Basın, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin teklifin birinci bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı

Basın, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin teklifin birinci bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı

TBMM Genel Kurulunda, "dezenformasyonla mücadele düzenlemesi" olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümünün üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Teklifin birinci bölümünde yer alan maddeleri üzerinde söz alan muhalefet milletvekilleri, düzenlemelere yönelik eleştirilerde bulundu.

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Beyaz, gazetecilerin basın kartı iptal koşullarının Basın İlan Kurumunun keyfiliğine terk edildiğini savundu.

Kanun teklifinin 29'uncu maddesinin belirsiz, muğlak ve yoruma açık bir suç tanımı getirdiğini ileri süren Beyaz, bu maddeyle "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunu işleyen gazetecinin hangi suçu işlediğini bile anlamadan komisyon keyfiyetiyle basın kartını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldığını söyledi.

Düzenlemeyle basın ve ifade özgürlüğünün tamamen yok edildiğini savunan Beyaz, "Bu düzenlemeye göre haberin gerçeğe aykırılığına kim karar verecek, haberin gerçeğe aykırılığı hangi ilkelere ve değerlere göre belirlenecek? Elbette neyin gerçek olduğuna karar veren iktidarın atadığı bir kurul. Böylece, seçim sürecine girildiğinde, iktidarın hoşuna gitmeyen her haber, her bilgi halkı yanıltıcı bilgi kapsamına girecek ve haberi yapan gazeteci, basın kartının iptaliyle hatta hapis cezasıyla karşı karşıya bırakılacak." ifadesini kullandı.

HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ise "Bir avuç özgür basının sesi kısılıyor, bir avuç gazetecinin, yayın kuruluşunun sesi kısılıyor. Basının sesi kısılmıyor, aslında halkın sesi kısılıyor. Bu yasa basına yönelik çıkmıyor, halkın sesini kısmak için çıkıyor. Bunca yıllık iktidarda kalan hükümet seçime 6 ay kala bu yasayı niye çıkarıyor? Eğer bu yasa çıkıyorsa art niyet vardır, o art niyet seçimi çalmaktır, sandığı çalmaktır." dedi.

CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer de dezenformasyonun tam karşılığının "gerçek olmadığını bile bile söylemeye devam edilen bilgi" olduğunu belirtti.

Türkiye'de dezenformasyon tanımına uyan birçok sözcük olduğunu söyleyen Taşcıer, şöyle konuştu:

"Erdoğan, 'IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi' dedi. Meğer gerçek, IMF'ye üye olan ülkeler fona bazı taahhütlerde bulunuyordu, bu para hiç talep edilmedi ve hiç istenmedi. Tarım Bakanı çıktı, '7 liralık maliyetle sekiz saat çalışan traktör ürettik' dedi. Traktörü gören oldu mu değerli milletvekilleri? Ben görmedim. 'Yerli uçağımız göklerde' dediniz, muhtemelen hala göklerde uçuyor ki bu uçağı daha gören olmadı. 'Tüm dünyada enflasyon var, sorun sadece bizde değil' dendi. Savaştaki Rusya'da bile enflasyon yüzde 14'ken TÜİK rakamları gerçek olmamasına rağmen yüzde 85 oranında. Sizin de dezenformasyonlarınızı kitap haline getirsek Tolkien'i bile sınıfta bırakırsınız."

Teklifin birinci bölümündeki maddelerin kabul edilmesinin ardından ikinci bölümün tümü üzerinde görüşmelere geçildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.