Anne demek, anne olmak
Bugün anne diyeceğim dostlar ama öyle klişe sözcüklerle pek anlatmak gelmiyor içimden ‘doğurup, büyüten, çocukları uğruna canını vermeye hazır annelerimiz’ cümleleri ile başlayan yetmez çünkü yetmiyor da annelerimizi ifade etmeye. Henüz doğmadan anne ile çocuk arasında başlayan ilişkiyi anlatmaya yetmez ne bir cümle ne bir kitap ne de bir bilim dalı.
Evet, hiçbir kitap henüz annelerimizin çocuklarına olan aşkını anlatamadı. Anlatmaya çalışanlar ise yetmedi, bitmedi bitmeyecek de yazılanlar… Hep anlatılacak dahası da yazılacak annenin gözlerinde okumayı bilenler görecek o sevgiyi.
İşte bu sevgi aslında anne rahmine düşünce ve doğumla devam ediyor, ölene dek sürüyor ama aslında ölümle bile bitmiyor. Hangi evlat evlendiği karısından annesinin yemeklerini bekliyor; askerdeki oğul özlemini önce annesine yazmıyor mu, bir kadın zaman geçtikçe geçmişte kızsa da annesine benzemiyor mu ve bütün çocuklar için en temel varlık anne olmuyor mu?
İşte anne denildiğinde psikolojide de sağlık bilimlerinde de tanım olarak Anne Yoksunluğu! Geçmiyor mu? Tüm bunların geneline dediğim gibi bilim Anne Yoksunluğu kavramı ile aslında bir tür sağlık sorunu anlatmaya çalışıyor ve özellikle küçük yaşlardaki çocuklarda daha çok görülüyor – fakat bu durumun yaş gözetimi yoktur.-
Uzun süre annesinden uzak kalan ya da annesiz büyüyen çocuklarda ortaya çıkıyor ve bu yoksunluğa bağlı olarak fiziksel bazı sorunlara yol açabiliyor. Anne olmak tabiatta çok önemli bir kavramdır ve dünya üzerinde tartışmasız bütün toplumlarda böyledir. Annelik içerdiği bütün anlamlarla beraber çok farklı bir statüdür. İnsanın bütün psikolojisini, hayata bakışını, hayata tutunuşunu belirler anne kavramı. Üstelik ister kadın, ister erkek olsun tüm cinsiyetler üzerinde aynı öneme ve değere sahiptir anne sevgisi. Ve sadece insanoğlu olarak değildir bu sahiplik duygusu doğuran her canlı evladına bağlı evladı da annesine bağlı değil midir? Araştırıldığında dinlerde ve inanışlarda, anneliğe ve anneye özel haklar verildiğini görmüyor muyuz? İyi ya da kötü hemen hemen bütün psikolojik sorunların altında anneyle olan ilişkinin detayları yer alıyor. Eğer bu ilişki hasarlıysa, eksikse, yanlışsa kişiliğimizin yapı taşları yanlış yerleşiyor, hayata hep eksik başlıyoruz, insanlara karşı güvensiz oluyoruz. Örneğin doğduğumuz zaman bizi sarıp sarmalayan, şefkatini eksik etmeyen bir annemiz varsa hayat boyu karşılaştığımız hiçbir güçlük yıkamıyor bizi, hiçbir şey inancımızı yok edemiyor, sarsıp yere düşüremiyor. Çünkü arkamız da her zaman dimdik duran annemiz vardır. Ve unutulmaması gereken bir evlat olarak, annemizin hayata açılan penceresi; bir anne olarak dünyaya getirdiğimiz canların vazgeçilmeziyiz. Anne olmak demek hayat demek aslında sadece bir çocuk doğurmak demek değil, doğurmadan anne olan annelerimiz de var işte böyle annelerimiz karşılıksız sevginin en büyüğünü, en gerçeğini verebiliyorlar, gerçek anne olmanın doğurmakla kazanılamadığının en güzel örneğidir. Anne olmak, her şeyden üstün, her şeyden farklı bir duygudur canından kopuk gelen bir başka canlıya bağlanmaktır o canlının da ona hayranlığıdır. Bütün güzel duyguların toplamından oluşur ve sonsuzluğu kucaklayan tarifsiz ve hatta imkansız bir şeydir, yaşanan ve yaşatan her şey demek, yıllar sonra annelerimizi anlayabilmek, üzerimizdeki haklarını ödemek için bir ömrün yetmeyeceğini fark etmek demek.
Yaşadığımız tüm olumsuzlukları bir gülücük uğruna silip atmak, yavrusuna dünyanın sekizinci harikasına bakarcasına aşkla bakmak, varlığına şükretmektir.
İster anne olalım, ister evlat, doğursak da doğurmasak da bütün kadınlar olarak hepimiz anneyiz. Anneliği annemizden bize annelik edenlerden biliriz. Bizim ilk öğretmenlerimiz, ilk aşklarımız, hayat yolumuzda ilk rehberimiz en büyük hazinemizdir annemiz. Annelerimiz olmadan eksiğiz, acemiyiz, kırılganız bir boşluktayız. Neden derseniz; Anne Olmak; Dünyanın en iyi doktoru olmak ve bir öpücüğü ile bütün ağrıların sızıların dindirilmesini sağlamaktır. Güçlü savunmaya sahip bir avukat olmak ve çocuğunun haklarını her yerde kayıtsız şartsız savunabilmektir. Tehlikeleri anında fark eden bir dedektör olmak ve mutfaktayken bile diğer odada kaybolan çorabın tekini noktasal olarak belirleyen olmak. Bütün sorunları çözen bir mühendis olmak ve evin her yerini dolduran oyuncakları sistematik olarak bir oda da toplayabilmek. Çok iyi bir aşçı ve gurme olmak ve evdeki herkesin isteğine göre yemek yapabilmek. Önceden her şeyi bilebilmek dünyanın öbür ucundan bile çocuğunun yaşadıklarını yüreğinde hissedebilmek. iyi bir psikolojiye sahip olarak sabır taşı görevini üstlenmek aynı sorunun yanıtını hep aynı sabırla bıkmadan usanmadan verebilmek. İlk öğretmen olmak ve çocuğuna ihtiyacı olan her şeyi öğretebilmek. Derman olmak en iyi psikolog görevini üstlenerek 7 gün 24 saat karşılıksız hizmet verebilmektir.
Evet anne olmak dünyanın en güzel, en akıllı, en tatlı, en vazgeçilmez ve hiç büyümeyen çocuğuna sahip olmaktır demektir. Anne demek anne olmak anne olarak yaşamak iyi ki annelerimiz var diyebilmek. Bu duyguyu bahşeden yaradana şükretmek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.