Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

Suriye ve Bereketli Hilal'de yeni dönem

Suriye ve Bereketli Hilal'de yeni dönem

Çekirdeğini PKK, gövdesini PYD ve kaportasını DSG’nin oluşturduğu, Fırat’ın doğusundaki ABD destekli, Deyrizor Askeri Meclis grubunun lideri, kod adı Ebu Xeyale olan Agidat aşireti lideri Ahmed el Habil’i, hırsızlık ve zorbalık nedeniyle tutuklamasından dolayı 27 Ağustos'ta patlak veren çatışmalar, bölgede bulunan Baggari ve Şehade gibi diğer büyük Arap aşiretlerin de katılmasıyla giderek büyüyor. Bu, yıllardır beklenen bir durumdur ve Suriye’de yeni bir dönemin başladığı bu süreç, ABD ve DSG’ye isyan için bir fırsat olarak görülüyor. Çünkü bölge hem coğrafi hem de etnik olarak Irak’tan doğrudan etkilenmektedir.

ABD ve PKK sayesinde, Arapların en büyük aşireti olan Osmanlı zamanında Mardin, Diyarbakır ve Urfa’ya kadar sürüleri ve kadınları talan eden milyonluk, Şammar ve Tayyiler de Kürtleri, bir avuç suda boğmak için yıllardır beklemektedir. PKK/YPG, Rejim kontrolündeki Haseke ve Rakka illerinden, Deyrizor'daki çatışma alanlarına takviye konvoylarıyla çok sayıda kuvvet gönderirken, aşiretler de Irak ve Fırat’ın batısından dahi takviye kuvvetleri toplamakta ve camilerde cihad çağrıları yapmaktadır. Selalardan sonra on binlerce aşiret mensubu silahlarıyla yollarda koşturmaktadır.

Yaklaşık 100 kişinin öldüğü bu isyandan sonra Arap aşiretlerin, adamlarını geri çektiği DSG’den çok sayıda esir aldığı ve Deyrizor ilinin Fırat nehri boyunca ve güneydoğusunda 24 köyü geri aldığı görülmüştür. (Şife, İzbe, Hacin, el Bahra, Gıranic, ebu Hammam, ebu Hardub, el Curzi Şarki, el Curzi Garbi, Suveyden, Direnc, el Şinan, el Tayyene, Ziyben, Havayic Ziyben, Şıhyel Şarki, Şıhyel Garbi, Alrz, el Haşşan, el Basira, Cideydit Bakkar, Hıreyize, Berşem ve Sabha köylerini teröristlerden temizledi. ABD ise bölgeyi, İran bahanesiyle havadan bombalarken Ruslar da Münbiç’te yardıma gelenleri uçaklarla bombalamış ve aynı aileden 5 kişi ölmüştür. 12 yıldan sonra Türkiye, İran ve Rusya arasında bir çözüm beklenen Suriye’de, yeni bir safhaya geçilmiş ve ekonomik krizle birlikle ülke geneline farklı bir dalga yayılmış durumdadır.

2005 yılından beri facialar içindeki Irak’ın mimarı olan Bred McGurk tarafından DSG’ye çevrilen PKK/PYD, Tayy ve Şammar aşiret liderlerine, 2014 yılından beri petrolden yüzde 10 pay verse de bu aşiretler de her an patlayabilir. Çünkü kurdun dişine kan değdi artık. ABD’nin de amacı tam olarak budur: “Kürt ve Arap arasında kan davası oluşturup ve onların arasında intikam ateşini harlamaktır.”

11.jpg

İngilizler yüzünden Hindistan’da, Müslümanlar ve Hindular arasında bir inek yüzünden oluşturulan kan davası, Afganistan/Pakistan arasındaki Durand hattı veya Ortadoğu’daki Sykes-Pico sınırları, Suriye ve Irak arasından aynı aşiretin köy yolları da cetvellerle çizildi. Şu an aynı oyun Kerkük üzerinde oynanmaktadır. Bu kez de Kürtler, Kerkük’ten başlayarak bölgede Türklerle kavga ettirilmek isteniyor. Kısaca Şii ve Sünni olmadı bize Kürt, Türk ve Arap savaşı servis ediyorlar. Çünkü Osmanlıdan sonra İngilizlerle, Irak’ta İstanbul adına savaşan Arap Sadun Paşa, Kürt Mahmud Berzenci ve Şii âlimlerdi.

Mart 2011 yılından beri bir milyon insanın öldüğü, 10 milyon insanın yerinden olduğu ve Halep, Rakka ve Deyrizor gibi şehirlerin harabe olduğu ve 24 milyonluk nüfusunun yarısından fazlasının kırıma uğradığı Suriye halkının, kaybedecek bir şeyi ve korkusu kalmadı. Son on yılda Fırat’ın doğusu ve batısı dörtte üç oranında boşaltılmış durumdadır. Çöllerden kutuplara yayılan Suriye halkı, ontolojik kırılmaya ve asimilasyona uğramıştır. Tıpkı bir asır önceki Filistin gibi, topraksız halklara halksız topraklar nadasa bırakılmıştır.

22.jpg

Son bir haftada devam eden çatışmalarda yüzlerce insan hayatını kaybetti ve ABD Humvee’leri traktörlerle köy meydanlarına çekildi. Tamamı son 20 yılda silahlanmış Arap aşiretleri çatışmalar sonucu son bir haftada, Deyrizor ilinin doğu ve güneydoğusundaki tamamını Arap nüfusun oluşturduğu 24 köyü YPG'den aldı. ABD desteğiyle PYD, kuzeyden buraya takviye gönderirken Arap aşiretleri de çatışma bölgelerine takviye güçler konuşlandırıyor.

2016’de bölgede bugün ve tarih boyunca hiç Kürt olmadığı halde 11 000 ölüyle ABD’nin talebiyle, bölge PYD’ye bağlandı. Ülkenin doğusundaki petrol zengini Deyrizor kenti DAİŞ’in elinden ABD’nin havadan desteğiyle PYD’nin kontrolüne geçmişti. DAİŞ’lilerin çocukları ve kadınları El Hol ve Roj kampında PYD kontrolünde olup geçen hafta ABD, CENTCOM komutanı Kurilla tarafından ziyaret etmişti.

33.jpg

Tarihte, gemilerin ilk kez işletildiği Fırat nehri boyunca, Birecik’ten Basra’ya kadar birer inci gibi dizilen Rakka ve Deyrizor şehirlerindeki Araplar, PKK’lı Kürtleri istemiyoruz diye bağırıyorlar. Bundan sonra sırada Tel Rıfat da var. Orası da Türkmenlerden ve Araplardan alınan menkul ve gayrimenkullerle birlikte Afrin’den gelen PKK yanlısı Kürtlere verildi. Afrin-Halep arasına da bunlar yerleştirildi. Şam’da dahi durum vahim ötesi. Suriye’de ne Esed gitti ne de yerine yenisi gelebildi. Süründüren çatışma yeni bir safhaya geçti. Bunun ilk versiyonu ise 20 yıl önce başlamıştı. Bu, üçüncü aşama oluyor. Amaç Sünni İslam dünyasının medeni halkı olan Suriyelileri soykırıma uğratmak.

2004 yılında Kamışlo’da olaylar patlayınca, Deyrizor takımı (Fütuvi) ve Kamışlo (Cihad) takımları arasındaki maç sonrası çıkan olaylarda yüzlerce kişi ölmüş, binlercesi tutuklanmış ve yaralanmıştı. Halk, uçaksavarlarla taranmıştı. Tayylar, Şammar olmasaydı, Haseke’nin güneyini kuşatan yüzlerce köye sahip Cübburi aşiretinin desteğiyle Kürtleri haritadan silecekti. Sebep Esad’ın da Saddam gibi gitme umuduydu ve yüzlerde açılan gülücüklerdi. Rejim, Arapları destekledi ve Kürtleri şiddetle bastırdı.

Araplar bu tarihten itibaren Kürtlerin malını çalmaya ve onları kalabalıklar halindeyken tek tek dövmeye başladılar. Bugün de PYD biraz bundan olsa Kürtler arasında destek buluyor. Çünkü intikam tatlıdır ve ABD bu tabağı istediği milletin önüne koyuyor. Bu nedenle esasen mankurt PYD/PKK, Kürt ve Arap çatışmasına sebep oluyor. 2014’e kadar rejim için savaşan PYD bu tarihten itibaren ABD için savaşıyor.

Adıyaman Menzil’le bağlantılı nakşi tarikatı şeyhi 2005 yılında, Şeyh Maşuk Haznevi işkenceyle öldürüldü. Rejim, bunu kardeşi Şeyh Muhammed’in müritlerinin yaptığını söyledi ve cesedini Deyrizor’da bir türbede oğulları Murat ve Mürşid’e gösterse de buna kimse inanmadı. İşkenceyle tanınmayacak haldeki ceset sadece intikam kokuyordu ve Türkiye sınırına taşınan türbeyi de İŞİD 2018 yılında havaya uçurdu. Kısaca, Rejim, PYD ve İŞİD ortaklaşa çalışıyor ama kimse ABD-İngiltere’yi göremiyor.

Bu durumun farklı bir boyutu da rejim bölgesinde yaşanmaktadır. Haseke'nin Rasulayn ilçesi, İdlib'in Binniş, Maratmısrin, Termenin bölgeleri ile Halep’in Daret İzze, Mare, Azez, Afrin, Bab, Etarib ve Raco bölgelerinin yanı sıra Suriye ordusunun kontrolündeki Suveyda ile Dera illerinde düzenlenen gösterilere binlerce kişi katıldı. Suveyda'da kent merkezindeki Kerame Meydanı'nda toplanan protestocular, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in istifasını istedi.

Göstericiler, "Esed istifa", "Suriye bizimdir, onu kimseye teslim etmeyiz" sloganı attı. Bu sloganlar 13 yıl önceyi hatırlatıyor. Ayrıca kent merkezindeki esnaf bugün de kepenk kapatarak gösterilere destek verdi. Havadan İsrail, karadan İran desteğiyle ayakta duran Şam yönetiminin 16 Ağustos'ta aldığı akaryakıta zam kararından bir gün sonra Dera ile Suveyda illeri başta olmak üzere birçok noktada gösteriler başlamıştı. Halk ekmek bulamıyor ve Haseke’den Şam’a gelen tavuğu yolda askerler çalıyor. Bu olaylar artacak gibi.

PKK’lı olmayan Kürde, vatanını seven Türke ve Baas olmayan Araba Suriye’de asla hayat hakkı yoktur. Bu, bizzat Suriyeli üst düzey PKK’lı Bahoz Erdal tarafından Meşal Temmo ve Bedro’nun öldürülmesiyle, 2011 yılında başlatılmış ve muhafazakâr-demokrat ENKS mensubu, %10 civarındaki Suriye Kürt nüfusun %90’dan fazlasını oluşturan Kürdün, Suriye’den tasfiyesiyle sonuçlanmıştı.

Deyrizor aşiretleri Irak sınırındaki aşiretlerle akrabadır ve olaylar oraya da sıçrayabilir. ABD, şu an Irak ve Suriye sınırında ciddi askeri hareketlilik içindedir. Son üç ayda üst düzey ziyaretler yapılıyor bölgeye.

Bugün Suriye de 15-35 yaş arası Kürd ve Arap genci kalmadı. Türkiye ve Irak Kürt bölgesi de ekonomik krizde olduğu için Aylan El Kobani gibi on binlercesi Ege’nin sahillerinden Almanya’ya geçmeye çalıyor.

Dinime küfreden Müslüman olaydı. Hayatı uyuşturucu, zorbalık ve ABD mankurtluğuyla geçen PKK/PYD/DSG Ebu Xeyale’yi uyuşturucu ve zorbalıkla suçluyor. PKK mankurdu ve ABD sayesinde Ortadoğu’da herkes Kürtlere düşman oldu. Bu, 1914 yılından önce Ermenilere de uygulanan taktikti. Sonra başa getirdikleri mason İttihatçılardan dolayı bu olaydan Osmanlıyı sorumlu tuttular. Oysa devirdikleri II. Abdülhamid, Kürtlerin babası Hicaz’ın hizmetkârıydı.

Hey Aristo! “Mezarında ters dönesin, Diyarbakır’ın 82 burcundan en yükseği olan keçi burcundan siyah taşların üzerine düşesin, Dara harabelerinde yuvarlanasın, Zerzevan kalesinin kuru dehlizdeki ejderhanın ağzına düşesin, Erbil kalesinde çöl rüzgârına kapılasın, Hz. İsa yerine çarmıha gerilesin, Hz. İbrahim yerine Nemrudun ateşine atılasın ve sular, benzin; odunlar nitratlı Lübnan limanı gibi patlasın…

Buraya 2300 yıl önce gelen öğrencin ve LGBT’li oğlun İskender’e söylediğin, “Onları birbirine düşür, kendini hakem yap ve barışa giden yolları kapat” fitne ateşini, İngiltere, İsrail ve ABD harfiyen uygulamaktadır. Kızılderili Büyük Şefin dediği gibi, “bir derede iki kurbağa kavga ediyorsa biliniz ki; az önce oradan uzun bacaklı bir beyaz adam geçmiştir”.

Hatırlanacağı gibi geçen hafta bölgeye CENTCOM komutanı gelmişti. Kırmızı ve siyah karıncaların olduğu kavanozu çalkalayan İngiliz’i kimse bilmiyor. Karıncalar gibi birbirimizi suçlamayalım artık. Kerkük, Deyrizor, Halep ve Şam hepimizindir. Kardeş olalım ve bu coğrafyada Şengal’daki Ezidiler dahi, akrabalık kadar değerli olan kirvemizdir. Musul Nuri Camii, Halep Ulu Camii, Diyarbakır Fatih Paşa Camii ve Camiler şehri Felluce bizimdir. Sahip çıkalım ki, Firdevs Camii ağlamasın.

44.jpg

Musul Nuri Camii, Halep Emevi Camii, Bağdat Fırdevs Camii Meydanı ve PKK tarafından hendek çatışmasında yakılan Diyarbakır

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu Arşivi