KONYA HABER
Konya
Açık
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3095 %0,23
48,9311 %0,43
4.871,75 % -0,43
Ara

Duruşun Kaybolduğu Asır

YAYINLAMA:

Bir çağ düşünün; kılıçlar yok ama cellatlar var (kılıçlar yok artık, ama ekran başında infaz yapan sözde modern cellatlar var). Minareler yerli yerinde ama içlerinde yürekleri titreten, harekete geçiren ezan değil, reklam çığlığı yankılanıyor (ruhu değil cüzdanı, ihtirası çağırıyor). Kalabalıklar çoğalıyor ama adam az. Yollar asfalt, evler akıllı, cepler dijital ama yürekler boş, iradeler kof, şahsiyetler çökmüş. 21. yüzyıl dedikleri bu yaldızlı maskeli balo, adamlık denen mübarek cevherin mezar taşı başında göbek atan bir cambazlar sirki...

Evet, bugünün en büyük krizi ne enerji ne ekonomi ne iklimdir. Bugünün en büyük krizi duruşsuzluktur. Enflasyonun değil, enformasyonun esiri olmuş bir nesil… Her şey hakkında konuşan ama hiçbir şeyin bedelini ödemeyen, fikir üretmeden fikir satan, hakikat taşımadan hak arayan, omurgasız özgürlükçüler ve kimliksiz kahramanlar sürüsü...

Duruş, çimento gibidir. Bir milletin binasını ayakta tutan harçtır. Harç çökerse bina çöker. İşte bizim binamız çatırdıyor. Çünkü adam yok. Erkeklik hormonla, kadınlık ekranla tarif edilir oldu. Gençlik ise bir TikTok filtresi, bir Instagram paylaşımı kadar samimi, bir gündem kadar kısa ömürlü…

İnsanlık tarihinin en hızlı ama en temelsiz nesli sahnede. Herkes “ben kimim?” demiyor da “beni kim beğenir?” diyor. Mahremiyet ticaret metaı, hakikat ise “etkileşim” oranına kurban. Kendi düşüncesiyle değil, trendle konuşan, kendi sesiyle değil, algoritmalarla düşünen bir dijital sürü…

Bir nesil çıkmalı… Evet, yeniden bir çile nesli doğmalı. Rüzgâra göre eğilmeyen, alkışa göre konuşmayan, ekran karşısında değil, hakkın karşısında duran bir duruş ordusu…

Bu nesil “adam olmak” nedir, yeniden öğrenmeli. Adamlık; diplomayla değil, direnişle ölçülür. Mazlumun yanında, zalimin karşısında, yalnız kalsa bile doğrunun tarafında durmaktır. Adamlık, herkesin sattığı yerde satın almamak; herkesin korktuğu yerde hakikati haykırmaktır.

Bu çağın toprağı kurumuş ama su verecek, tohum saçacak adam yok.

Ey genç!

Ayakta duramayan, yürüyemez. Duruşun yoksa yönün yoktur. Yönün yoksa yoksun!

Bugünün zalimi teknoloji değil, teslimiyettir. Düşman Batı değil, şahsiyetsizliktir.

Ey millet!

Evlatlarını eğitme, adam et! Müfredat yetmez; mukaddesat gerekir. Bilgi dolusu değil, iman dolusu bir gençlik gerek.

Ve ey kalabalıklar!

Sayınız değil, saflığınız sorulacak yarın. Hangi ekranda göründüğünüz değil, hangi cephede öldüğünüz yazılacak tarihe!

Son söz

Duruş, dünya kadar kıymetlidir. Ama dünyaya satılamayacak kadar kutsaldır.

Adamlık, ceket değil, mevsime göre giyip çıkarasın!

Adamlık, bir ömür boyu alnında taşıyacağın silsile-i şereftir.

Ya adam gibi yaşa…

Ya da hayat denen bu pazarda kendini ebediyen kaybetmeye razı ol!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *