sağlamıştır. ABD'nin toplam borcu değerlendirildiğinde ise toplam borcun büyük payının ABD hükümeti ve hükümetin bir parçası olan idari kuruluşlar, fonlar, Merkez Bankası, sosyal güvenlik kurumları gibi birimler tarafından sağlandığı görülmektedir. Bir başka ifade ile toplam borcun büyük kısmı iç borçtur. Japonya'nın toplam borcu 30 trilyon doların üzerinde. 4,6 Trilyon dolarlık kısmı dış borçtur. Japonya, gayri safi hasılasına oranla dünyada en fazla borcu bulunan ülke olmasına rağmen, bu borcun %85'ten fazlası Japonya'da yerleşik kuruluşlar ve yatırımcılar tarafından sağlanmıştır. Japonya'nın ulusal borcunun yaklaşık %45'inin alacaklısı Japonya Merkez Bankası'dır. Bir başka ifadeyle sistem Japonya Merkez Bankası tarafından çok düşük faiz oranlı krediler ile finanse edilmektedir. ABD tahvillerine benzer şekilde Japonya tahvilleri de oldukça güvenilir olarak değerlendirilmektedir. ABD ve Japonya ile birlikte önemli miktarda borcu bulunan diğer bir ülke Çin'dir. Çin'in toplam borcu 60 trilyon dolar. Sadece 2,6 trilyon dolar dış borçtur.
* Net borç-alacak dengesi açısından bakıldığında Japonya, Almanya ve Çin'in dünyaya en fazla borç veren ülkelerdir. ABD ise net borç-alacak dengesi bakımından dünyanın en fazla borç alan ülkesi konumundadır. Gelişmiş ülkelere sağlanan borçlar incelendiğinde ise bu alanda Çin'in ön planda. Özellikle Kuşak ve Yol Projesi'nin de etkisiyle, Afrika ülkeleri başta olmak üzere dünyada gelişmekte olan birçok ülke Çin'den kredi aldı. Dünyanın en düşük gelirli 74 ülkesinin toplam borçlarının %37'sinin alacaklısı Çin'dir. Bu ülkelerin toplam borcu 35 milyar$’dır.
* Sonuç olarak; evet her borcun muhakkak bir alacaklısı vardır ve bir noktadan sonra borç yalnız alanın değil borcu verenin de sorunu haline gelir. Küresel yaşam döngüsünde fazla harcayan ekonomiyi bilemeyen ülke liderleri, başka ülkeleri işgal etmek için savaş için bahane üretmekten geri kalmayacaklar. Filistin olayı sadece dini değil belki de ticari bir durum. 57 Müslüman ülke sadece bakıyor. Ekonomik olarak galiba güçlü değiller. Belki de güçlü ekonomileri var ama güçlü karar alamıyorlar. Mevcut ekonomiyi değiştirenler her zaman farklı bakış açılarına sahip olanlar olmuş.