Sevgili dostlar, Eylül 2021' den bu yana bir yaş aralığı 7'den 70'e tüm yaş gruplarına hitap eden ortak zorunlu bir eğitim almaktayız. Dersimiz "mevcut gelirle yaşam metotları."

Müfredata göre, akşam yatmadan önce ve sabah kalkar kalkmaz hemen her şeye gelen zam haberleriyle orantılama işlemleri yapıp iktisadi, istatistiksel konuları hatmediyor bir miktarını hazmediyor ve ders sonrası çıktığımız ortamlarda da ünitelerin hazmedemediğiniz kısımlarını ödev mahiyetinde çevremizdekilerle istişare ederek geçer not almaya çalışıyoruz.

Bu eğitim sistemindeki konular yaşam biçimimiz haline çoktan dönüştü bile.

Avrupa, açıklanan enflasyon rakamlarına göre bu dersin kredisi % 5, %10 arası iken ülkemizdeki kredisi % 200'leri çoktan aştı.

Evet küresel bir kriz var, iğneden ipliğe zam yağmuru her ülkede var amenna. Ülkelerin pandemi sonrası toplanma süreci içindeyken patlak veren Ukrayna-Rusya savaşı bu ekonomilerin ayağa kalkma sürecini olumsuz etkiledi. Özellikle enerji konusunda Avrupa'ya ve ülkemize kayda değer bir çelme taktı. Ancak enerji konusunda Rusya'ya neredeyse eşit şekilde bağımlı olan Avrupa ve ülkemizde çelmenin şiddeti neden bu kadar farklı hissedildi, üstelik Rusya bize Avrupa'ya nazaran daha ılıman bir bakış sergilediği halde, anahtar kelime dışa bağımlılık oranları ise bu anlaşılabilir bir denklem değil.

Aynı şekilde Suriye'ye, Azerbaycan'a, Libya'ya, Somali'ye, Pakistan'a yetiyor, kendimize yetemiyorsak burada bir denklem hatası var sanki.

Evet dostlar, bu öylesine zor bir ders ki, ben temmuz ayını finaller haftası gibi görüyorum. Herhalde, asgari ücrete ve kamu personeline verilecek zamları karşılamak için yapılacak fiyat güncellemeleriyle! kendimizi 20 ciltten oluşan dersin finaline girecek tıp fakültesi öğrencisi gibi hissedeceğiz.

Bu zam mevzuları örneklemelerle çoğalır gider, çaydan, şekerden, undan, bulgurdan bahsetmeyeceğim. Bunları seçmeli ders olarak alabilirsiniz.

Ancak neredeyse eylül ayından bu yana aldığımız, görünen o ki uzunca bir süre daha almaya devam edeceğimiz bu eğitim! En geç önümüzdeki 1 yıl içinde yapılacak seçimde alacağımız tavırla ilişkin olarak, aklıma bir hikaye getirdi, gelin bu haftayı da bu hikayemizle bitirelim.

Padişah, baş vezire sormuş:

- ‘Eğitim mi önemli, karakter mi?’

Vezir hemen cevap vermiş:

- ‘Karakter önemlidir sultanım!’

Padişah, memleketin her yanına tellallar göndermiş:

- ‘Duyduk duymadık demeyin… En iyi hayvan eğiticisine 100 kese altın ödül verilecek!’

Yapılan elemelerden sonra bir kişi, ‘ülkenin en iyi hayvan eğiticisi’ olarak Padişah’ın huzuruna çıkmış. Padişah sormuş:

- ‘Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretirsin?’

- ‘Altı ayda öğretirim padişahım!’

Aradan altı ay geçmiş. Eğitici huzura alınmış.

Padişah sormuş:

- ‘Öğrettin mi?’

- ‘Öğrettim padişahım!’

Saray erkânı toplanmış. Hünerli kedi elinde tepsiyle servis yapmaya başlamış. Tam baş vezirin önüne geldiği zaman padişah sormuş:

- ‘Ey vezir! Söyle bakalım, eğitim mi önemlidir, karakter mi?’

Vezir, padişahın sorusuna cevap vermeden önce, kaftanının altında hazır tuttuğu bir fareyi yere bırakmış. Kedi, fareyi görünce tepsiyi attığı gibi farenin peşinden koşmaya başlamış. Altı aylık eğitim de boşa gitmiş. Vezir, padişahın sorusuna cevap vermiş:

- ‘Karakter önemlidir padişahım.

2021 Eylül' den, 2022 Haziran' a kadar alacağımız eğitim padişah mıyız, vezir miyiz, eğiticimi yoksa fare miyiz yaşayanlar görecek.

Kalın sağlıcakla... (nasıl olacaksa)