Her yıl Mart ayının son haftasında Kütüphaneler Haftası’nı kutluyor ve kitap okuma alışkanlığının teşvik edip ve kütüphanelerin öneminin vurguluyoruz. Bu yıl Ramazan Bayramı dolayısıyla Kütüphaneler Haftası’nı zamanında kutlayamadık. Bugünlerde Kültür ve Turizm Müdürlükleri’nin birtakım faaliyetlerini görsel medyadan görmekteyiz.

Malum olduğu üzere kitaplar, insanlık tarihinin en eski ve en güçlü bilgi taşıyıcılarıdır. Birçok medeniyet, bilgiye ve kültüre olan bağlılıklarını kitaplar aracılığıyla nesillerden nesillere aktarmıştır. Günümüzde ise kitaplar hala insanın en değerli dostu olma özelliğini taşımaktadır.

Kütüphaneler ise sadece kitapların saklandığı mekanlar değildir. Aynı zamanda bilgiye erişimin en demokratik yollarından birini sunar. Her yaştan ve her kesimden insan, kütüphaneler aracılığıyla bilgiye ulaşabilir. Gelişen teknolojiye rağmen, kütüphaneler hala fiziksel ve dijital kaynaklar sunarak toplumun kültürel ve entelektüel gelişimine katkı sağlar.

Kütüphaneler, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkinliklerin de merkezi haline gelmiştir. Kitap okuma seansları, yazar buluşmaları ve çeşitli eğitimler düzenlenerek insanların kitapla olan bağlarını güçlendirir. Çocuklardan yetişkinlere kadar herkesin kendine hitap eden bir kitap bulabileceği kütüphaneler, bu açıdan tüm toplumu kucaklayan bir platformdur.

Günümüz dijital çağında, kitap okuma alışkanlıkları giderek azalmaktadır. Hızla gelişen teknoloji, sosyal medya ve internetin etkisiyle, insanlar daha fazla zamanını ekran başında geçirmeye başlamıştır. Ancak kitaplar, insanın düşünme, analiz etme ve derinlemesine kavrayışını geliştiren bir araçtır. Okuma alışkanlığı, yalnızca bilgi edinmeyi değil, aynı zamanda empati kurma, dil becerilerini geliştirme ve hayal gücünü genişletme açısından da büyük bir öneme sahiptir.

Bir kitabın içinde kaybolmak, başka bir dünyada yaşamaktır. Kitap okuyan insanlar, genellikle daha geniş bir bakış açısına sahip olur. Farklı kültürlere, ideolojilere ve yaşam biçimlerine dair daha fazla bilgi edinirler. Bu durum, toplumsal huzurun ve anlayışın gelişmesine katkı sağlar. Ayrıca, düzenli kitap okuma alışkanlığı, zihinsel sağlığı destekler. Stresle başa çıkmada, konsantrasyonu artırmada ve yaratıcı düşünme yeteneğini geliştirmede kitaplar büyük bir rol oynar. Bu yüzden kitap okumaya mutlak suretle vakit ayırmalı, hatta mümkünse ailecek okuma saatleri, etkinlikleri düzenlemeliyiz.

Yine evlatlarımıza mutlaka kütüphane üyeliği oluşturup onların kütüphanelerden yararlanmasını sağlamalıyız. Her gün yüzlerce öğrenci kardeşimiz kütüphane sırasına giriyor. Bu güzel ve gurur verici bir şey ama diğer taraftan biliyoruz ki bu öğrencilerimizin tamamına yakını sessiz bir ortamda üniversite sınavına hazırlanmak için kütüphanedeler. Bu ilgiyi kitaplara da yöneltebilirsek o zaman gerçek anlamda kazanan bir toplum oluruz.