Mustafa AYCAN

Mustafa AYCAN

30 Ağustos Dirilişine İhtiyaç Duyuyoruz

30 Ağustos Dirilişine İhtiyaç Duyuyoruz

Her yıl coşkuyla kutladığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük uğruna verdiği mücadelenin zaferle taçlandığı bir gün olarak hafızalara kazınmıştır. Ancak, ne yazık ki bu büyük zaferin önemini küçümseyen ve gölgede bırakmaya çalışan bazı kesimler de var. Tarihsel gerçekleri çarpıtarak bu zaferi küçümseyen, hatta önemsizleştirmeye çalışan bu yaklaşımlar, aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine ve bağımsızlık mücadelesine yönelik bir meydan okumadır.

Kendini bilmez, zavallı olarak tanımlanan ve Cumhuriyet'in kazanımlarına karşı çıkan bu kesimler, 30 Ağustos Zaferi'ni sadece bir askeri başarı olarak görüp, bu zaferin arkasındaki milli uyanışı ve bağımsızlık mücadelesini göz ardı ederler. Onlar için bu zafer, Osmanlı'nın çöküşünden doğan "zaruri" bir durumun sonucu olarak görülür ve yeni Türkiye’nin temellerinin atılmasındaki rolü görmezden gelinir. Bu kesimler, Cumhuriyet’in değerlerini ve Atatürk'ün liderliğinde kazanılan zaferleri küçümseyerek, Türkiye'nin çağdaşlaşma sürecine karşı bir duruş sergilerler.

Ancak bu tür görüşler, 30 Ağustos’un ve Kurtuluş Savaşı’nın gerçek önemini ve Türk milletinin bağımsızlık uğruna verdiği mücadelenin büyüklüğünü asla gölgeleyemez. 30 Ağustos, sadece askeri bir zafer değil, bir milletin varoluş mücadelesinin zaferidir.

Tarihe not düşmesi açısından meseleyi kısacıkta olsa dijital arşive not edelim. Belki bir vesile bahsi geçen zavallı güruh, okur ve ola ki zihin melekesi ışık vermeye başlar.

Birinci Dünya Savaşı’nın ardından imzalanan Sevr Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu, büyük bir toprak kaybına uğramış ve fiilen sona ermiştir. Anadolu’nun birçok bölgesi işgal edilmiştir. Bu işgaller karşısında Türk milleti, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bağımsızlık mücadelesine girişmiştir.

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi” olarak bilinen 26-30 Ağustos 1922 tarihleri arasında gerçekleşen bu harekat, Kurtuluş Savaşı'nın en kritik noktalarından biri olmuştur. 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da kazanılan zafer, Yunan ordusunun Anadolu’dan çekilmesini hızlandırmış ve kısa sürede İzmir’in kurtarılmasıyla sonuçlanmıştır.

Geçmişte olduğu gibi bugün de millet olarak birlik, beraberlik ve kararlılıkla hareket etmemiz gereken bir dönemdeyiz. 30 Ağustos'ta elde edilen zafer, sadece geçmişteki bir askeri başarı değil, aynı zamanda bugün yeniden ihtiyaç duyduğumuz milli dirilişin bir simgesidir. O günlerde olduğu gibi, bugün de iç ve dış tehditlere karşı uyanık olmalı, bağımsızlık ruhunu canlı tutmalıyız.

Türkiye, zorlukları aşma gücünü, geçmişteki bu büyük zaferlerden ve halkın sahip olduğu milli iradeden almıştır. Bugün, bu irade ve kararlılık, karşı karşıya olduğumuz ekonomik, sosyal ve siyasi sorunları aşmamız için de gereklidir. Tıpkı 30 Ağustos'ta olduğu gibi, bir millet olarak tek yürek olmalı ve Türkiye'nin geleceğini güvence altına almak için birlikte hareket etmeliyiz.

30 Ağustos, Türkiye Cumhuriyeti için sadece bir zaferin yıl dönümü değil, aynı zamanda bağımsızlığın, özgürlüğün ve milli egemenliğin kutlandığı bir bayramdır. Her yıl 30 Ağustos’ta tüm yurtta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ve dış temsilciliklerde büyük coşkuyla kutlanan Zafer Bayramı, Türk milletinin vatanını, bayrağını ve özgürlüğünü koruma kararlılığının en somut göstergesidir.

Bu bayram, geçmişte kazanılan zaferleri hatırlatmanın ötesinde, gelecekte de aynı kararlılık ve inançla vatanı savunma bilincini canlı tutma amacını taşır. 30 Ağustos Zafer Bayramı, Türk milletinin bağımsızlık yolunda verdiği eşsiz mücadelenin ve kazandığı büyük zaferin nesilden nesile aktarılan bir anısıdır.

Bu bayram, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı, bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinin zaferle sonuçlandığı bir dönüm noktasıdır. Bu zaferi küçümsemeye çalışan her türlü yaklaşım, Türk milletinin bu zaferin arkasındaki ruhu ve direnci anlamadığını gösterir. Aynı ruh ve kararlılıkla bugün de bir milli dirilişe ihtiyaç duyduğumuzun bilincinde olmalıyız.

Ne diyordu Atatürk, Gençliğe Hitabe'nin son bölümlerinde? Hadi bu sayfadan sonra bir de onu okuyalım.

Kalın Sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa AYCAN Arşivi