“Türkiye ve Hırvatistan, güvenilir ve saygın ülkeler olarak bölgesel istikrarın dayanak noktalarındandır”
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Zagreb Üniversitesi Felsefe Fakültesi “Diplomatik İlişkilerin 30. Yıldönümünde Türkiye-Hırvatistan İşbirliğinin Önemi” Konulu Konferansta gerçekleştirdiği konuşmada, “Ukrayna dışında da bölgede tansiyonu yükselten aktörlere rağmen Türkiye ve Hırvatistan, güvenilir ve saygın ülkeler olarak bölgesel istikrarın dayanak noktalarındandır.”
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Zagreb Üniversitesi Felsefe Fakültesi “Diplomatik İlişkilerin 30. Yıldönümünde Türkiye-Hırvatistan İşbirliğinin Önemi” Konulu Konferansta konuştu. Şentop, Hırvatistan’ın ve Avrupa’nın köklü eğitim kurumlarından Zagreb Üniversitesine bağlı Felsefe Fakültesi’nde bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek başladığı konuşmasında, ziyaretinin, Türkiye ile Hırvatistan arasındaki diplomatik ilişkilerin 30. Yıldönümünün kutlandığı bir dönemde gerçekleştiğini ifade etti.
Türkiye ve Hırvatistan’ın, köklü tarihi ve kültürel bağlara sahip, Güneydoğu Avrupa bölgesinin iki ucunda yer alan, Avrupalılık ve Akdenizlilik ortak kimliğiyle de birbirine bağlı, iki dost ve müttefik ülke olduğunu kaydeden Meclis Başkanı Şentop, “Bu temel üzerinde yükselen ilişkilerimiz ve iş birliğimiz yalnızca iki ülkenin değil, bölgenin de yararınadır” dedi.
Osmanlı Devleti ile Ragusa Cumhuriyeti arasındaki özel diplomatik, stratejik ve ticari ilişkiler iki ülke arasındaki güçlü bağların öne çıkan örneklerinden biri olduğunu da belirten Şentop, Osmanlı Devleti’nde günümüzün Başbakanlığı, Bakanlığı ve Donanma Komutanlığı gibi unvanlara denk gelen en üst düzey görevlere gelmiş çok sayıda Hırvat devlet adamı ve asker bulunduğunu söyledi.
“Ortak sınırımız olmasa da Hırvatistan’ı her zaman komşumuz olarak gördük” diyen Şentop, Hırvatistan ile Türkiye arasında NATO üyesi olması nedeniyle müttefiklik ilişkisinin de bulunduğunu belirtti.
Türkiye ile aynı zamanda AB üyelik sürecini başlatıp 2013’teki üyeliğin gerçekleşmesiyle Türkiye’nin, AB içinde bir dost üye edindiğini de söyleyen Şentop, Ukrayna’daki son gelişmelerin de iki ülke arasındaki iş birliğinin gerekliliğini bir kez daha vurguladığına işaret etti. Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bölgede barış ve istikrar için güvenilir ortakların beraber çalışmasının gerekli olduğunu, uluslararası sistemin ilkelerinin silah zoruyla çiğnenebildiğini, sorunların kaba kuvvetle sonuçlandırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Ukrayna dışında da bölgede tansiyonu yükselten aktörlere rağmen Türkiye ve Hırvatistan, güvenilir ve saygın ülkeler olarak bölgesel istikrarın dayanak noktalarındandır” dedi.
“Bilginin tarihte hiç olmadığı kadar hızlandığı, yaygınlaştığı ve değer kazandığı 21. yüzyılda, eğitim ve bilim de bir dönüşüm sürecine girmiştir” diyen Meclis Başkanı Şentop, dünya çapında, öğrenci hareketliliğinin de hiç olmadığı kadar arttığı bir dönemin yaşandığını söyledi.
Zagreb Üniversitesi Felsefe Fakültesi ve bünyesinde bulunan Türkoloji Bölümünü, Türk-Hırvat dostluğuna katkı sağlayan güzide kurumlardan biri olarak gördüğünü kaydeden Şentop, “Türkiyat çalışmaları gerçekten önemli bir alan. Maalesef çeşitli ülkelerde politize olan ve Türkiye’ye hasmane tutum sergileyen odakların eline geçen Türkiyat kürsüleri bilimsel çalışmalar üretmekten uzaklaşmıştır. Dünyada akademik camiadaki tüm gelişmelere rağmen Türkiyat çalışmalarının neredeyse bir asır önceki üretkenliğinden geri kaldığını söylemek mümkündür. Bilim ve eğitim; önyargı ve husumetlere kurban edilmemesi gereken çok önemli alanlardır” dedi.
Üniversitelerin, bir kanadıyla eğitim, diğer kanadıyla bilimi taşıdığını ifade eden Şentop, gelişmiş ekonomilerin saklı motorunun araştırma-geliştirme faaliyetleri ile üniversiteler olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin ve başka bölge ülkelerinin kalkınmak için en önemli ihtiyacı nitelikli insan gücü ve katma değerdir. Bunların tamamlayıcısı olarak rekabet ve verimliliği aldığımızda, rekabet için iyi işleyen bir hukuk sisteminin ve yasal çerçevenin, verimlilik için ise bilim ve teknolojinin gerekli olduğunu görüyoruz. Bugün dünya sahnesine baktığımızda gelişmiş ülkeler ve en büyük ekonomiler arasında teknolojik olarak geri kalmış bir aktör bulunmamaktadır. Bu bakımdan, kalkınma yolunda bilim ve teknolojiye de yatırım yapılması elzemdir.”
Şentop, Türkiye Hırvatistan’ın, araştırma-geliştirme projelerini ortaklaşa geliştirmesi önerisini dile getirerek, şunları söyledi:
“Maliyeti hafifleterek her bir ülkeye düşen yükü azaltabiliriz. Her bir ülkenin bilimsel ve beşeri birikimini bir araya getirerek daha güçlü bir temel oluşturabiliriz. Hatta teknolojiyi ve teknik altyapıları kendimiz üretebilirsek, bunları dünyaya ihraç etmemiz de pek ala mümkündür. Sonuç almak için kaynaklarımızı belirli hedeflere odaklamalıyız. Her alanda son teknolojiyi aşmak mümkün olmasa da iyi tayin edilecek alanlarda bunu başarabiliriz. Akademik anlamda başarısız bir ülkenin teknolojik veya ekonomik atılım yapması da beklenemez. Bilim ve eğitim alanında geleceğimiz için yeni nesiller için alacağımız tedbirleri ve atacağımız adımları yarına erteleyemeyiz. İnisiyatif alarak ve öncü olarak yapacağımız çalışmalar dünyada yeniden şekillenen iktisadi düzende daha önemli roller üstlenmemizi sağlayacaktır. Bu alanda yapacağımız her türlü çalışmayı geleceğimiz, çocuklarımız ve torunlarımız için bir sorumluluk olarak görmeliyiz.”
Öğrencilerin Türkçe seviyeleri şaşırttı
Şentop, konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını da cevapladı. Üniversite öğrencileriyle ilgili Türkiye-Hırvatistan arasında ne gibi çalışmaların olduğunu soran öğrencinin Türkçe seviyesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Meclis Başkanı Şentop, “Türkiye’de konuşanlar kadar akıcı bir Türkçeyle konuşuyorsunuz. Onları yetiştiren akademisyenleri tebrik ediyorum. Temiz, akıcı Türkçe öğretmişler. Türkiye bursları uygulamamız var. Bu sayıyı artırabiliriz.
Türkiye’deki üniversitelerle ikili ilişkiler ile öğrenci ve akademisyen değişimi yapılabilir. Türkiye’ye gidenlerin sayısının artması lazım. Öğrendiğiniz Türkçeyi akademik düzeyde kullanabilirsiniz” dedi.
Öğrencilerin hepsinin, sorularını akıcı ve düzgün bir Türkçeyle sormaları dikkat çekti.
Türkçe espirili sohbet
Bir öğrencinin konuşmasında "Hoş geldiniz" derken "ş" harfini "j" şeklinde söylemesi karşısında Şentop, Trakya bölgesinde konuşmalarda 'ş' harfinin vurgu yapıldığında farkında olmadan "j" olarak söylendiğini ifade etti.
Şentop Trakyalılarla, Balkan göçmenleriyle "Üç, beş" derken "üj, bej" şeklinde espiri yapıldığını anlatarak, “Bakıyorum ki; aslında burada da böyle. Demek ki; bu sadece bozuk kullanım değil, bu bölgenin telafüzuyla ilgili bir doğru kullanımı ifade ediyor. Ben, buna sevindim. Döndüğümde Balkan göçmenlerine söyleyeceğim, Balkanlar, Hırvatistan dahil 'ş'leri 'j' olarak kullanıyor diyeceğim” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.