Küçükken her şey serbest, büyüdükçe çok şey yasak
Bu yazımda, ailede eğitimle ilgili bazı düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bildiğimiz gibi toplumun temeli ailedir, aile ne kadar sağlam olursa, toplum da o kadar sağlam olur.
Çocuk eğitiminde ailenin önemi çok büyüktür. Çocuklar ilk eğitimini ailede alırlar. Özellikle annenin eğitim durumu çocuğun yetişmesinde çok çok önemlidir, onu daha iyi yetiştirir, çocuğun kalbine güzellik nakşeder. Çocuk, anne ile daha yakın ilişkide olduğu için annenin etkisi babadan daha fazladır. “Beşik sallayan el dünyayı yönetir” sözü çok anlamlıdır.
Çocukla ilgili kararlarda anne baba fikir birliği içinde olmalılar. Çocukların nasıl yetiştirilmeleri konusunda ortak karar alıp ve doğru kararlarında ısrarcı olmalılar. Kararları alırken yaşına uygun olarak çocuğun görüşünün de alınması faydalıdır. Bazı zaman çocuklar bizim göremediklerimizi daha iyi görürler ve bize yol gösterici olabilirler. Her olay karşısında fikir değişikliği, sınıf değişikliği okul değişikliği hoş değildir. Her ev değişikliğinde okul değiştirmek ileride düzeltilmesi zor zararlara yol açmaktadır. Ev değiştirirken çocukların okul durumlarını da düşünerek karar vermeliyiz. Bir tanıdığımın çocuğu dokuz yılda altı okul değiştirdi ve sonunda da başarılı olamadı. Pek çok şeyde olduğu gibi okul değiştirirken de en yakını değil, en iyiyi seçmeliyiz. Anne babadan birinin çocuğu şımartıp diğerinin okşaması doğru değildir. Hele hele, çocuğun sıkıştığı zaman büyükanne ve büyükbabalara sığınması çok çok yanlıştır. Büyükanne ve büyükbabaların çocuklara yakınlık göstermeleri, onlara sevgi ve güven vermeleri çok iyidir ama, anne babanın çocukları için almış oldukları kararlarını bozmaları hiç de hoş değildir. Bu tip olaylarda çocuk şımarıklığa, iki yüzlülüğe ve yalan söylemeye alışır.
Bizde çocuk terbiyesinde yanlış bir metot olan “çocuğa küçükken her şeyin serbest, büyüdükçe adeta her şeyin yasak” uygulaması çok yaygındır. Batılı terbiyesinde ise küçükken bazı kısıtlamalar var ve büyüdükçe çocuk serbestleşir, artık kendi kararlarını verme ve kendi ayakları üzerinde durmaları için hayatı ağır ağır öğrenirler.
Çocuk yetiştirirken aşırı korumacılık da yanlıştır. Bırakınız çocuğunuz bazı olayları ve hayatı yanlış yaparak ve düşüp kalkarak öğrensin. O zaman ayakları yere daha sağlam basar. Hayat merdivenlerini ağır ağır çıkar ama, çıktığı yerde kalıcı olur. Hayata daha sağlıklı bakar ve kendine güveni artar.
Çocuklarımız geleceğimizdir. Çocuğumuzla gerekli şekilde ilgilenirsek onların bize karşı sevgi ve saygı bağları gelişir. Yarınlarımızı onlar kuracaklar ve bizleri onlar yönetecekler. Yarınki dünyayı onlar şekillendirecekler. Halimizden memnun, yarınımızdan emin olmak için onlara iyi yatırım yapmalıyız. Yarınlarımızın aydınlık, geleceğimizin sağlam, sağlıklı olması için çocuklarımızı güzel eğitmeliyiz. En kârlı yatırım çocuğumuzun eğitimine yaptığımız yatırımdır.
Gerekli gereksiz her zaman ceza ve ödül vermemeliyiz. Ceza verirken de, ödül verirken de ölçüyü kaçırmamalıyız. Övgü ve yergilerimizde tutarlı olmalıyız. Tepkilerimizi çok hassas ayarlamalıyız ve ona göre davranmalıyız. Onlara verdiğimiz sözü mutlaka ama mutlaka yerine getirmeliyiz, yapamayacağımız sözleri vermemeliyiz.
Verdiğiz disiplin korkuya dayalı olmasın, sevgiye dayalı olsun. Çocuğumuzun bizi sevmesi, dediklerimizi yapması bizden korktuğundan değil, bizi sevdiğinden olmalı.
Son söz:
“İyi bir çocuk yetiştirmek, hazineler dolusu servetten daha değerlidir.” Salzmann
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.