DEAŞ/Horasan’ı kim pazarlıyor, neyi örtüyorlar?
ABD için Afganistan’da 31 Ağustos son gün. Kimi çevrelerin ısrarlı taleplerine rağmen Biden Afganistan’dan çekilmeyi ötelemedi. Öteleyemedi. 20 Yıllık savaşın sona erdiğini açıklamak zorunda kaldı.
ABD Başkanı yaşadıklarının tartışmasız bir yenilgi olduğunun farkında. Geri dönülmez bir noktada olduklarının da bilincinde. Onun dışındakiler algıya oynuyor. Onların durumu “Bekara karı boşamak kolay’’ sözü misali. Sorumlulukları olmadığı için tabir-i caizse eski bacaklarına aksıyorlar. ABD’nin kuyruğunu dik tutmaya çalışıyorlar. ABD toplumunun gazını almaya çalışıyorlar. Oysa ABD eski ABD değil. Ülke dışı uzun süreli operasyonlar ABD’yi çöküşün eşiğine getirdi ya da getirmek üzere. Böyle operasyonlara nefesi yetmiyor artık. Yaparız ederiz dediklerine bakmayın siz.
Bundan sonra yapabilecekleri sınırlı. Ya vekalet savaşı ya da hava operasyonu. Üçüncü bir yol en azından şimdilik bir süre yok.
ABD’nin en kullanışlı aparatları olan terör örgütleri yine sahnede. Hem de yeni bir aktör gibi pazarlanan haliyle. Tüm pis işlerini temizleme veya örtme görevini layıkıyla yerine getiriyorlar. Her zaman olduğu gibi.
Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen terör devleti için alan temizliği yapan ve elindeki toprakları doğru dürüst çatışmadan PKK/YPG’ye teslim eden DEAŞ hortlatıldı. Fakat yeni bir versiyon olarak. PR için en iyi zaman olduğunu düşündüren bir saldırıyla.
DEAŞ’ın Horasan Grubunun ismini ilk olarak 2013 yılının sonlarında içerisinde bilinen FETÖ hesaplarından bazılarının da bulunduğu bir grup zikretti, en tehlikeli grup diye. Fakat fazla gündem olmadı. Resmi olarak o ismi 2014 Eylül’ünde Obama’nın açıklamasıyla duydu dünya. 23-24 Eylül gecesi Halep ve Rakka civarı seyir füzeleriyle vuruldu. Sonra Obama çıkıp “Horasan Grubunu vurduk” dedi.
Sonra yine o ismi pek duyan olmadı. Unutuldu sanki. Uyutuldu bir anlamda. Zira Obama 2016 sonunda görevi Trump’a devretti. Tiyatrocu ekibinin çoğu da Trump tarafından görevden alındı. Biden’la beraber adı geçen ekip göreve döndü ve DEAŞ yeniden hortladı.
Suriye’de ABD öncülüğündeki DEAŞ'a karşı uluslararası koalisyonun 2017'de örgütü fiziki olarak Irak ve Suriye'de yok ettiklerini ilan etmesi ardından, DEAŞ/Horasan'ın geri dönenler ve özellikle Orta Asya'daki ülkelerden bünyesine kattığı militanlarla daha da güçlendiğini iddia edenler var. Var var olmasına da son temsilcilerinin hapishanelerden PKK/YPG’liler tarafından salındıklarını ve birçoğunun ABD tarafından helikopterlerle başka yerlere tahliye edildiklerinden kimse bahsetmiyor.
Evet, tam da böyle olmuştu değil mi, yoksa unutmuş muyduk?
Bugün bize DEAŞ/Horasan olarak pazarlananlar onlar olmasın sakın?
Tam ABD tarzı bir numara.
Bu kez DEAŞ/Horasan piyasaya sürüldü. Propagandasını da Kabil Havalimanı’na yapılan saldırıların sorumlusu olarak yaptı. Herkes zaten ihaleyi o isim üzerine bırakmak için hazırdı. Saldırı saldırı değil aslında bir PR çalışması oldu DEAŞ/Horasan için. Her nasılsa o kargaşada o kadar kısa sürede patlamanın sorumlusu oldukları ortaya çıkarıldı. Öyle bir zamanlamayla yapıldı ki bu iş, tüm dünyanın zihnine ismi nakşedildi.
Bundan sonra tüm kötülüklerin anası örgütün adı belli artık; DEAŞ/Horasan.
Peki DEAŞ/Horasan’ın PR’ını yapanlar kim?
İşte onlardan biri. Adı Rita Katz. www.trhaber.com sitesinde çok ilginç bilgiler var Rita Katz hakkında.
İşte öne çıkanlar. Aslen Irak Yahudilerinden olan Rita Katz'ın babası, İsrail'e ajanlık yaptığı suçlamasıyla Saddam Hüseyin yönetimi tarafından idam edilen biri. Katz, babasının idamından sonra 3 kardeşi ve annesiyle birlikte İsrail'e götürülüyor. İsrail'de askerlik yapan Katz, daha sonra ABD'ye giderek Yahudi Politika Merkezi'nde Gazeteci Steven Emerson'un yanında bir süre staj yapmış. Emerson, ABD istihbaratını yönlendiren MOSSAD çalışanı olarak biliniyor. Emerson'ı Türkiye, 28 Şubat sürecinde Merve Kavakçı'nın terör örgütleriyle ilişki içinde olduğunu iddia eden (1999) ve Türk basınında yayan MOSSAD tetikçisi olarak tanıyor.
‘’SITE’’ isimli internet portalı ve sosyal medya hesaplarını yöneten Katz, DEAŞ'ın ABD ve İsrail'le bağlantısını açık eden en kritik isimlerden biri.
Rita Katz'ın sahibi olduğu haber portalında yayınladığı ve sosyal medyada Müslüman karşıtı çevreler tarafından tepe tepe kullanılan DEAŞ mahsulü 'kafa kesme' sahnelerinden bazısının kurgu olduğu ortaya çıkmış, sözde teröristlerce kafası kesilen Steven Sotloff adlı kişinin ölmediği, DEAŞ'lılarla poz vermeye devam ettiği ve İsrail istihbaratına çalıştığı ifşa edilmiş.
ABD'nin Suriye ve Irak'ı işgaline, bunun yanında PKK/YPG'nin meşrulaştırılarak özgürlük savaşçıları diye pazarlanıp kahramanlaştırılmasına zemin hazırlayan DEAŞ’ın bu infaz görüntüleri Müslümanların dünya tarafından şeytanlaştırılması projesine öncülük etti.
Bazı Avrupa ülkeleri ve özellikle Türkiye'yi yayınladığı DEAŞ videolarıyla tehdit eden SITE grubu, İstanbul'daki kanlı Reina saldırısını da DEAŞ'ın yaptığını ilk açıklayan merkez olmuş.
Sözde DEAŞ lideri Ebubekir Bağdadi'nin 5 yıl aradan sonra Nisan 2019'da ortaya çıkarak elinde 'Türkiye Vilayeti' dosyasıyla poz verdiği görüntüler de ilk olarak Rita Katz tarafından yayınlanmış. Yani bu haber portalı üzerinden İsrail istihbarat örgütü MOSSAD, Türkiye’yi DEAŞ’la tehdit etmişti.
Katz’ın yönettiği “SITE” portalının IP adresleri güvenlik kaynaklarınca incelenmiş ve SITE IP'lerinin İsrail bağlantılı 138 ayrı internet sitesi tarafından kullanıldığı tespit edilmiş.
Terör örgütü DEAŞ'ın bugüne kadar çok sayıda propaganda videosunu yayınlayan Rita Katz, Kabil Havalimanı'nı kan gölüne çeviren intihar saldırısının ardından yine sahneye çıktı.
Katz’ın sitesi sözde saldırıyı gerçekleştiren DEAŞ'a bağlı Horasan grubu militanının saldırıdan önce çekilmiş görüntüsünü yayınladı. Kabil saldırısını DEAŞ/Horasan üyesi Abdurrahman el-Logari'nin yaptığını iddia etti.
Görüldüğü üzere Mossad ajanı olduğuna şüphe olmayan Katz, DEAŞ'ın basın/propaganda sorumlusu gibi çalıştığını gözler önüne seriyor.
Anlayacağınız olan bitenden şüphelenmek için yeterince sebebimiz var.
Bilmem farkında mısınız?
Neo DEAŞ’ın Kabil saldırısıyla ABD’nin 20 yılın sonunda Afganistan’da yenildiğini, Katar’ın başkenti Doha’da yapılan anlaşma ile Afganistan’ı Taliban’a teslim ettiğini, anlaşmanın gizli maddeleri olduğunu, Taliban’la istihbarat paylaşımı dahil sözde terör saldırılarını önlemek için işbirliği yaptığını, Afganistan’daki tüm ABD silahlarının sapa sağlam olarak Taliban’ın eline geçtiğini, ABD’nin kendine çalışanlara ihanet ederek onları terk edip sattığını, Taliban’ın sözde baskıcı İslami bir rejim kuracağını, kadınların haklarını elinden alacağını unuttuk.
Artık Taliban’a düşman. Ondan daha sertlik yanlısı, Taliban’ı kafirlerle işbirliği yaptığı için tekfir eden sivilleri ve ABD askerlerini öldüren DEAŞ/Horasan var.
ABD de bu kanlı örgüte cevabını hemen verdi. Biden öyle dememiş miydi zaten? “ABD’ye saldırırsan cezana katlanırsın” propagandasının ilk dozunu da aldık böylece tüm dünya olarak. Kuyruğu dik tutmaya çalışmanın Amerikancası bu işte.
Amerikan filmlerine alıştık artık.
ABD ve sözde müttefiklerinin Taliban’ı tanıyacakları günler de yakındır.
Şüpheniz olmasın.
DEAŞ/Horasan mı?
Bakalım hangi planlarına maymuncuk olacak. Hep beraber yaşayarak göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.