KONYA HABER
Konya
Açık
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3796 %0,35
48,6458 %0,72
4.903,41 % 1,35
Ara
BBN Haber MUTFAK Sonbaharda iştahımız artıyor: Tatlı ve karbonhidrat krizine dikkat

Sonbaharda iştahımız artıyor: Tatlı ve karbonhidrat krizine dikkat

Yemek alışkanlıklarımız sonbaharla birlikte değişiyor... Peki kışa girerken ne yemeli nelerden uzak durulmalı? İşte detaylar...

KAYNAK: BBN
Okunma Süresi: 9 dk

Yeme düzenimizi sonbahar değiştiriyor. Uzmanlar da tatlı ve karbonhidrat krizine karşı uyarıda bulunuyorlar…

SONBAHARIN RUHA ETKİSİ mideye mi vuruyor

Gün ışığının azalması, özellikle sonbahar aylarında, beyindeki serotonin ve melatonin hormonlarının dengesini değiştirir. Serotonin, ruh halimizi ve enerjimizi düzenleyen önemli bir nörotransmitterdir; melatonin ise uyku ve biyolojik saatle doğrudan ilişkilidir. Gün ışığının azalmasıyla birlikte serotonin düzeyleri düşerken, melatonin üretimi artar. Bu durum, insanların kendilerini daha yorgun, halsiz veya keyifsiz hissetmelerine neden olur. Bu değişim, yalnızca fiziksel değil, psikolojik olarak da etkiler yaratır. İnsanlar, enerji eksikliğini dengelemek ve moralini yükseltmek için özellikle tatlı ve karbonhidrat ağırlıklı yiyeceklere yönelme eğilimi gösterirler. Bu, vücudun doğal bir tepkisi olarak görülebilir; çünkü beynimiz, enerji ihtiyacını karşılamak ve günün kısalan ışıklarına adapte olmak için çeşitli yollar arar. Ayrıca, bu dönemde sosyal aktivitelerde azalma ve kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirme gibi davranış değişiklikleri de gözlemlenir. Bu etkenler bir araya geldiğinde, sonbahar mevsimi birçok kişi için hem fiziksel hem de ruhsal olarak kendini daha durağan ve içine kapanık hissetme dönemine dönüşebilir. Düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve mümkün olduğunca gün ışığından faydalanmak, bu değişikliklerle başa çıkmanın etkili yollarından biridir.

sofrada sayısı artan KARBONHİDRAT VE TATLILARA 

Sonbaharda yaşanan ruh hali değişikliklerinin en belirgin sonuçlarından biri, karbonhidrat ve tatlı tüketiminde gözlemlenen artıştır. Özellikle ekmek, makarna, pirinç gibi kompleks karbonhidratlar ile çikolata, kurabiye ve tatlılar, beyindeki serotonin üretimini geçici olarak artırır. Serotonin, ruh halimizi iyileştiren ve kendimizi daha enerjik hissetmemizi sağlayan bir nörotransmitter olduğundan, bu besinlerin tüketimi kişide kısa süreli bir mutluluk ve canlılık hissi yaratır. Bu yönelim, çoğu zaman vücudun mevsimsel enerji ihtiyacına verdiği doğal bir tepkidir. Günlerin kısalması ve güneş ışığının azalması, enerji seviyelerini düşürerek insanların kendilerini yorgun ve halsiz hissetmelerine neden olur. Beyin, bu durumu dengelemek için keyif veren yiyeceklere yönelme eğilimi gösterir. Ancak bu eğilim, aşırıya kaçtığında istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Sürekli yüksek miktarda karbonhidrat ve şeker tüketimi, kilo artışı, kan şekeri dalgalanmaları ve metabolik sorunlara yol açabilir. Bu nedenle sonbaharda beslenme alışkanlıklarını dengelemek önemlidir. Tatlı ve karbonhidratlı yiyecekleri kontrollü tüketmek, protein ve lif açısından zengin besinlerle desteklemek, hem ruh hâlini dengede tutmaya hem de sağlıklı bir kilo yönetimine katkı sağlar. Ayrıca, fiziksel aktiviteyi artırmak ve düzenli uyku alışkanlıkları edinmek de bu dönemde karbonhidrat ve tatlı isteğini azaltmaya yardımcı olur. Küçük yürüyüşler, açık hava egzersizleri ve hafif sporlar, hem serotonin seviyelerini doğal yoldan yükseltir hem de enerji düşüklüğünü telafi eder.

SICAK YİYECEKLER İÇİN

Havanın soğumaya başlamasıyla birlikte, insanlar kendilerini hem bedenen hem de ruhen ısıtacak yiyeceklere yönelir. Çorba, fırında hazırlanmış yemekler, baklagiller ve sıcak tatlılar bu dönemde öne çıkar. Bu tür yiyecekler, yalnızca vücudu ısıtmakla kalmaz, aynı zamanda psikolojik olarak da bir rahatlama ve güven hissi yaratır. Sonbaharda sıcak ve doyurucu yemekler, hem enerji ihtiyacını karşılamaya yardımcı olur hem de yorgunluk ve düşük ruh hali gibi mevsimsel etkileri hafifletebilir. Ancak, bu dönemde porsiyon kontrolüne ve besin çeşitliliğine dikkat edilmelidir. Aksi takdirde aşırı tüketim, kilo artışı ve sindirim sorunlarına yol açabilir. Dengeli bir yaklaşım, sıcak ve konforlu yemeklerin keyfini çıkarırken aynı zamanda sebze, baklagil ve sağlıklı proteinleri de menüye dahil etmeyi içerir. Böylece hem enerji ihtiyacı karşılanır hem de mevsim geçişinin getirdiği ruhsal ve fiziksel değişikliklerle başa çıkmak kolaylaşır.

RUTİN VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI değişecek mi?

Sonbahar, okul ve iş temposunun yeniden başlamasıyla birlikte günlük rutinler kadar beslenme düzeni üzerinde de önemli değişiklikler yaratır. Özellikle yoğun tempoya ayak uydurmaya çalışırken, öğünlerin düzensizleşmesi ve atıştırmalık tüketiminin artması sık görülen bir durumdur. Kahvaltının atlanması veya öğle yemeğinin hızlı, hazır yiyeceklerle geçiştirilmesi, hem açlık krizlerini hem de ani iştah dalgalanmalarını tetikler. Bu durum, özellikle karbonhidrat ve tatlı isteğini artırarak kısa süreli enerji yükselmelerine yol açsa da uzun vadede yorgunluk ve motivasyon kaybına neden olabilir. Sağlıklı bir rutin oluşturmak, bu dönemde hem enerji seviyesini korumak hem de ruh hâlini dengelemek açısından önemlidir. Düzenli öğünler, dengeli porsiyonlar ve sağlıklı atıştırmalıklar, sonbaharın getirdiği fiziksel ve psikolojik değişikliklerle başa çıkmayı kolaylaştırır.

YEMEK MASALARININ PSİKOLOJİK ETKİLERİ

Mevsimsel değişimlerin, özellikle sonbaharın kısa ve serinleyen günlerinin, insanların ruh hali üzerinde önemli etkileri vardır. Gün ışığının azalması, serotonin ve melatonin düzeylerinde değişikliklere yol açarak yorgunluk, halsizlik ve moral bozukluğu gibi durumları tetikler. Bu psikolojik etkiler, doğrudan yeme davranışlarına da yansır. Birçok kişi, stres, kaygı veya moral düşüklüğünü yiyeceklerle telafi etmeye çalışır. Özellikle tatlılar, hamur işleri ve karbonhidrat ağırlıklı yiyecekler, kısa vadede rahatlama ve geçici bir mutluluk hissi sağlar. Beyin, bu besinleri tükettiğimizde serotonin üretimini artırarak geçici bir iyi hissetme tepkisi verir. Ancak uzun vadede bu durum, duygusal yeme döngüsünü güçlendirebilir. Yani kişi, stres veya moral bozukluğu hissettiğinde otomatik olarak yiyeceklere yönelme alışkanlığı kazanabilir. Bu da hem kilo kontrolünü zorlaştırır hem de kişinin ruhsal ve fiziksel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu süreçle başa çıkmak için bilinçli farkındalık ve alternatif rahatlama yöntemleri geliştirmek önemlidir. Düzenli egzersiz, açık hava aktiviteleri, meditasyon veya hobiler, yeme davranışını dengelemeye ve ruh halini iyileştirmeye yardımcı olabilir. Böylece, mevsimsel psikolojik değişiklikler hem daha sağlıklı hem de daha yönetilebilir hale gelir.

uzmanların SAĞLIKLI ALTERNATİFLERi

Sonbaharda yaşanan ruh hali ve iştah değişiklikleri, bilinçli beslenme ile daha sağlıklı bir şekilde yönetilebilir. Uzmanlar, özellikle tatlı ve karbonhidrat isteğinin arttığı bu dönemde, doğal ve besleyici alternatiflere yönelmenin önemini vurguluyor. Meyve ve sebzeler, vitamin, mineral ve lif açısından zengin oldukları için hem tokluk hissi sağlar hem de vücudun enerji ihtiyacını destekler. Kuruyemişler, protein ve sağlıklı yağlar içerdiklerinden hem açlık krizlerini önlemeye hem de uzun süreli enerji sağlamaya yardımcı olur. Tam tahıllı ekmek, yulaf ve kahverengi pirinç gibi ürünler ise kan şekeri düzeyini dengede tutarak ani tatlı krizlerini azaltabilir. Ayrıca sıcak bitki çayları, yoğurt veya sütlü içecekler gibi besinler de hem fiziksel hem de psikolojik olarak rahatlama sağlar. Bu tür alternatifler, özellikle akşam saatlerinde, tatlı ve atıştırmalık isteğini kontrol altına almak için etkili yöntemler arasında yer alır. Dengeli porsiyonlar, çeşitli besin gruplarının bir arada tüketilmesi ve öğünlerin düzenli olması, sonbaharda hem ruh hâlinin hem de fiziksel sağlığın korunmasına katkı sağlar. Bu sayede kişi, mevsimsel değişimlerin getirdiği yorgunluk ve moral düşüklüğünü daha sağlıklı ve kontrollü bir şekilde yönetebilir.

HER MEVSİM EGZERSİZ

Fiziksel aktivite, sonbaharda hem ruh halinin hem de iştah kontrolünün korunmasında kritik bir rol oynar. Günlerin kısalması ve hava koşullarının soğuması, insanları daha durağan bir yaşam tarzına yönlendirebilir; bu da yorgunluk, moral düşüklüğü ve gereksiz atıştırma eğilimini artırır. Düzenli yürüyüşler, hafif koşular, bisiklet sürme veya evde yapılan basit egzersizler, bu olumsuz etkileri dengelemenin etkili yollarından biridir. Egzersiz yapmak, beyinde serotonin ve endorfin salgılanmasını artırarak doğal bir mutluluk ve enerji kaynağı sağlar. Bu sayede kişi, tatlı veya karbonhidrat ağırlıklı yiyeceklere yönelme ihtiyacını azaltabilir. Ayrıca fiziksel aktivite, metabolizmayı hızlandırır, kan şekeri düzeylerini dengeler ve kilo kontrolüne katkıda bulunur. Sonbahar boyunca düzenli egzersiz alışkanlığı geliştirmek, hem psikolojik hem de fiziksel sağlığı destekler. Sabah veya öğle saatlerinde kısa yürüyüşler yapmak, açık havada vakit geçirmek ve haftada birkaç kez düzenli egzersiz rutinine sadık kalmak, mevsimsel yorgunluk ve düşük enerji hissini azaltmaya yardımcı olur. Böylece, hem ruh hâli korunur hem de sağlıklı beslenme ve yaşam alışkanlıklarıyla bütünleşen bir yaşam tarzı sürdürülebilir.

İŞTAH VE UYKU DÜZENİ

Sonbaharın gelmesiyle birlikte günlerin kısalması ve karanlığın erken başlaması, insanların biyolojik saatini ve uyku düzenini doğrudan etkiler. Uyku süresi ve kalitesi azaldığında, açlık ve tokluk hormonları olan ghrelin ve leptin dengesi bozulur. Bu durum, kişinin daha sık açlık hissetmesine ve özellikle akşam saatlerinde fazla yemek yeme eğiliminin artmasına yol açar. Yetersiz uyku, metabolizmayı yavaşlatarak enerji kullanımını azaltır ve kilo kontrolünü zorlaştırır. Akşam geç saatlerde tüketilen ağır yemekler, vücudun sindirim ve enerji metabolizmasını olumsuz etkileyerek uzun vadede kilo artışı ve yorgunluk riskini artırabilir. Ayrıca uyku eksikliği, ruh hali üzerinde de olumsuz etkiler yaratır; moral düşüklüğü ve enerji azlığı, tatlı ve karbonhidrat ağırlıklı yiyeceklere yönelimi tetikleyebilir. Bu nedenle sonbaharda sağlıklı bir uyku düzeni oluşturmak, iştah kontrolü ve genel sağlık açısından kritik öneme sahiptir. Düzenli uyuma saatleri belirlemek, yatmadan önce ağır ve şekerli yiyeceklerden kaçınmak ve mümkünse gün içinde gün ışığından faydalanmak, uyku kalitesini artırarak açlık krizlerini ve gereksiz atıştırmaları azaltmaya yardımcı olur. Böylece hem fiziksel hem de psikolojik denge korunabilir.

işte SONBAHARDA BESLENME ÖNERİLERİ

Mevsimsel değişiklikler, ruh hali dalgalanmaları ve iştah artışlarıyla birleştiğinde, doğru beslenme alışkanlıkları hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı korumak için kritik bir rol oynar. Bu dönemde öğünleri atlamamak, düzenli bir yemek rutini oluşturmak büyük önem taşır; çünkü düzensiz beslenme, açlık krizlerini ve gereksiz atıştırmaları tetikleyebilir. Lif açısından zengin sebzeler, meyveler, tam tahıllı ürünler ve baklagiller, hem tokluk hissi sağlar hem de sindirimi destekler. Protein kaynakları, enerji seviyesini dengede tutarak yorgunluk hissini azaltır. Aynı zamanda su tüketimini artırmak, vücudun hidrasyon dengesini koruması ve metabolizmanın sağlıklı çalışması için önemlidir. Tatlı ve karbonhidrat ağırlıklı yiyeceklerin kontrollü tüketimi, hem ruh hâlini destekler hem de kilo kontrolünü kolaylaştırır. Sonbahar, yeme alışkanlıklarını gözden geçirmek, sağlıklı tercihler yapmak ve yeni beslenme rutinleri geliştirmek için ideal bir dönemdir. Sıcak ve doyurucu yemekler, sağlıklı atıştırmalıklar ve dengeli öğünlerle, mevsimsel yorgunluk ve moral dalgalanmaları daha yönetilebilir hâle gelir. Ayrıca, düzenli egzersiz ve uyku düzeniyle desteklenen bilinçli beslenme, sonbaharı hem fiziksel hem de ruhsal açıdan verimli ve sağlıklı geçirmek için önemli bir adım olur.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *