Geçtiğimiz günlerde en düşük emekli maaşı o iki bin beş yüz lira olarak belirlendi.

Emekli vatandaşlarımız gelen maaş zammından memnun olabilmeler mümkün görünmüyor.

Ünlü bir isim konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Bodrumda bir akşam yemeğinin o da alkolsüz tam olarak neredeyse bir emekli maaşına tekabül ettiği kıyası ise gündem olmuştu.

Maalesef ekonominin faturasının başta emekliler olmak üzere yine vatandaşa kesilmeye devam ettiğine şahit olmaktayız.

Devlet memurlarına gelen zam da günümüz koşullarında beklentileri karşılamadığı görünmektedir.

Sosyal hayatta kullandığımız, ihtiyaç duyduğumuz petrolden, elektriğe, temel gıda maddelerinden tutun hemen her şeye memur maaşına gelen zammın iki katı oralarında zam gelirken, vatandaşın ayağını yorganına göre uzatmasından ve tasarrufta bulunmasından başka bir yol kalmamış gibi görünüyor.

Eskisi gibi maaşın bir kısmını artırma, yatırım yapma, yeni ev, yeni araba alma ve ya tatile gitmek bir yana dursun; ülkenin üst kesimi sayılabilecek birçok meslek sahibi dahi almış oldukları maaşın yetmediğinden şikâyet etmeye devam ediyor.

Geleceğe umutla bakan nesiller yerine, gelecek kaygısı ve anksiyete içerisinde yaşayan ve büyüyen nesiller ve toplumlar olmaya devam mı edeceğiz, yoksa buna artık yetkililer tarafından bir dur mu denilecek?

Dileğimiz ve temennimiz odur ki, ülkemiz ve vatandaşımız hak ettiği üzere refah içerisinde yaşam seviyesine bir an evvel kavuşur.

Gider kalemlerine baktığımız zaman gelen zamların hatırı sayılır olduğu, fakat gelir kalemlerinki artışın ise ancak zamcık olarak nitelendirilebileceği acı bir gerçektir.

Bu noktada devlet aklı ve yetişmiş bürokrat ve siyasetçilerin ellerini taşın altına koymaları, hükümet ve bil hassa muhalefetin de ana gündem konularının başında ekonominin ve geleceğimizin gelmesi en büyük temennimiz olacaktır.