Ağzımız var dilimiz yok mu?
Muhteşem bir mağlubiyet aldık. Evet, muhteşem diyorum; çünkü on kişi kalmış Beşiktaş karşısında nerdeyse hiç varlık gösteremeden göz göre göre yenildik. Oysa ki sezonun ilk yarısında dört gol atarak farklı bir galibiyet aldığımız takım karşısında bu denli iş yapamaz hale gelmenin sanırım hiçbir mazereti olamaz, olmamalı diye düşünüyorum. İnsan neyi nasıl yazacağını da şaşırıyor. Yaklaşık 8-10 maç geriye gittiğimizde takımın sahada ciddi bir mücadelesine şahit olurken adeta o Konyaspor ligden çekildi, yerine başka bir takım monte edildi gibi bir görüntü çiziyor. Kendini toparlamayı bırak; her geçen gün, bir önceki günü arar hale gelince haliyle umutlar da tükendi. Ve akabinde takımını destekleyen herkeste sonucu aynı yere giden farklı söylemlerde sitemler var. Pandemi sebebiyle sokağa çıkma yasağının ve kısıtlamaların uygulandığı bu günlerde camia deyim yerindeyse sosyal medya üzerinden kaynıyor. Kimi İsmail Kartal'ı kovarken, kimisi yönetimi istifaya davet ediyor. Kimisi oyuncularla hoca arasında problem olduğuna dikkat çekerek oyuncuların skora yansıyan oyun tarzıyla hocayı göndermek istediklerini iddia ediyor. Futbolculara ödeme yapılamadığından tutun da şuan başka hocayla görüşmeler sürüyor tarzında birçok paylaşım var. Bu söylemlerin bazıları da artık yerelden çıktı ulusal basına kadar yansıdı ve spor programlarının ünlü isimleri de bazı şeyleri milyonlar önünde dile getiriyor. Tüm bunların üzerine maçın hemen ardından yayıncı kuruluş muhabirinin sorduğu soruya "Ben görevimin başındayım. Yönetim yolları ayırırsa saygı duyarım." gibi bir cümleyle Kartal cevap verince olay tazminata kadar döndü. Geçtiğimiz hafta yani bundan daha 4 gün önce "Taraftara bu denli duygu değişimi yaşatmanın pek de güzel sonuçlar doğuracağını hiç sanmıyorum ki hoca halen resmi olarak takımın başında olsa bile İsmail Kartal dönemi Konyaspor için bitmiştir. Hayırlı olsun." diye noktayı koymuştum. Bir önce ki hafta da "100.yıl parolasıyla çıkılan yolda yönetim ve taraftarın görüş farklılıkları sanırım camiayı kutuplaştırmaya başladı. Şu dakikadan itibaren acilen bir kriz masası oluşturup, ince eleyip sık dokuyarak süreci yönetmek gerekiyor." diye eklemiştim. Maalesef süreç iyi yönetilmedi ve her geçen gün bir başka sorun baş gösteriyor. "Ondan başkası konuşmadı, bu sustu, şu korktu" gibi söylemler de yüksek tondan lanse ediliyor ki halen sürece müdahale etmek için geç kalınmış değil. Birilerinin konuşmasına gerek yok sanırım. Sosyal mecradan yapılan her bir paylaşım bile dönüp dolaşıp yerine gidiyor. Herşey ortada ve yapılması gereken tek şey kaldı. Gündem de o kadar hızlı değişiyor ki an itibariyle maçtan sonra bu satırları kaleme alıyorum. İsmail Kartal mucize olsa bu takımı lig şampiyonu yapsa bile camia ile arasında ki bağ tamamen koptu. Tamamlanmış cümleler eksik kalmışlara göre çok daha az acı verir ve dipsiz kuyuya atılan taşın sesi de geldi. Duymayan kaldı mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.