Fahrettin Damga

Fahrettin Damga

Selçuk Üniversitesi’nde 1 yıl nasıl geçti?

Selçuk Üniversitesi’nde 1 yıl nasıl geçti?

Dün Selçuk Üniversitesi Kampüsü yerleşkesinde bulunana Keykubad Köşkü’ndeydik. Selçuk Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Metin Aksoy, göreve gelmesinin birinci yılı dolayısıyla yıl içerisinde neler yaptıklarını basınla paylaşmak istemiş.

Bir muhasebe toplantısıydı. Biz de davete icabet ettik.

Metin Hoca, yanında Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Emrullah Eken, Prof. Dr. İlhan Çiftçi, Prof. Dr. Ahmet Tuğrul Polat ve Genel Sekreter Prof. Dr. Kamil Beşoluk ile toplantıya geldi.

Nezih bir ortamda hep birlikte yapılan kahvaltının ardından bir yılın muhasebesini anlatan bir sunum gerçekleştirildi. Doğrusunu isterseniz, sessiz sedasız o kadar şey yapılmış ki biz basın mensupları dinlerken yorulduk, Metin Hoca anlatmaktan.

Metin Hoca rektörlüğe atandığında hakkında neredeyse söylenmedik söz kalmadı. Türlü türlü yayınlar yapıldı. O makamı hak etmediğinden tutun da yetersizliğine kadar neler söylendi neler. Üstelik henüz makamına oturmadan başladı her şey.

Makamına oturup bir nefes almasına bile fırsat verilmeden didiklenmeye başlandı. Kim bilir ne tür hesaplar uğruna. Onun da vebali yapanların boynuna.

Metin Hoca bugün bir yıldır ekibiyle birlikte gerçekleştirdiklerini tüm basın önünde yüzünün akıyla anlattı. Kimsenin de söyleyecek olumsuz bir sözü olmadı. Aslında alkışlamaktan başka yapacak bir şey de yoktu doğrusu. Dün itibariyle sınıfı geçti Metin Hoca. Alttan dersi de kalmadan hem de.

Önceki yönetimi suçlamadı. Devr-i sabık oluşturmadı. Hatta bazı meslektaşlarımızın bu minvaldeki yönlendirmelerine de kulak asmadı. İyi niyetle yapılan ama yanlış yöntemlerle verimli olamamış bazı noktalara dikkat çekti sadece.

Selçuk Üniversitesinin Konyaspor’dan sonra en çok takip edilen Konya markası olduğunu, üniversitenin de bu ilgiye layık olması gerektiğinden bahsetti, çalışmalarının bunu sağlamak üzere olduğundan da.

23 Fakülte, 7 Enstitü, 5 Yüksekokul, 22 Meslek Yüksekokulu, 1 Devlet Konservatuvarı ve 54 Araştırma ve Uygulama Merkezi’nden oluşan devasa bir organizasyon Selçuk Üniversitesi.

2.960 Akademik Personel, 4.029 İdari Personel ve 68.355 Öğrenciyi kapsıyor. 341 Uygulama ve Araştırma Laboratuvarı ve 24 Koordinatörlük de bu yapı içerisinde yer alıyor.

Selçuk Üniversitesi 50 yaş altı üniversiteler arasında dünyada ilk 400 içerisinde. Son yapılan araştırmaya göre tüm Asya üniversiteleri arasında da ilk 400 arasında.

Son bir yılda bünyelerine 45’i Profesör, 78’i Doçent, 85’i Doktor Öğretim Üyesi, 5’i Öğretim Görevlisi ve 21’i Araştırma Görevlisi olmak üzere toplam 234 akademik kadro kazandırılmış. Profesör ve Doçent kadrosundaki öğretim üyelerinin tamamının kadro probleminin çözüldüğünü söyledi.

Alınan tasarruf tedbirleri çerçevesinde çeşitli birimlerin hizmetinde kullanılan 22 araç Araç İşletme Müdürlüğü hizmetine çekilerek ortak kullanıma alınmış. Kiralık sözleşmesi biten 15 araç için yeni ihaleye çıkılmama kararı alınmış ve Üniversite bünyesinde bulunan ve ekonomik ömrünü tamamlamış 16 aracın satış ihalesi gerçekleştirilerek toplam olarak yaklaşık 2 milyon TL tasarruf sağlanmış.

Üniversitede kanunla Rektörlük makamına tahsis edilen makam aracı dışında bütün makam aracı kullanımı kaldırılmış. Rektör yardımcıları da daha ilk başta bu uygulamaya gönüllü olarak destek vermişler.

Kampüs içerisinde evrak ve getir götür işlerinde kullanılmak üzere neredeyse üniversitenin maskotu haline dönüşmüş 4 adet elektrikli araç kullanılmaya başlanmış ve bu araçların sayısının 10’a çıkarılması planlanıyor.

Personel maaşlarına verilen banka promosyonlarında kadroya göre promosyon uygulamasından vazgeçilip her kadroya eşit promosyon verilmesi sağlanmış. Gerçekten sosyal adalet açısından alkışlanacak bir durum bu.

Selçuk Üniversitesinde biri inaktif biri de mRNA tabanlı olmak üzere iki aşı çalışması devam ediyor. İkisi de neredeyse Faz 1 aşamasına gelmiş durumda.

 

Üniversite, salgın sebebiyle elini taşın altına koyup üzerine düşeni fazlasıyla yapmış görünüyor. Sadece üstüne düşeni yapmakla kalmayıp sosyal sorumluluk projeleriyle başka kurum ve kuruluşlara da desteğini esirgememiş.

Kendi kendine yeten üniversite olma hedefiyle ilgili olarak Ziraat Fakültesi ve Veteriner Fakültesi’nde çalışmalar yapılmış, kendi üretimleri olan ürünler üniversite bünyesinde uygun fiyatla satışa çıkarılmış.

Tıp Fakültesi Hastanesi’nin piyasaya olan borcu 202 milyon TL’den 50 milyon TL’ye düşürülmüş. Borçlanma vadesi de 30 aydan 90 güne çekilerek ayrı bir tasarruf sağlanmış. Burada Metin Hoca’nın tanımlaması böyle yapılarak halkın parasının halkın cebinde kalması sağlandı şeklinde oldu.

Ayrıca yine üniversitenin son yıllarda ödenmemiş toplam 7 milyon TL tutan elektrik, doğal gaz ve su borcu ödenmiş. Borç kalmamış.

Bir meslektaşımızın eski yönetimle borçlarla ilgili konuşup konuşulmadığı sorusuna Metin Hoca; Biz eski  yönetimle konuşma noktasında değiliz. Borç bizim borcumuz. Ödedik, ödemeye devam edeceğiz diye cevap verdi.

Haklı da. Bu konuda konuşması gereken Metin Hoca değil. Konuşması gerekenler susmamalı. Bu noktada bir ihmal ya da ihlal varsa ortaya çıkartılmalı.

Yıl boyunca tüm bilgi İşlem altyapısı için 1,5 milyon TL harcama yapılmış. Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi açılmış. Açılan hastane büyüklük ve donanım açısından Türkiye’de ilk sırada, Avrupa’da da ön sıralarda yer alıyor. Eczacılık Fakültesi’nin bina projesi için de 30 milyon TL’lik bir ödenek ayrılmış.

Önceki yönetim tarafından satın alınıp başka bir şirkete kiralanmış uçağa ruhsat çıkartılıp uçuşlara başlatılmış.

Üniversite bünyesinde adının hakkını verecek bir enstitü kurulmuş. O da “Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü.” Enstitü üniversitenin 7. enstitüsü.

Kampüs yerleşkesinde personel ve öğrencilerin güvenliğinin sağlanabilmesi için tedbirler artırılmış, kampüs içerisindeki mahalle yolları kapatılmış, Tıp Fakültesi’nin ana yerleşke içerisinden ayrılması için bir proje uygulamaya konulmuş. Kampüs’ün dış sınırlarının bir kısmı tel örgülerle kapatılmış geri kalanı için ihaleye çıkılmış. Güvenli Kampüs belgesi için de TSE’ye müracaat edilmiş.

Dijitalleşme adına üniversite televizyonu ÜNTV çağa uygun şekilde yenilenmiş. En önemlisi Selçuk Üniversitesi e-Devlet’e taşınmış. Öğrenciler neredeyse tüm işleriyle ilgili belgeleri e-Devlet üzerinden temin edebiliyor.

Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nin isminin Sultan Alparslan olarak değiştirilmesine dair tartışmalar da soruldu Metin Hoca’ya. Hoca, “konuyla ilgili öyle tartışmalar oldu ki sanki biz Süleyman Demirel ismini tarihten silmek istemişiz gibi davranıldı” diye sitem etti. Ayrıca “Kötü niyetli olarak öyle şeyler yapıldı ki, mektuplar bile yayınlandı. Nedense o mektuplardan bana ulaşan olmadı. Belki de kendileri yazdı o mektupları” diye devam etti. Soruya cevabını “Oysa biz iyi niyetli olarak, üniversitenin ismi hasebiyle öyle davrandık” diyerek bitirdi.

Yapılanlarla ilgili bir özet yapmaya çalıştım. Ancak bu kadar kısaltabildim. Yapılan onca tezvirata rağmen kimseye küsmeden ve darılmadan canla başla çalışarak bu hizmetleri gerçekleştiren Prof. Dr. Metin Aksoy ve yakın çalışma arkadaşlarına Konya adına minnet borçluyuz.

Görünen o ki gelirken acımasızca eleştirilen Metin Hoca, görev süresi bitip giderken iz bırakan rektör olarak hatırlanacak. Bu heyecanla devam eden çalışmalar Selçuk Üniversitesini hakettiği yere taşıyacaktır.

Buna hiç şüphe yok.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fahrettin Damga Arşivi