Konya
Açık
31°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,8729 %0,77
47,8724 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara

Erişilmez mekanlar; camilerimiz

YAYINLAMA:

Yaratılan en mükerrem ve üstün varlık insandır. Yaratılışındaki farklılıklarla, gerek doğuştan gerekse sonradan meydana gelen fiziksel engeller, bu durumu değiştirmez. Rabbimiz Kur’an’da, bu farklıların imtihan vesilesi olduğunu belirterek bizleri uyarmaktadır.

Sahih hadislerde ise, Hz. Peygamber (s.a.s.); 'Allah insanların dış görünüşlerine değil, kalplerine ve amellerine bakar.' buyurmuştur.

Allah’ın mescitlerini, içlerinde Allah’ın ismi anılmaktan men eden ve harap olmalarına çalışan kimseden daha zalim kim vardır?…” (Bakara, 2/114.)

"Burada söz konusu olan pek tabii ki, camilere, mescitlere düşmanlık yaparak onları harap hâle getirmek isteyen kimselerdir. Tefsirlere baktığımızda bunların bazen Hristiyanlar, bazen Yahudiler ve bazen da müşrikler olarak yorumlandığını görüyoruz. Buradaki vurucu nokta, camilere Allah’ın ismini zikretmek için gidenleri engellemenin bir zalimlik olduğu gerçeğidir." (Prof.Dr.Ali Erbaş)

Cami kelimesinin asıl anlamı da zaten "toplayan bir araya getiren"dir. Orada renk ayrımı, zengin-fakir, güçlü-güçsüz, engelli-sağlam ayrımı, protokol yoktur, dünya üzerinde her insanın eşit olduğu belki de tek mekandır.

Engellerin ortadan kaldırılması ve sağlıklı insanların sahip olduğu tüm haklardan faydalanabilmesi için engellilere yönelik sosyal politikaların, temel esasları kanun ve yönetmeliklerle belirlenmiştir. Pek çok maddenin içerisinde yer alan esaslardan birisi de şudur:

Engellilerin sosyal, kültürel, eğitsel, sanatsal, sportif ve dinî etkinliklere eşit katılımının önündeki engeller kaldırılır.”

Erişilebilirlikle ilgili yasal düzenlemelerden bir diğeri ise, 3194 sayılı İmar Kanunu’nda yer alan Ek  Madde 1’e  göre, “Fiziksel  çevrenin, engelliler  için  ulaşılabilir  ve  yaşanılabilir  kılınması için, imar  planları ile kentsel,  sosyal,  teknik  altyapı  alanlarında  ve  yapılarda, Türk  Standartları  Enstitüsü' nün ilgili standartlarına  uyulması  zorunludur.”  hükmü yer almaktadır.

Kanun ve yönetmeliklerde fazlasıyla engellilere erişim kolaylığı sağlanması mecburiyeti bahsi geçmektedir. Ancak birçok alanda sağlanan bu kolaylıklar, nedense sıra ibadethanemiz olan camilere geldiğinde göz ardı edilmektedir.

Anlam veremediğim bir diğer konu, (ramazan ayında televizyonda bolca seyredeceğimiz meşhur Çağrı filminde gösterilen) ilk mescidimiz olan Kuba Camii (Mescidi) gayet düz bir zemindedir. Kabemiz aynı şekilde eski fotoğraflara baktığımızda gayet düz zemindedir.

Neden sonra tarih boyunca, özellikle ülkemizde, ağırlıkla yaşlılarımızın gittiği camiler, sakın gelmeyin dercesine sanki heybet basamaklardaymış gibi, 40, 50 basamaktan oluşan, merdivenlere boğulmuş ve halen bu zihniyet devam etmektedir.

Ayetler, Hadisler, kanunlar, yönetmelikler... Engelliler camilere gelebilsin derken, değerli proje çizerlerimiz, sağlıklı insanların bile gelmesini zorlaştıralım diye her yeni projeye bir 10 basamak daha eklemeyi hüner sayar oldu. Bu ne yaman çelişki dedikleri tam da bu olsa gerek.

Bu konuların sorumlularından başta Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri ve belediyelerimiz olmak üzere bu dar bilgisiyle naçizane birkaç tavsiyem olacak; En azından, merkezi camilerimizde mimarisi uygun olan genişçe yer ayrılan geç gelen mahfilindeki bölüme, şayet yoksa ayakkabılık bölümüne tekerlekli sandalye ile girilebilir bir bölüm yapılmalı.

Değişen yönetmelik sonrası, yapılması mecburi hale gelen, birçok camimizde rastladığım, milli atletlerimizin dahi çıkamayacağı sırf yapmış olmak için yapılmış olan, o engelli rampalarını düzenleyerek, TSE’nin bu konuda verdiği standartlara uygun hale getirilmeli.

Bundan sonra yapılacak camilerde ilgili standartlara uygun mimariye onay verilmeli.

İlk etapta merkezi camilerde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından, görme engelliler için hazırlanan Kur'an-ı Kerim bulundurulmalı.  İşitme engelliler için minarelere, vakit bildirim amaçlı, renkli bir ışıklandırma sistemi kurulmalı.

Teoriden ve toplantılarda dillendirilen görüşlerden öte geçilerek ilk etapta, uygulaması kolay ve masrafsız olan basit tedbirler ve uygulamalar, daha fazla gecikmeden hayata geçirilmeli.

 

Zeka geriliği dışındaki hiçbir engel, mümini namazdan muaf kılmaz, bu bilgi ışığında sağlıklı mümin kardeşim engelliye "Allah'a şükret,  diğer tarafta mutlaka mükafatını göreceksin" tavsiyesinde bulunur, Ancak şükretme mekanına erişimdeki sıkıntıdan bi haber olduğundan, engelliye sadece evde şükret yeterli konumuna getirerek daha bu tarafta engel koymayı uygun görüldüğünü atlamaktadır.

Elbette engelli, erişemiyorum diye ibadetinden vaz geçmemeli o ayrı konu, ama erişimi zorlaştıranlarda bu vebalin omuzlarında olduğunu bilmeli.

Bu bölümde engelsiz cami sayısının 20 bine yaklaştığını (çoğu standart dışı rampa olsa da), özellikle pandemi döneminde, birçok ilimiz müftülüklerince, Cami-Engelli buluşma programları düzenlendiğini,

Sakarya' da yapımına başlanan "Engelliler Cami ve Eğitim Külliyesi" projesi ile engelliler ibadetlerini ve sosyal aktivitelerini daha rahat gerçekleştirme imkanına kavuşacakları bir mekan yapımına başlandığını, bildirmezsem haksızlık yapmış olurum.

Netice olarak, bu işte sorumlu kişiler, camiye erişimi değil, katılımı yükselttiğinde hayır işlemiş, görevlerini bihakkın yapmış olurlar... diye düşünüyorum.

Kalın sağlıcakla.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *