Hümeyra KARADAĞ

Hümeyra KARADAĞ

Ölüdeniz’den Marmaris’e Cennet Kıyılar

Ölüdeniz’den Marmaris’e Cennet Kıyılar

Cennet vatanımızın dört bir yanında zor günler geçiriyoruz. Yetkililer ve gönüllüler canla başla mücadele ediyorlar. Bizler yardımlar gönderiyor, dualar ediyoruz… Yangın sonrası yanan alanların görüntülerini gördükçe daha çok üzülüyoruz.

Ülkemizin en güzel, yeşilin bin bir tonunun mavilerle buluştuğu köşelerini kül rengi kaplamış durumda ama biliyoruz ki bir gün tekrar yeşererek eski şaşasına kavuşacak. Efsaneler serimizde bu hafta cennet kıyılarımızın olduğu, Muğla efsaneleri var.

Ölüdeniz Efsanesi

Ölüdeniz adı verilen koya, denizden dar bir boğazla girilmektedir. Boğazın iki yanındaki sarp yamaçlar çam ağaçlarıyla kaplıdır. Bu yüzden görülmesi oldukça güçtür. Açık denizden doksan derecelik bir dönemeçle ak bir kumsala varılır, daha sonra da döne döne, bir göl görünümündeki koya girilir. Yörede bu şaşılası yere ilişkin şu efsane anlatılır:

Bir gün kaptanın yakışıklı oğlu içme suyu almak için Ölüdeniz’e gittiğinde Belcekızda oradadır. İlk gördüğü anda güzel kıza âşık olur. Belcekızda gönlünü ilk görüşte denizciye kaptırır. Sonrasında bir süre daha aynı replik tekerrür eder ve bir gün görüşmeye başlarlar.

Yine bir gün kaptan ve yakışıklı denizci denize açılır ve fırtınanın koptuğunu görürler. Yakışıklı genç denizci babasına her ne kadar yakınlarda koyun olduğunu söylese de babası oğlunun aşkı için gemiyi parçaladığını düşünür. Baba oğul bir anda kavga etmeye başlarlar. Gemi kayalıklara doğru sürüklenmeye başlar, bu durumu gören kızgın baba küreği aldığı gibi oğlunu denize atar. Koy bir anda güzelleşir. Baba tabi yaptığıyla çok pişmanlık duyar. Durumu gören Belcekız kendini hemen denize atar. Ve bu Ölüdeniz efsanesine göre denizci gencin öldüğü yere Ölüdeniz denir. Kızın da aşık olduğu genç için kendini attığı yerin adına da Belcekız denmiş.

Sarı Ana Efsanesi

Sarı Ana Marmaris’te yaşayan Hak katında nazı geçer bir ulu kişidir. İyiliğiyle hoşgörüsüyle herkesin çevresindekilerin sevgisini kazanmıştır.

Günün birinde Kanuni Sultan Süleyman, Rodos seferi için Marmaris’e gelir. “Kentin Ulu’su kimdir? Kimin duasını talep edelim,” diye sorar. Sarı Ana’yı söylerler. Yanına varır elini öper. Sarı Ana bir tek sarı ineğiyle bütün orduyu doyurur. Kanuni Sultan Süleyman sorar: “Sarı anam deyiver Rodos’u alacak mıyız? ” Sarı Ana’nın yanıtı şöyledir. “Ordunda kimsenin yanında haram nesne yoksa zafer senindir.” Kanuni meraklanır: “Bunu nasıl anlayacağız, Sarı Anam, bize bildir,” der. Sarı Ana’da “Şimdi armut mevsimidir. Askerlerin torbasına baksınlar. Armut varsa bu, Marmaris bahçelerinden toplanmış haram nesnedir. Ancak benim de bir dileğim var. Torbasından haram çıkana bir şey yapmayacaksın. Onu gazadan alıkoy. Bu ona en büyük cezadır” der.

Kanuni torbaları aratır. Birkaçından armut çıkar. Sahiplerini memleketlerine gönderir. Sefere çıkar. Rodos’tan zaferle döndüğünde, Sarı Ana’nın elini öper, gönlünü alır.

Sarı Ana yöre halkının inancına göre balıkçıların, denizcilerin koruyucusudur. Denizde zor durumda kalanlar ondan medet umarlar oda yardımlarına koşar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hümeyra KARADAĞ Arşivi