Antep fıstığı üretimi az olduğu yıllar fiyat yükselince hükümetin, ilgili bakanların aklına gelen tek çözüm ithalat kapısını açmak oldu. Kapılar açılınca üreticide fiyat düşüyor. Tüketici çerezlik veya baklavanın içinde fıstığı pahalı tüketmeye devam ediyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre Türkiye, Antep fıstığı üretim alanında ikinci, üretim miktarında ve ihracatında ilk 3 ülke arasında. Kendine yeterliliği yüzde 117 seviyelerinde.
Üretim, ABD, İran ve Türkiye’nin elinde
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü’nün 2024 yılında yayınladığı “Sert Kabuklu Meyveler Raporu”na göre, dünyada 1 milyon 200 bin hektar alanda Antep fıstığı üretiliyor. İran, 497 bin hektarla ilk sırada yer alırken, Türkiye, 409 bin hektarla ikinci, Amerika Birleşik Devletleri 173 bin hektarla üçüncü, Suriye ise 61 bin hektarla dördüncü sırada yer alıyor.
Verimlilikte ise 2022 yılı verileri ile Ürdün dekar başına 374 kilo ile ilk sırada, Çin 308 kilo ile ikinci sırada. Ortalama verimlere göre, Amerika Birleşik Devletleri dekara 305 kilo Antep fıstığı üretirken, Türkiye’nin ortalama verimi 52 kilo.
TÜRKİYE 3. SIRADA
Antep fıstığında dünya üretimi son yıllarda ortalama 1 milyon 100 bin ton civarında. Amerika 400 bin ton ile üretimde ilk sırada. İran 242 bin ton ile ikinci, Türkiye ise 239 bin ton ortalama üretimle üçüncü sırada.
Türkiye’de Antep fıstığı üretimi
Bugünlerde fiyatı yükseldiği için gündeme gelen Antep fıstığının gen merkezi Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Sadece belli bölgelerde yetişen Antep fıstığının en büyük üreticisi ve ihracatçısı ülkeler; Amerika Birleşik Devletleri, İran ve Türkiye.
Türkiye, Antep fıstığının gen merkezi olmasına rağmen profesyonel anlamda üreticilik 1948 yılında Ceylanpınar Devlet Üretme Çiftliği’nde başladı. Antep fıstığı üretimi 2023 verileri ile 4 milyon 200 bin dekar alanda gerçekleştiriliyor. Şanlıurfa 1 milyon 600 bin dekar ile en fazla üretim alanına sahip. Antep fıstığı üretiminin yüzde 34’ü Şanlıurfa’da üretilirken, Gaziantep yüzde 31ile ikinci sırada yer alıyor. Diğer üretici iller arasında Siirt yüzde 18.5 ile üçüncü sırada. Adıyaman yüzde 4.3, Kahramanmaraş yüzde 2.5, Batman yüzde 2 ve Diyarbakır yüzde 1.5 ile sıralamada yer alıyor. Toplamda 44 ilde Antep fıstığı yetiştiriliyor.
TMO gibi müdahale kurumuna ihtiyaç var
Antep fıstığı ağacı periyodisiteye bağlı olarak bir yıl ürün verirken ertesi yıl ya hiç vermiyor ya da çok az veriyor. Bu nedenle üretim bir yıl yüksek, ertesi yıl düşük olur. Buna bağlı olarak piyasaları kontrol etmek, düzenlemek elbette kolay değil. Ürünün az olduğu yıllar fiyat yükseliyor. Çok olduğu yıllar ise fiyat düşüyor. Normal olarak ürünün çok olduğu yıllar bir müdahale kuruluşunun ürünü alarak depolaması ve az olduğu dönemde piyasaya arz etmesi gerekiyor. Uzmanlara göre Toprak Mahsulleri Ofisi’nin fındıkta, hububatta, bakliyatta ve zaman zaman kuru üzüm, kuru kayısı da yaptığı gibi. Ancak bu şekilde piyasada istikrar sağlanabilir.
Yine uzmanlara göre: Daha önce zeytinde de belirgin olarak periyodisite sorunu vardı. Ürün bir yıl çok olurken, ertesi yıl yarı yarıya azalırdı. Zeytin toplama, hasat biçiminin değiştirilmesi, ağaç varlığının artırılması ile “var yılı” ve “yok yılı” olarak adlandırılan bu periyodisite büyük oranda sona erdi. Üretimde bir istikrar sağlandı. Antep fıstığında da öncelikle arz sorununa çözüm bulunmalı. İlk olarak fıstık ağaçlarının sulanması için sulama projeleri yaşama geçirilerek verim artırılabilir.
Üretim artsa da azalsa da kaybeden üretici oluyor
Antep fıstığı üretimindeki istikrarsızlık fiyatlara da yansıyor. Üretimin az olduğu yıl ile üretimin çok olduğu yıl arasında yüzde 200-300 oranında fiyat farkı oluşuyor. Özellikle üretimin az olduğu yıllar üreticiden ucuza fıstık alarak depolayanlar, yüksek fiyatla piyasaya sürüyor.
Toprak Mahsulleri Ofisi gibi bir müdahale kurumu olmayınca, üretimin çok olduğu yıllar fiyat düşüyor ve üretici ciddi zarar ediyor. Ürünün az olduğu yıllarda ise fiyatlar yükseliyor ve hemen ithalat kapıları açılıyor. İthalat yapılınca fiyatlar düşecek korkusu ile üretici fıstığı elinden ucuza çıkarıyor. Kaybeden yine üretici oluyor. Yani üretim artınca fıstık çok diye üretici kaybediyor, üretim azalınca ithalat yapıldığı için üretici kaybediyor.
Müdahale kurumu olsa, üretimin çok olduğu seneler fıstığı uygun şartlarda depolasa ve üretimin az olduğu ertesi yıl piyasaya arz etse ve arz güvenliği sağlansa sorun çözülür. Üretici de ülke de kazanmış olur.
Fiyat artınca ithalat kapısı açılıyor
Son günlerde fıstık fiyatının yükselmesi nedeniyle tatlı üreticilerinin de baskısıyla ithalat kapısı açıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü 16 Eylül‘de ithalatın önünü açan bir karar aldı. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri’ne de gönderilen yazıda Amerika Birleşik Devletleri, İran ve Suriye’den kabuklu veya kabuksuz Antep fıstığı ithalatında Zararlı Risk Analizi (ZRA) aranmayacağı ifade edildi.
Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri yayınladığı duyuruda bakanlığın kararı hakkında şu bilgilere yer verildi: “T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nden alınan bir yazıda, 31.12.2024 tarihli tebliğ kapsamında Antep fıstığı ithalatı için Zararlı Risk Analizi (ZRA) raporu aranmakta iken; kuraklık ve üretim sorunları nedeniyle yapılan yeni değerlendirme sonucu, ABD, İran ve Suriye menşeli kabuklu ve kabuksuz Antep fıstığı ürünlerinin (kavrulmuş olsun veya olmasın) ithalatında ZRA şartının kaldırıldığı aktarılmakta.
Yazıda devamla, bu ürünlerin Bitki Sağlık Sertifikası ile gelmesi, karantina listelerinde yer alan zararlılardan ari olması ve bitki sağlığı ile gıda güvenliği açısından uygun bulunması şartıyla resmi kontrollerden geçerek ithalatına izin verileceği ifade edilmektedir.”
Üreticiler ithalata karşı
Bakanlığın bu kararına üreticiler çok sert tepki gösterdi. Ziraat odalarının organizasyonu ile Nizip Fıstık Hali önünde toplanan üreticiler, bölgenin susuzluktan can çekişirken 3-5 baklavacı daha çok para kazansın diye ithalata izin verildiğini, burada çiftçinin hiçbir suçu olmadığını, geçen sene fiyatlar dibe vururken hiçbir müdahale yapılmadığını dile getirdi.
Fıstık üreticileri, birkaç yılda bir ancak biraz para kazanabildiklerini onun da ithalatla engellendiğini belirtti. Üreticiler: “ Kuraklık belası ile karşı karşıyayız. Ağaçlarımızı sulayamıyoruz Sulama projeleri hayata geçirilsin, ağaçları sularsak daha çok üretim olur, o zaman ithalata da gerek olmaz, fiyatlar da daha dengeli olur” görüşünü dile getirdi.
ZAMLAR
Fiyatı artan her ürünü ithal etmek tarıma, üreticiye ve tüketiciye dolayısıyla ülkeye zarar veriyor. Uzmanlara göre: Antep fıstığında yıllardır yaşanan bu sorunu çözmek için öncelikle doğru verilerle doğru politikaların oluşturulması gerekir.
Üretimde dalgalanma var
Türkiye’nin son yıllardaki üretimine bakıldığında arz sorunu daha net görülüyor. Üretim 2018’de 240 bin ton, 2019’da 85 bin ton, 2020’de 296 bin ton, 2021’de 119 bin ton, 2022’de 239 bin ton, 2023’te 176 bin ton, 2024’te 383 bin ton ve 2025 yılında Türkiye İstatistik Kurumu’nun ilk tahmini yüzde 55 düşüşle 174 bin ton olacak. Fakat, yaşanan zirai don ve kuraklığın etkisi ile bu yıl üretimin 100 bin tonun altına düşeceği bekleniyor.
ANTEP BAKLAVASI MI AMERİKAN BAKLAVASI MI İRAN BAKLAVASI MI?
Karkamış Ziraat Odası Başkanı İdris Bozkurt, toplanan üreticilere seslenirken fıstığın 2-3 yılda bir para ettiğini belirterek şunları söylğyor: “ Üretimin az olduğu seneler bir lobi çıkar ucuz fıstık almak için ithalat izni çıkartıyor. Geçen sene ürün iyiydi, bu sene olmayacağını biliyorduk. Geçen yıl 200 liraya fıstık sattık, iki ay sonra 400 lira oldu. Kimin cebine girdi? Bir kaç komisyoncu, baklavacı çıkıp ‘fıstık çok’ diyor fiyatı düşürüyor. Sonra ‘fıstık yok’ diyerek ithalatı açtırıyorlar. Her sene kaybeden üretici oluyor. Bugüne kadar İran’dan biz hiç fıstık almadık. İran bizden fıstık alsın. Bu yanlıştan bir an önce vazgeçilmeli.”
Nizip Ziraat Odası Başkanı Sıddık Durmaz ise konuşmasında özetle:” Bizim derdimiz, işimiz siyaset değil. Biz 15 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Bir kaç lobiciye, baklavacıya pabuç bırakmayız. Karar alınırken komisyoncuya, tüccara, ihracatçıya soranlar, bir günde karar alırken Gaziantep‘te 9 ziraat odası başkanı var, niye bir tanesini çağırmadınız, görüşünü almadınız. Fırsatçılık diye tutturmuşlar gelin burada inceleyin kim fırsatçı kim değil. Bu sene, normalde 10 ton fıstığı olan sadece 500 kilo kaldırdı. Fıstık olmasa pamuğa işçi olarak gideceğiz öyle zor durumdayız. Kim ithalata izin verdiyse geleceğimize dinamit koyuyor demektir. Antep baklavası içinde Antep fıstığı olduğu için ihraç edilirken “Antep baklavası” deniliyor. O zaman İran fıstığı kullanırken Antep baklavası demesinler İran fıstığı ve baklavası diye satsınlar. Bu ithalatın hemen durdurulması lazım.” dedi.