KONYA HABER
Konya
Açık
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3402 %0,34
48,8683 %0,55
4.864,96 % 0,16
Ara

VATAN SEVGİSİ

YAYINLAMA:

Deprem felaketi olduğu andan itibaren milletçe ne yerdeyiz ne gökte. Türlü türlü duygular içindeyiz. Çok üzüldük, çok kahrolduk, çok kızdık neden hazırlıklı değildik dedik. Uzmanlar uyarmış neden kimsenin kulağı duymamış? Ve çok mutlu olduk mucizelere tanık olduk. Maalesef olan oldu saatleri günleri, ayları, yılları geri alma şansımız yok. Ama yeniden inşa etme şansımız var. Sadece binaları mı? Hayır! Yaşantımızı, düşüncelerimizi, vatan sevgimizi, meslek seçimimizi, çocuk yetiştirme tarzımızı yani kısaca hayata dair ne varsa yeniden inşa etmeliyiz. Güzel ülkem canım ülkem her alanda işini layıkıyla yapan, en güzeliyle yapan insanlara ihtiyaç duyuyor. Bizim en büyük problemimiz bu, işi iyi yapmamak. Ne yaşadıysak bundan kaynaklandı ve ne yaşayacaksak işini layıkıyla yapmamamızdan kaynaklanacaktır. Bir öğretmen dersini en güzel şekilde anlatacak, bir doktor elinden ne geliyorsa yapacak, öğrenci dersini en güzel şekilde dinleyecek, bir aşçı çocuğuna yemek yapar gibi yemek yapacak, bir müteahhit yaptığı evi ailesi oturacakmış gibi yapacak. Atatürk’ün bir sözü var. Duyduğum anda tüyleri diken diken eden. “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır!” Vatan aşığı, millet aşığı, bayrak aşığı bu aziz Türk milletinin bir ferdi olmaktan hep gurur duydum. Bu vatana borcumu ödemek, vatan sevgimi göstermek için hep işimi hakkıyla yapmaya çalıştım ve bunu yaparken hem kendi öğrencilerime hem kendi evlatlarıma bunu göstermeye çalıştım. Çünkü çocuklar için en etkili olan sözler değil davranışlardır. Çocuklar çoğu şeyi bizleri model alarak öğrenirler. İşimiz mesleğimiz neyse onu aşkla, hakkıyla, eksiksiz yaparsak ve bunu yaparken evlatlarımıza bunu davranışlarımızla gösterirsek evlatlarımızın ruhuna işlenecektir. Vatan sevgisi ailenin vereceği eğitimle yön bulur ve ailesinin gösterdiği vatsan severlikle şekillenir. Bizler vatan severliğin karşısına işini, mesleğini, yaptığı ne varsa hakkıyla, dürüstlükle yapmayı koymalıyız. Çocuklarımız da büyürken vatan sevgisi denilince işlerini dürüstçe yapma olarak algılayacaklardır. Uğrunda binlerce şehit verilmiş, içinde binlerce masum yaşayan vatanımız, göz nurumuz, baş tacımıza olan borcumuz vatanını seven, onu koruyan çocuklar yetiştirmektir. İşini sevmeyen, hakkıyla yapmayan, bir an önce özensizce günü bitirmeye çalışan, “yine iş” diyerek oflaya poflaya işine giden bir anne ya da babayı gören bir çocuğun kafasındaki iş mefhumu nasıl olacağı aşikardır. Unutmayalım çocuklar bizlerin ayak izlerinden gidecekler. O yüzden biz bu konuyu bir düşünelim, kendimizi eleştirelim ne kadar hakkını veriyoruz yaptığımız işin. İşimizi mesleğimizi yaparken çocuklarımıza hangi mesajları veriyoruz. Doğru mesajları verelim çocuklarımıza, doğru model alalım. Güzel vatanımızı önce biz güzel sevelim sonra da geleceğimiz olan çocuklarımız güzel vatanımızı hak ettiği gibi sevsinler. Çocuklarımızı önce yeteneklerine göre mesleğe yönlendirelim, sonra da işlerini, görevlerini en güzel, eksiksiz, dürüstçe yapmaları için karakterlerine ruhlarına şekil verelim, yönlendirelim. Unutmayalım “Dürüstlüğün, doğruluğun, erdemli olmanın seviyeleri düştüğünde, insani felaketlerin, adaletsizliklerin ve doğal afetlerin şiddet seviyesi yükselir.” Stephano D’Anna

Yazımı konuyla ilgili bir âyet-i kerîme meâli ile bitiriyorum. “Güzel iş yapanlara (karşılık olarak) daha güzeli ve bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de bir zillet. İşte onlar cennetliklerdir ve orada ebedî kalacaklardır.“ (Yunus, 10/26).

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *