Ahmet Davutoğlu: Konyalıdan o sözü bekliyorum
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu BBN Haber’e özel değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin sorunlar yumağı ile karşı karşıya kaldığını belirten Davutoğlu, 3 temel soruna değindi. Hukuk, ekonomi ve siyasi kutuplaşmanın ülkenin geleceğini olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Davutoğlu, çözüm önerilerimiz belli dedi ve şu şekilde konuştu; “Adalete güvenin sarsıldığı bir yerde başka herhangi bir konunun çözülebilmesi mümkün olmaz. Ekonomi alanında işsizlik ve istihdam sorunu önemli sorunlar arasında ve bu sorun gün geçtikçe içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Gençlerin feryadına şahit oldum. Bir ülkede yüzde 30’larda genç işsizliği varsa o sorun karşılaşılan sorunları katlayarak artıran bir etki yaratır. Genç işsizliğini çözmeden siyasi iktidar olmaz.”
“CİDDİ BİR AMBARGOYLA KARŞI KARŞIYA KALDIM”
Siyasal alanda aşırı kutuplaşmanın varlığından da söz eden Davutoğlu, düşünce özgürlüğünün de ortadan kalktığını söyledi. Davutoğlu, “Aşırı kutuplaşmanın olduğu yerlerde biz ve siz, biz ve onlar gibi kavramlar düşman ve hain gibi söylemlerini beraberinde getirmekte ve böyle suçlamalar başladığı zaman ortak bir siyasal kültür oluşturamazsınız. Bu tarz söylemler üniversite kapatılmasından tutun da basın üzerindeki baskılara kadar gidiyor. Ben eski bir Konyalı Başbakan olarak uzun bir süre hem Türkiye’de hem de Konya’da özel bir ambargoyla karşı karşıya kaldım. Neden korktu bu insanlar? Beni sevmedikleri için mi? Benim onlar zarar verdiğim için mi? Hayır. Karşılaşacakları bir takım baskılardan korktular” şeklinde konuştu.
“EKONOMİNİN AHLAKI YOZLAŞTI”
Ülkede ahlaki yozlaşmanın varlığından da bahseden Davutoğlu, ‘yalan, iftira, hakaret ve trol’ ahlakının hâkimiyetinden de söz etti. Davutoğlu, “Siyasette artık yalan, iftira, hakaret ve trol kültürü hakim oldu. Ekonominin ahlakı yozlaştı. Yolsuzluk ve iltimasın olmadığı bir alan kalmadı. Şeffaf, rekabetçi ihale kalmadı. Hukuk alanında ki ahlaki yozlaşmada doğrudan talimatla, insanlar hapsediliyor ya da serbest bırakılıyor. Böyle bir sorunlar yumağının içinde bizim çözümlerimiz açıktır. Hukuk alanında bağımsız, adalete güven tesis edilen bir ortamın ortaya çıkması temel önceliğimizdir. Ekonomi alanında üretken verimli bir ekonomi ile irrasyonel kaynakların kullanılmasını engelleyen bir yaklaşımla istihdamın artırılması başlıca prensiplerimiz arasındadır. Tekrar üretken bir ekonomi ile siyasi kutuplaşmanın olmadığı, herkesi kapsayan, herkesle diyalog içinde olan bir anlayış ve en önemlisi de ahlaki alanda bu yozlaşmaya son verecek şekilde yeni bir siyasi ahlak kültürünün oluşması başlıca prensiplerimiz arasındadır” diye konuştu.
“ESNAFIN KİRASINI ÖDEYİN, KREDİ VERMEYİN”
Pandemi süreci ile birlikte birçok sektörün sıkıntı yaşadığına da vurgu yapan Davutoğlu, “16 Mart’ta konu ile ilgili açıklama yaptık. Sürecin klasik ekonomik yöntemlerle aşılacak bir durum olmadığını belirttik. Parasal genişleme yapın dedik. Baktığımız zaman yapılan parasal genişlemenin yüzde 90’ı büyük şirketlere ve kredi şeklinde kullanıldı. Doğru olan, bu parasal genişlemeden doğan kaynak önce işsizlere sonra çiftçilere, esnafa ve kayıt dışı işçilere hibe şeklinde verilmesiydi. Esnafın kirasını ödeyin, esnafa kredi veremeyin. Bu şartlarda borçlanan esnaf krediyi geri ödeyemez. 0 faizle bile artık esnaf kredisini ödeyemeyecek durumda. Kredi bunalımıyla karşı karşıya kalmasın” dedi.
“DOLARLA İŞİMİZ VAR, ÇİFTÇİ MAZOTU DOLARLA ALIYOR” iktidar halkı borçlandırdı
“Ben Cumhurbaşkanı olsaydım” diyen Davutoğlu süreci nasıl yöneteceğini anlattı. Davutoğlu, “İlk yapacağım iş 1 yıl esnafın kirasını biz ödüyoruz derdim. Doğal gaz su ve elektrik faturalarını ödüyoruz derdim. ‘Dolarla ne işimiz var’ diyen bakan çiftçilerin mazotunun dolarla geldiğini görmeyecek kadar cahil. Çiftçilere bugün yüksek fiyat verme yetmez. Girdileri kontrol etmeniz lazım. O girdilerle ilgili olarak tedbir alınması lazım. Dünya standartlarında bugün Türkiye, yüksek mazot, yüksek doğalgaz ödüyor. Bunları dünya standartlarının altına çekecek anlaşmalar yapardım. Kesinlikle esnafa çitçiye özel destekler veririmdim. Kayıtsız işçileri kayda almak şartıyla bir dönem maaşlarını teminat alırdım. İşsizlik fonunu israf etmez bu fonu sadece işsizlere kullandırırdım ve işsizleri bir sonraki döneme iş eğitimiyle hazırlardım. Ama iktidar halkı borçlandırdı. Müteahhitleri destekledi. Şeffaf bir bütçenin varlığından söz edemiyoruz. Türkiye, pandemi sürecinde vatandaşına en az yardım yapan ülkeler arasında. Bu şartlarında bile Atatürk Havalimanını kırarak dökerek müteahhitlere kaynak aktarmaya çalıştılar. Dünya 5’ten büyüktür diyorlar ama onların dünyasında 5- 6 kadar müteahhitin çıkarı var. Biz Dünya 5’ten büyüktür demiyoruz 83 milyon her şeyden büyüktür diyoruz” ifadelerini kullandı.
“KONYALININ BANA OLAN DESTEĞİ ELZEM”
“Konyalının bana olan desteği elzem” diyen Davutoğlu, “Benim Konya’ya borcum var. Bütün vatandaşlarımıza muhabbetimiz sonsuz fakat Konya benim doğduğum büyüdüğüm yer. Siyasi anlamda da en büyük desteği gördüğüm ildir. Benim Konya’ya borcum var. Konya bana zamanında çok büyük destek oldu ve yarım bıraktığım işi bitireceğim. Ama Konyalının da bana olan desteği burada elzem. Bana değil değerlerimize baksınlar. Konya’nın önem verdiği değerleri bugün kim temsil ediyor? Uygurlara karşı sesini çıkarmayan iktidar mı dünyanın dört yanında mazlumlarla kucaklaşma politikasında olan biz mi? Hangi değeri alırsanız alın akraba kayırmacılığından yolsuzluğa kadar Konyalı hemşerilerim Hz. Mevlana’nın ahlakı kimdeyse ona oy versin. Her gün tutum değiştiren açık yalan söyleyenlere değil” diye konuştu.
“KONYALI SANDIĞIN BAŞINDA VİCDANININ SESİNİ DİNLEYECEK”
Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü, “Kendi damadını bile 3 ay önce dünyanın en başarılı bakanı görüp sonra hiç bahsi açılamayacak şekilde ortadan kaybolmasını izah etme ihtiyacı bile hissetmeyen bir yönetim anlayışı Konya’yı temsil eder mi? Değerlerimizi temsil eder mi? Ben Konyalılardan sadece bana sahip çıkmalarını istemiyordum. Bana sahip çıkacaklarına eminim. Sandık ortaya koyulunca o kabine giren Konyalı vicdanının sesine oy verecek ben bundan eminim. Ama Konyalının birinci görevi Konya’nın ve Anadolu’nun değerlerine sahip çıkmak. O değerler ayaklar altına alınıyor. Buna son vermek lazım.”
“BAŞBAKANIMIZ NE SUÇ İŞLEDİ DİYE SORSUNLAR”
Konyalılara da çağrıda bulunan Genel Başkan Davutoğlu, “ Konyalıdan isteğim şudur, kazanımlarımızı kaybederiz diyerek Konyalıların manevi duygularına hitap etmeye kalkarsa Konyalı şunu desin, peki kaybettiğimiz değerleri nasıl kazanacağız. Bizim başbakanımız ne suç işledi de televizyonlara çıkması yasaklandı, televizyonlar neden baskı uyguluyor diye sorsunlar? Bilsinler ki bundan sonra Konya’ya çok daha sık geleceğim. Ben bu Konya sokağının ruhunu bildim ve bu sokağın bir parçasıyım. Ama bu sokaktan kopanlara, şatafat ve kibirle halka bakanlara, her gün yakınlarına servet aktaranlara Konyalının söyleyecek sözü olması lazım. Ben o sözü bekliyorum” şeklinde konuştu. Ayşegül ERTUL
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.