ÖZBEKİSTAN SEYAHAT NOTLARI -4
Özbekistan’da kendimizi hiç yabancı hissetmedik. Hissettirmediler de. Cana yakın, misafirperverler. Alaka, ilgi, izzet, ikram boldu. Yapmacık da değildi. Ağırlamak için ellerinden geleni fazlasıyla yaptılar.
Biraz yorucu olsa da düğün hazırlıklarını tamamladık. Düğünden bir gün evvel buraların adeti mahallenin AK SAÇLILARINI (bizdeki ihtiyar heyeti gibi) gündüz davet ettiler. Mahallenin ileri yaşlıları, büyükleri gelmeye başladı. Mahalle camisinin hocası (burada müşavir diyorlar) da geldi. Gelenlere ikramlar sunuldu. Hoca nikahın mahalleye ilanı sayılan bu toplantı da dua etti. Bu törenle de bu evlilik bütün mahalleye duyurulmuş oldu.
Buranın adeti gelen ihtiyar heyeti misafirlere içerisinde ekmek, börek, çikolata, şekerleme bulunan BOHÇA verilir koltuk altına alınıp öyle gidilir, bundan da bu kişilerin nikahın ilamı töreninden geldikleri anlaşılırmış.
Burada müstakil evlerin ön cephelerine ayrı bir önem veriliyor. Evlerin ön cephesine bizim cümle kapısı dediğimiz araçlarını da içeri alabilecekleri çok geniş kapılar yapıyorlar. Bizde de eski evlerimiz de yaşı müsait olanların bildiği avlu/havlu dediğimiz geniş bir alan olurdu. Semarkant'ta müstakil evlerin % 90’ı böyle. Yüksek katlı apartmanlar da var tabii ki.
Müstakil evlerin girişinde yüksek (5 metre) tavanlı veranda gibi yapılmış, önü açık bahçeli evler var. Sıcaklığın 48- 50 dereceyi bulduğu yerde böyle üstü kapalı cephesi açık bahçeye bakan yerler yapılmış. Şark usulü sedirlerle döşenmiş açık alanda soluk alabiliyorlar. Bizimde HAYAT diye isimlendiğimiz bu mekanlar da rahat bir nefes alıp burada oturuyorlar.
Zira sıcaklarda odalarda oturmak mümkün değil. Gündüzleri ve akşamları burada oturulur yemekler burada yenilir. Odalara sadece yatmak için gidiliyor. Devam edecek… Vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.