Hümeyra KARADAĞ

Hümeyra KARADAĞ

YAZMAYAYIM DEMİŞTİM AMA TUTAMADIM KENDİMİ

YAZMAYAYIM DEMİŞTİM AMA TUTAMADIM KENDİMİ

Uzun zamandır sizlere bu köşeden sesleniyorum ve hep güncel konulardan uzak, sizlerle paylaşmakta fayda gördüğüm kendimin ya da değerli olduğuna inandığım düşünceleri fikirleri sizlerle paylaştım. Ancak bugün sizlerle, paylaşmak istediğim konu ise daha başka: Filistin. İşimiz gereği sürekli dünyadaki gelişmeleri hem yazılı basından hem de görsel basından uluslararası düzeyde sürekli takip ediyoruz. Sizin de, her ne kadar, aklınız vicdanınız, yüreğiniz kabullenmese de bunlara ister istemez şahit olduğunuza eminim. Yaklaşık 70 senedir (1948 İsrail’in kuruluşu) bu topraklardan kan eksik olmadı. İsrail oğulları, yine gittiği yere huzur götürmedi her zaman ki gibi. 1967 yılında iki devletli denilen çözüm önerisindeki haritada İsrail’in yüzölçümü Filistin topraklarının %5'i kadar iken; bugün Filistin halkı; kendi topraklarının %5'i kadar bir alanda yaşamaya zorlanıyor. Buna yaşamak denilebilirse elbette. Ev yok; Elektrik yok; Su yok; ekmek yok; ilaç yok; hastane yok; doktor yok; olanlar da İsrail bombardımanında yok oluyor. İzlediğim tv kanallarında halkımızın kıymetli yorumcuları; İsrail’in adına niyet okuyuculuğu yapmaktan ve yapabileceklerini izah etmekten başka bir şey yapmıyorlar. Her türlü senaryo, akıl mantık süzgecinden geçmeden bile, rağbet görüyor şu sıralarda. Ve işin en acı yanı, sözüm ona, medeniyet ve demokrasi kaynağı büyük devletler; masum sivillerin bir çırpıda hayatlarının yok olmasına aldırış etmeden, ”İsrail’in kendini savunma hakkı var. Ve bu zor günlerinde bizler de yanındayız” diyerek boy boy basına görüntü vermekten kaçınmıyorlar sanki karşılarında masum insanlar, yaşlı, kadın, çocuk, hasta, ve yiyecek ekmeği olmayan insanlar değil de, düzenli bir hareket varmış gibi. İsrail hükümetinin başbakanları da dahil bakanlarının salyalar akıtarak yaptıkları açıklamaları; ABD. Dışişleri bakanının İsrail’de “bir Yahudi olarak buradayım” açıklamasını, sonradan da “bir insan olarak buradayım ”demesini aklım almıyor. Ve daha da acı olan 2 milyar Müslüman susuyor. Ve sadece seyrediyor. Bütün devlet adamları, siyasi liderler, kanaat önderleri. Oysa Kudüs bizim en mukaddes beldelerimizden biri değil mi? İlk kıblemiz Mescid-i Aksa… Oraya hepimizin sahip çıkması gerekmez mi.? Merhum Mehmed Akif’in deyimiyle; ”medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” Arap yarımadasının kalbinde bir katliam, soykırım gerçekleştiriyor. Ve biz sadece olanları izlemekten öte bir şey yapmıyoruz. Tarih okuyanlar bilir ki; eğer Allah Müslümanlara acımasız olmalarını emretmiş olsaydı; değil insana bir karıncayı incitmenin bile hesabını soracağını söylemese, acaba bugün dünya da nasıl bir düzen olurdu? Batı dünyası bu merhamet, ve asalet karşısında, krallık savaşlarında, Haçlı seferlerinde,1. ve ,2.Dünya savaşında, insanlıktan çıkmış, gözü dönmüş ve kin dolu bir acımasızlıkla insanları katletmemiş olsalardı, Batı dünyası bugün bu kadar etkili olabilir miydi.? Ve son olarak; hedef, amaç, sebep ne olursa olsun, bu dünyadaki hiçbir şey, Masum bir insanın bir damla kanından daha değerli olamaz. Ve bu yapılanların hesabını tarih bir gün sizlere soracak, ve bunun bedelini en ağır şekilde sizden alacaktır. Allah oradaki masum, çaresiz, insanların yar ve yardımcısı olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hümeyra KARADAĞ Arşivi